2005 yılında bir kış gecesi tanıştığım, o günden bu yana bir defa kırmayan, dökmeyen hem eğlenceli, hem de düşünceli dost..

(bkz: diğergam)
(bkz: isar)

marion cotillard insanüstü varlığının edith piaf olduğu (buna canlandırmak diyemeyeceğim bu noktadan sonra) 2 oscarlı fransız filmi. film hakkında sürekli bir şeyler duyuyordum ama varan turizm yolculuklarından birinde otobüsteki arşivde bu filmi görmemle artık izleme vaktim geldi dedim kendime ve o küçücük ekranda bile ilk sahnesinden itibaren kendine bağlamayı başardı bu hikaye. şarkılar kararında ve muhteşem, oyunculuk mükemmel. izlenmeli... bir kadın, genç kız ya da çocuk farketmez hepsine öğüdü sadece "sev" olan birinin güldüren, hüzünlendiren dolu dolu hikayesi.

spoiler
marcelin öldüğü haberini aldığı sahne en vurucu sahneydi ve kamera açısıyla etkisi daha da arttırılmış bu sahne izleyiciyi can evinden vurmayı başarıyor.
spoiler

gibi? hımmm güzel. devam devam

dertsiz tasasız tertemiz işletim sistemi ile vazgeçilmezim apple

yaa evlenilse ne olacak ? evlenilmese ne olacak ??? ne yani bu konu asırlardır tartışılıyor ama malesef ki herkes saman altından suyunu yürütüyor istediği gibi.

ayrıca eğer böyle bir duruşa karşı çıkan biri varsa ya gizli gay'dir veya gizli lezbiyen !!! sonuçta dötünden korkusu olmayan bu tür durumlara agresif yaklaşımlarda bulunmaz !!! içinde bastırdığı ve/veya bastırmaya çalıştığı ikinci bir karakteri barındırıyordur.

verdiği cevap bir yana da 2.45'teki ayak üstü fantezi kurdu ya! "düşünsene ikimiz!" kıkır kıkır....

bu yıl ikincisi düzenlenen festival. her ne kadar geçen seneki isimleri daha da benimsemiş olsam da bu yılki program da güzel. en başta levent cantek ve vedat özdemiroğlu'nun varlığı festivale ayrı bir hoşluk katıyor zaten. ankara'da olup da gitmeyenin vay haline diyor ve programı öğrenmeniz adına ilgili linki ekliyorum:

http://www.mizahfest.com/program

gay kimliğimi yaşayamadığım için hep benle olan durum.çoğu zaman isyan ettirir ama söylemeye cesaret hiç bir zaman edemezsin.

hastanenin baş hekimi.

başkasını salak yerine koyduğunu sanırken, kendini zavallı durumuna düşürmek!

(bkz: politiktir)