ayı sözlük itiraf

  • /
  • 13
bir gün yine okuldan çıkarken , evimiz okulun arkasında olduğu için , arka kapıya doğru yürüyordum. tam köşeyi dönerken mıç mıç sesler gelmeye başladı. kafamı döndüğüm gibi kolonların arasında yiyişen birilerini gördüm. ama harbi yiyişiyorlardı çünkü erkek kızın kafasını ağzına alacak gibi öpüyordu. neyse bunlar beni fark etti. ben bir iki saniye duraksadım orada. bunlar boş gözlerle bakıyor. gitse de devam etsek, der gibi. ee napayım devam edeyim yoluma, dedim. biraz uzaklaştıktan sonra gülmeye başladım ve eve varana kadar kahkahalarla güldüm. ertesi gün de ne kadar samimi olduğum kişi * varsa hepsine anlattım. duysunlar da utansınlar diye. okulda yiyişmek yani... ayıp ayıp.

edit:imla

uzun zaman sonra edit: neden yazmadığımı hatırlamıyorum ama bunlar kanka olarak takılıyorlardı. herkesi de inandırmışlardı.
az önce taşıyıcı annelikle çocuk sahibi olan gay çiftin ağzına sıçtım. hiç pişman değilim.
victor hugo sizi görse sefilleri en baştan yazardı.
itiraf ediyorum sözlük, paranoyak olmak üzereyim, kendimden şühpe ediyorum, şimdiye dek; beni hayatına al, ne olur, lütfen, bak bana güven, bi şans ver, bi deneyelim olmazsa bırakırsın, diyerek ilişkinin temelini atanlar, dönüp bir açıklama yapmadan gittiler. kendimden şüphe ediyorum sözlük, sevmemem mi gerekiyor benim, sevmek yasak mı bana, seviyorum deyince insanın götü mü kalkıyor, ben sevmeyi beceremiyor muyum. merak ediyorum sözlük, ben de onlar gibi olacak mıyım büyüyünce, benim de renkli renkli maskelerim olacak mı?
sinir olduğum insanları kesip, kanları içerisinde banyo yapmak istiyorum.
bazı insanların sözlük formatını bilmeden burayı blog sayfalarına çeviren kopyala yapıştır türündeki çöp yazılarını görünce kıçımla farklı pozisyonlar alıyorum
ayı sözlük itiraf kısmında itiraf olmayan her entry i eksiliyorum. evet itiraf ediyorum.
ben çocukken komşumuzun oğlu, babamın iş arkadaşının oğlu, d sürekli beni öpmek isterdi. ben 9, o 8 yaşındaydı. ben buna bir türlü anlam veremezdim. çünkü erkek kadını öpmek isterdi. prens prensesi öperdi. bir erkek başka bir erkeği öpmek istemezdi. öpmezdi. ben utangaç bir çocuktum. kekemeydim. 10 kelime söylemek istesem 1 kelime ağzımdan ancak çıkardı. çok kızardım d'ye. çok. ama diyemezdim. bazen bağırırdım. bazen iteklerdim. arada bir küfür ederdim. ama çok küfür etmezdim. neden bilmiyorum. ona çok küfür etmek istemezdim.

ama bende de bir şeyler vardı. yok dersem yalan olur. şimdi size geyler tarafından kötü yola düşürülmüş masum heteroseksüel rolünü oynayamayacağım. o yıllarda rosalinda televizyonda fırtınalar estiriyordu. bütün anneler, genç kızlar ve benim gibi akşam yemeğinde annesinin kotrolündeki televizyonu izleyen çocuklar izlerdik rosalinda'yı. fernando vardı orada. bir de rosalinda. jeneriğinde fernando çıplak çıkardı. ne zaman onu görsem heyecanlanırdım. bazen erekte bile olurdu. belki o zamanlar idrar torbam prostata baskı yaptığı için kalkıyordu, bundan emin değilim ama fernando'nun beni heyecanlandırdığını hatırlıyorum. sonra jetix'te sissi diye bir çizgi dizi vardı. avusturya imparatoriçesinin kocasıyla tanışmasını ve aşklarını anlatıyordu. orada franz'ın soyunup şelalenin tepesinden suya atladığı bir sahne vardı. çizgi diziydi ama bu yaşıma geldim hala o sahne beni heyecanlandırır. sonra ansiklopedi karıştırırken davud heykelini görmüştüm. bu biraz daha eski. daha küçüğüm. sanırım ilk aşık olduğum erkek figürü de davud heykeliydi. kaslı bir adam olma arzum da o zamanlardan kalma. biraz dağınık oldu. konuya geliyorum.

