kedi

yaşadığı evin imparatoru/imparatoriçesi olduğunu zanneden egosu yüksek, karakterli ev arkadaşı. sinirlendiği zaman sizinle dalga geçecek kadar da sinir bozucu. *
bir de nyan versiyonu var ki hepimizin bildiği, kafayı yedirtir.
yalnızlığımı en çok hissettiren canlı türü mü ? değil mi ? bilmem ama iki tanesi ile yaşamaktan , aynı havayı solumaktan sonsuz keyif aldığım, huzur kaynaklarıma verilen genel isim ... evet kedi kesinlikle huzurdur...
"ona sahip olamazsınız, o sadece onun hayatını daha güzel hale getirmek için harcadığınız çabaya tenezzül ederek sizi onurlandırır" gibi bir laf duymuştum.
yavruyken pek bir tatlı, pek bir oynak olan bu hayvanların büyüdükçe götleri kalkar ve evde patronun kendileri olduğu fikrine kapılırlar. bir hadisizleşmeler bir artistlikler. benim evimde bana artistlik yapanın alnını karışlarım buna kediler de dahil. bir de kedileri köpeklere tercih edenlerle pek anlaşamıyorum nedense. ezik mi oluyolar ne? kedilerin evdeki ezici üstünlüğünden sanırım.
<br> <br>http://i.imgur.com/q81jz.gif *
kedi = felis domesticus (latince)
bu felis domesticuslar her ne kadar kökenleri insanla hiç alakası olmasa da, insanlarla yaşadıkça kendilerini insan yerine koymaya başlayıp, ciddi anlamda insan gibi davranmaya başlarlar.
şahsen benim kedim baya baya ağa misali oturuyor, kendi koltuğunda değil bizim koltuklarımızda oturuyor, yatağında değil, benim yastığıma kafasını koyarak uyuyor. değişikler yani. bir de onlara insan değilmişçesine davrandığınızda, kendinizle aynı kefeye koymadığınızda bozulup söylene söylene gidiyorlar.

dip not: bir de kedim su kabından değil, kafasını suyun altına sokarak çeşmeden su içiyor. tam fırlatma yahu.
dünyanın en sevimli yaratıklarıdır. nedense hayvan yerine koyamıyorum bunları. dertleri anlatabildiklerini, beni anlayabildiklerini hatta zaman zaman çözüm yolu gösterebildikleri kanaatindeyim. * yazın 40 derecede sıcaklıkta sarılıp uyumak pahabiçilemeyen bir duygudur.
annemin kıçından uydurduğu "bende alerjik astım var oğlum kedi tüyü çok fena yapıyor beni" diyip yıllarca kösnük kösnük arkadaşlarımın kedilerini sevmek zorunda kaldım. hatta bazen daha ileri gidip annem o kedi eve gelirse seni de eve almam gibi ithamlarda bulundu. şu anlık ana-baba parası yiyen bir öğrencimsi olduğum için kedi besleme hayallerimi ertelemek zorunda kaldım.

sırf bu kedi besleme sevdam yüzünden ileride evinde 32 kedi besleyen yanlız adamlara bağlayabilirim.
gün gelir yemeden, icmeden kesilirler. evde kose bucak pesinizden kosan bu guzel yaratiklar gun gelir yemek kabinin yanina ugramazlar. su icmezler. kuvete girip, su içmeye calisirlar. gardrobun üstüne tek ziplayisla cikan kiz, o gun geldiginde diz boyundaki kuvete cikacak enerjiyi bulamaz. yaptiginiz hicbir saklabanlik dikkatlerini artik çekmez. kardesi birseyler olduğunun farkindadir. yatak icin kavga etmez onunla, gider ufak olan yatakta yatar. dalasmaz hasta kardesine...

geçici tuy yumagi problemidir diye kendinizi avutursunuz bunun dogru olmadigini bildiginiz halde. ama umut fakirin ekmegidir ya!

gidersiniz veterinere. tahliller, ölçümler... beklersiniz ertesi gun bir umut gelen telefonun iyi bir haber verecegini. ancak beklenen olmaz. gun gelir, artik onlarin da miladının dolduğunun farkina vardığınızda koskocaman 17 yil ne cabuk gecti diye sorarsiniz kendinize. yutkunamassiniz. icinizdeki acinin tarifi de yoktur. onun aci cekmesini istemediğiniz icin uyutmaktan başka da care yoktur. onlara hep gozunuz gibi baktiginiz icin, aci cekmeleri en son isteyeceginiz secim olur.

iki gun sonra gidilir kliniğe ve son kez bakarsınız yorgun gozlerine. veterinerin ve asistaninin yaninda aglamak olur mu? bal gibi olur. hungur hungur aglarken saniyeler icinde kapar gozlerini sonsuzluğa biricik kızınız.
itaat etmeyi sevmezler, emir almaz verirler, bu yüzden nankör olarak yaftalandıklarını düşünmekteyim.
bi kedim olmadan önce onları çok nankör zannederdim. aksine vefalılar, sevgi dolular fakat sevdiğini çok belli etmez. bazen yaramazlar, onları eğitmek çok zor, laftan anlamazlar, kendi bildiklerini okurlar. acıktıklarında yalakalık yapmaya başlarlar. sıkıldıklarında senle oyun oynamak isterler. başka işlerle ilgilenmeni istemezler. ilginç bir dilleri var, kendi aralarında miyavlamıyorlar ama kızgınlığa girdiklerinde ortalığı inletiyorlar. bi de şu hayatta en sevdikleri şey uyumak.
canlarının çektiği her an herhangi bir yerde uyuyabilmelerine hayranım!
http://i.capsspot.com/s/34/6/375058.gif
az önce whiskas temptations tavuklu ve peynirli krakerlerine * bayıldıklarını fark ettim. yavru kedimin avcumdan birkaç tane yemesine rağmen mırlamaktan vazgeçemeyerek deli gibi krakerleri aramaya koyuldu *
en sevdiğim hayvan. kafalarına buyruklar umursamazlar falan ama bir sırnaşmaları bir mırlamaları yeter. ilerde kesinlikle bir kedi beslemek istiyorum. ayrıca hal ve tavır olarak da kendime benzetirim. sürekli sürekli uyumak, miskin miskin yuvarlanmak en ortak noktalarımız sanırım bu dünya tatlısı canlılarla*
mart ayında libidoları artan hayvanlar.
üniversiteye ilk geldiğim günden beri doğru düzgün yemek yiyebilmek için savaşmak zorunda kaldığım hayvan türü. abartmıyorum, şu istanbul'un en yüzsüz kedileri bizim okulda valla. tabağınızın içine atlarlar direk. zaten bir de alerjim var kedilere. ikisi birleşince sevemiyorum malesef bu hayvanı.
benim bir tane filozofum, o kadar filozof ki kendisi anlatması sor, sürekli düşünür, oyun oynamaz ama belgesel izler..
kedi işte böyle bir mükemmel varlık, söylenenlerin aksine ihanet etmez, nankör değildir, sadece güvende olduğunu anlamak ister, güvende olduğunu hissettiği andan itibaren zaten kendini teslim eder, onları anlamak kendimizi anlamaktan geçiyor belki, ben kedimle beraber çok şey öğrendim, bize çok şey katıyorlar gerçekten...
  • /
  • 4