kırılmış bilek gibi bakar gözlerin, benzetmesiyle beni benden alan, can umayın üçüncü albümü, her süper ötesi albüm gibi hak ettiği değeri görmemiştir, piyasada bulunmamaktadır.
hakkımda çıkan hiç bir dedikoduya inanılmaması gereken zirve ama benim dediğim her şeye inanabileceğiniz zirve olmuştur. * ispatı da tabiki ben şuan entry girerken diğerlerinin ne dümenler çevirmekte olduğudur.*
daha başıma ne gelebilir merak ediyorum doğrusu. hayatım ucuz türk dizilerine döndü. hep bir yalan, hep bir entrika. kime güveneceğimi şaşırdım. her zaman iyi ve dürüst bir insan olmanın doğru bir şey olduğu öğretildi bana. ama öyle değilmiş. keşke kötü bir insan olsaydım da yapılan haksızlıkları aslında hak ediyor olsaydım. en azından 'ben bunları hak ettim' derdim. ama durum böyle olunca insana koyuyor. hep aynı soru geliyor insanın aklına. niye? tüm bunlara rağmen hala biraz olsun umudum var. sadece 'hayatım bok gibi gidiyor ama ben bu adamı çok seviyorum' diyebilmek istiyorum. çok mu?
bunlar hep emre aydin, göksel ve toygar isikli'nin ulke uzerindeki oyunlari, dinleyen hipnoz oluyor ve yataga cenin pozisyonunda yatip "ben kötü biri değilim" diye aglamaya başlıyor daha sonraki evre yagmurlu havalarda pencereden uzaklari seyretmek ve kendini disariya vurup esaretin bedeli yapmak, son evresi de eve gelip rafet el roman klibi duşu almak tebrikler depresyondasiniz. kalitimsal olarak da aktariliyor, gecmis olsun
"tutma gözyaşlarını onur da ağlar" deyip şöyle devam etmiş şiirine; "ne alnımızda bir ayıp ne koltuk altında saklı haçımız biz bu halkı sevdik ve bu ülkeyi. işte bağışlanmaz korkunç suçumuz.."