d bana sürekli sırnaşıyordu. artık kızmaktan ve küfür etmekten bile yorulmuştum. "öpme" diyordum sadece. bir gün dayanamadım. çok merak ettim. "öp" dedim.

apartmanın girişinde hızlı ve kısa bir öpücük kondurdu dudaklarıma. ben 9 o 8 idi. karnımda kelebekler uçuşmuştu. kalbim ile midem arasında bir bölge vardı, hepiniz bilirsiniz, orası bir değişik olmuştu.

ikimizde gülüyorduk. sonra tekrar öptü. tekrar ve tekrar. ona apartman boşluğuna gidelim mi dedim. kimse görmez. oradan sıkılınca asansöre bindik. bizim asansörlerde çocuk kilidi vardı. ayakkabımı çıkarıp yukarıdaki kırmızı düğmeye ve son katın düğmesine bastım, o kata çıkana kadar öpüştük. sonraları sürekli öpüştük. onun penisiyle oynadığımı hatırlıyorum. o da benim kalçalarımla oynardı. hatta ilk defa onun penisiyle oynadığım ve onunda benim kalçalarımla oynadığı gün evimize çelik kapı takılıyordu. biz apartman boşluğundaydık. onu vücudunu okşarken içime çektiğim metalik koku hala aklımda ilerlemiştik. ama hala anlayamıyorum. o kadar küçük iki çocuk nasıl bunları yapabiliyor. ben 9 o 8 idi.

bir gün, onu odama attığım bir gün tekrar öpmek istedim. kafasını geri çevirdi. "annemle televizyonda izledik. öpüşmek ölümcül hastalık veriyormuş," dedi. korktum. üzüldüm. ama "peki," dedim. üzülmüştüm. midem bir garipti. "oyun oynar mısın?" diye sordum. oyuncaklarımı çıkardım.

bu olaydan bir hafta sonra d'nin annesi beni oğluna resim dersi vermem için çağırdı. okulumda düzenlenen bir yarışmayı kazanmıştım. resmim güzeldi. peki, dedim. onun yanına oturunca heyecanlandım ama hiçbir şey yapmadım. öpmek istiyordum, öpmedim. hasta olup ölmekten korktuğum için değil beni istemediği için. içten içe biliyordum öpüşerek kimsenin ölmeyeceğini. güzelce resim çizmeyi öğrettim. dünyanın en beceriksiz çocuğuydu. annesi sık sık kapı aralığından bize bakıyordu. masadaki suyu ve tatlı tabağını yenilemek için sürekli odaya giriyordu. o zamanlar buna bir türlü anlam verememiştim. sonraları annesinin amacını anladım.

annesinin amacını seneler sonra, o olaydan sonra, ailemle aralarının açılmasından sonra anladım. babası, babamı sayardı. büyüğü olarak görürdü. annesi de aynı şekilde. bizim apartmanımızdan ev almaları için babam aracı olmuştu. annesi, anneme taparcasına hayrandı. birden bire apartmanda bize karşı koalisyon oluşturdular. babam apartman yöneticisiydi. apartmana yakıt alınacağı zaman yönetici senet imzalardı. yani apartman sakinleri paralarını ödemezlerse borç bize kalırdı. işte d'nin ailesininde içinde bulunduğu bir grup aile paralarını ödememeye başladılar. aslında diğer aileler böyle aksaklıklar sık sık yapıyorlardı ama d'nin ailesinden güç alarak onlarda işi pişkinliğe vurmuşlardı. üstelik babamın arkasından onu, apartmanın parasını üstüne geçirmekle suçluyorlardı.

