çılgın bediş

1996-1999 yılları arasında kanal d'de yayınlanan gençlik dizisi. başrolde yonca evcimik vardı. o zamanlar bütün yaş gruplarını ekrana bağlardı dizi.

bediş isimli liseli kızımız anne babası ve dedesiyle beraber yaşıyordur. dedesi 60dan sonra azan tiplerdendir. anne ise sürekli duygusal, endişeli; baba ise kızına söz geçiremeyen, her şeye evet diyen duyarlı bir babadır. * bediş'in mükü isimli çok yakın şişman kıvırcık bir arkadaşı vardır ayrıca. onunla beraber okulun en yakışıklı çocuğu oktay'ı tavlamaya çalışırlar. böyle böyle eğlenceli, hareketli bölümler vardır.

ve dizinin jeneriği:
* *
jeneriğini izlemekten bıkmadığım yonca evcimik dizisi.
konusu itibariyle biraz absürt bir dizidir. örneğin menapoza girişinin 10. yılını kutlayan bir kadın lise öğrencisini canlandırmaktadır. amerikan gençlik dizleri bile bu kadar ileri gidemedi.
efendim bedişin çok yakışıklı şişman kıvırcık saçlı olan arkadaşı saf banu değil kaşar mükü'dür ve çiçek dilligil tarafından canlandırılmıştır. banu, sıska, çirkin ve aptalca olanıdır.
jeneriğini hâlâ ezbere bildiğim yonca evcimik dizisi. zihnimin bunca boş bilgiyi depolamaktaki amacını elbet bir gün anlayacağım.
ortaokul yıllarımda severek izlediğim bir diziydi.
he yo he yo nidalarıyla bediş'in eğlenceye koşuşturduğu, oktay isimli soğuk nevaleye kör kütük aşık olduğu bir dizi...
yeni neslin ilişkiler konusunda niye bu kadar obsesif/yanlış seçimci/ille de roman olsun, ister çamurdan olsuncu olduğunu düşündüğüm bir dönemde tekrar izlemeye başladığım ve cevaplarımı bulduğum dizidir. 65 bölüm boyunca obsesif bediş'in, alt dişleri yamuk, arada şaşı bakan, cılız, gelecekte muhtemelen bir baltaya sap olamayacak oktaya olan obsesifliği, 90lı yıllarda gelişmekte, karakteri yerine oturmaya yeni başlamakta olan nesil tarafından 16 kez baştan sona izlenmiştir. özellikle 65 bölüm boyunca da oktay'ın önünde olmayan pantolon kabartısını da izlemeye mahkum bırakılarak. sonra bu nesilden düzgün bir ilişki yaşamasını bekle. hadi ya. son olarakta süleyman solmaz tarafından yazılan bölümleri de hiçbir işe yaramazdır. baha tarafından yazılan bölümleri kesinlikle daha eğlencelidir.
sevgilisi oktay'ı canlandıran cenk torun'dur. cenk torun da türk sanat müziği sanatçısı nurdan torun'un oğludur.
jeneriği ne zaman çalmaya başlasa teyzemle ablamın ekrana yapıştıkları diziydi çılgın bediş. oktay vardı, bayılırlardı. bir kere antalya'da yazlıktayız, eve bir geldik bunlar bunun jingle'ın da dans etmeye başlamışlar. şimdi bir tanesi anne diğer üniversitede hoca oldu. hey gidi günler hey.

aslında kötü bir diziydi ama oyunculuklar falan sempatikti, izliyorduk mutlu mutlu. dizideki erkek arzu objesi (gerçi dizide kadın arzu objesi yoktu) olarak bulunan oktay rolündeki cenk torun, cidden çok güzel bir vücudu olan bir abimizdi ve laf aramızda ben de çok beğeniyordum kendisini. kendisini dizide maalesef hiç vücut şov yaparken göremedik ama giydiği dar t-shirtlerden biçimli vücudu hep belli oluyordu. o zamanlar yoktu internet minternet tabii, ancak bunlarla idare ediyorduk napalım.
iki gündür izlediğim dizi her bölümde bir tane siyasi gönderme yapılıyor çoğu da dsp ile ilgili oluyor.
belki de türk televizyonunda yer alan ilk nemfomanyak karakter olan mükü'ye sahip.
dizide bulunan herkesin mezhebi inanılmaz geniş. ya da yeni türkiye'de bu açıklığı yitirmiş bir neslin ürünüyüm.

neyse konu itibariyle çılgın bediş, abaza mükü, zombi banu, gotik zeynep, işlevsiz mihrace ve diğer ismini hatırlayamadığım kişiden oluşan kız grubunun okullarının basketbol takımını oluşturmalarını konu alıyor. bediş hikayenin baş karakteri olarak ben yanlış atım oktay'a saplantılı halde aşık ve sıklıkla çocuğun hayatına sıçıyor.

eklemeliyim ki güzel dizi, ama burgerking yediğimizde hissettiğimiz bir güzellikte ve en nihayetinde allah kahretsin ben ne izliyorum dedirtiyor.

biraz fantastik durumlar işin içine girseymiş güzel olurmuş mesela zaman yolculuğu ya da uzaylılar çok yakışırdı bu diziye.
bir dönemin çocuklarının beynini yakan dizi. şimdi bakıyorum da nasıl izlemişiz biz bunu..