babam delikanlı adamdır. sakindir. güler yüzlüdür. ama damarına basıldığı zaman çıldırır. gözü hiçbir şey görmez. apartman toplantısının olduğu bir gün d'nin babası, babamı açık açık hırsızlıkla suçlamış. babam önce önündeki kül tablasını kafasına fırlatmış. kafasını sıyırmış. sonra kalkıp eşek sudan gelinceye kadar dövmüş. o gece toplantıda bulunanlar adamı babamın elinden zar zor almışlar. bunu bana babam anlatmadı. ertesi gün mahallenin çocukları hayranlıkla babamı bana anlatmak için geldiklerinde öğrendim. bizim evde uzun yıllar hiç konuşulmadı.

o olaydan sonra bizim evimize haciz geldi. arabamızı satıp, 2002'nin parasıyla 20 bin tl, senetin borcunu kapattık. babam tayinini istedi. biliyorum, katil olmamak için istedi. annemle bir sürü kavga ettiler. gittik. iyi ki gitmişiz. o da ayrı bir anı.

bir sene sonra d'nin elini, apartmanın altındaki dikiş kursunun dikiş makinesine kaptırdığını duydum. salak çocuk.
fun fact: hepinizden nefret ediyorum.
dayanamadım meraktan baktım bu gün ne yazdın diye. iyi ki bakmışım. rakibinle tanışmışsın. ama bir daha nah bakarım. bakarsam da yine yazarım buraya, baktığımı bilirsin.

canım o aptal olabilir ama senden daha güzel. süt gibi süt. o ukalalığını alıp bankaya götürebilirsin. hem o daha önce geldi.

herhangi bir entrika girişimin olursa misliyle karşılık bulmakla kalmaz, benimle ilgili umutlarına da kökten veda edersin. ayriyeten çok pis ifşa ederim. mücadele edeceksen de insanlıktan çıkmamanı öneririm.
hayatımda hiç şerefsiz insan tutmuyorum. hatta son zamanlarda bir orospu çocuğunu hayatımdan silip attım, asla zamanınızı ve paranızı bilhassa pislik insanlar için harcamayın. ben fedakar olmamayı 26 yaşında öğrendim. orospu çocuklarına asla yer yok. unutmayın, bir gün en ufak başarınızda göt olup "ah keşke" diye peşinizde dolaşmaya kalkışacaklar. hatta yine sizin kötülüğünüzü isteyen o kişi olacaktır. bunlar başkasını bencillikle suçlar lakin düşündükleri sadece para ve orospu çocukluğudur. ihtiyaçları da sadece maddiyat olacaktır. geri dönerlerse bir tekmeyi de son kez atmayı unutmayın.

hanımağanızdan minik dersler. öpüyorum gençler.
bugün beyoğlu' ndaydım. istanbul lgbtt dayanışma derneği diye bi yere gidecektim. gittim, eski püskü bir bina, tepesinde gökkuşağı bayrağı asılı hah dedim geldim. neyse içeri girdim, birde ne olsa beğenirsiniz, orada ayakkabıcılar var ve ayakkabı boyalarının kokusu o kadar kötü ki... birden başım döndü ve midem bulandı, zaten etraf bi acayipti emeneke, yukarıdan inen bir kız mıdır travesti midir çözemediğim biri vardı. insanlık etti de yukarı çıkmama yardımcı oldu. ama benim başım fenaağ! sonra daha yukarı çıkacaktım ama cesaret edemedim, zaten karanlıktı. daha daha sonra dolandım beyoğlu' nda, bir süre sonra derneğin yakınlarında dört beş tane garip tip gördüm. gey idiler. ama varya, gece rüyamda görsem altıma sısardım emeneke. o nasıl bi tip lan! burada fiziki olarak değil, giyiniş ve davranış olarak bahsediyorum, yoksa öbür türlü yaradılanı hoş gördük yaradandan ötürü. emocu saçlar, kulakta şu kulak derisini sündüren, kulak memesine takılan küpeler, yüzde bin çeşit boya, dötte bacakları et döner misali sıkıştırmış daracık bir pantolon. üstelik tek bi tanesi böyle değildi, hepsi öyleydi. zaten tansiyonu 8 lere düşmüş olan bendeniz bu manzarayla karşı karşıya kalınca iyice kötülendim, gözlerim kocaman olmuştu, yüzüm kireç gibi bembeyaz kesildi. eve gidince hemen kendimi yatağa attım zaten, hiçbi şey düşünmeden.
ama yol boyunca düşündüğüm tek bişey varsa o da bu tipler bu dernektemi emeneke, öyleyse vay halime, bunlar beni evire çevire fafeynklerler oldu. tırstım ve bu legebetete derneği işini bir süreliğine daha kenara attım.
gay dediğin kesinlikle böyle olmamalı, her daim farklı gözükmeli ama güzel gözükmeli.
ve şu an sizlerden de yardım bekliyorum canlar. eğer bi lgbt derneği üyesi falan olmuşunuz/olanınız varsa beni bilgilendirsin, çok rica ediyorum...
not: fazla sansürlü entry, biliyorum.


sözlüğün kafa sikme bölgesidir.
kaslı kürt sevgilim olsun istiyorum. evdeki bütün işleri o yapsın. canım isteyince benimle ilişkiye girsin. sonra beni insanlardan korusun. kölem olsun istiyorum. kürt köle istiyorum.
bazı insanlarla sırf acıdığım için sevişmek istiyorum. mesela birisi yetimhanede büyüdüğünü söyleyince veya kolu olmayan birisi veya kelimenin tam anlamıyla hayatın tokadını yemiş birisi; işte bunlara kocaman sarılıp öpmek istiyorum. belki psikolojide bir sebebi vardır. bilen arkadaşlar varsa mesaj atabilir mi?

hayır zaafım resmen.
hayatımda ilk defa çokça şey hissettiğim insan açık ilişki istiyor ve ben onu kaybetmemek için kabulleniyorum
#405699 inananı siksinler. millet sözlüğü kafalarında kurdukları fantezileri yazma yeri olarak görüyor ne haz alıyorlarsa...
bay mükemmel yalancı'nın arabasından indikten sonra bir süre ağladım. öyle kolay ağlayan birisi değilim. hatta intihar, ağlamak, şikayet etmek, mızıldanmak gibi sırasıyla sayabileceğim pek çok şeyi acizlik olarak görüyorum. neyse. elimde onun için yaptığım cikolatali kek vardı. bu kek, benim sadece sevdiğim insanlara onları sevdiğim zaman yaptığım bir kek ve tarifini benden başka bilen bir iki kişi var. bir süre ağlayıp şoku attıktan sonra ona ne kadar berbat bir insan olduğuna dair bir mesaj atıp evin yolunu tuttum.

ev bomboş. kimse yok. o gece evde yalnızım. saat gecenin 12'si olmak üzere. psikolojim berbat. arkadaşlarımı aramaya çekiniyorum falan derken en iyisi hornet kurayım dedim. evet, ayrıldıktan sonra 1 saat geçmeden telefonuma hornet yükledim. birisiyle konuştum. fotoğraf attım. beklediğim gibi ret edilmedim. o da bana fotoğraflarını açtı ama bu pek umurumda değildi. çünkü gidiş amacım farklıydı.

bay mükemmel yalancı için hazırladığım kek paketini ve bir şişe süt ile hornet'ten tanıştığım adamın kapısını çaldım. adam kek yiyip süt içerken bende az önce bitirdiğim ilişkimden bahsettim. adam keki bitirdi, sütünü içti. karşımda, sadece konuşurken ve üstelik berbat biten ilişkimden bahsederken erekte olduğunu görebiliyordum. belki bunu saklamıyor belki saklamak istemiyordu ama sağ olsun beni çok güzel dinledi. ben konuştum, o dinledi.

sonra boş kek paketini alıp odadan çıktım.
allahim benim gunahim neydi de boyle bi gun yasatiyorsun bana sevgililer gunu ve benim sevgilim yok cillik cilliga aglayasim var yalnizliktan biktim artik dayanamiyorum cok guzelim ama sevgilim yok allah cirkin sansi versin amin
  • /
  • 13