ölüm korkusu

ölmeyi bayılmak sanmamaktır. haklı bir korkudur aslında, geride bırakacakların, bıraktığında yarım kalanlar. birde acılı bir ölümdür insanı korkutan, acısız ağrısız bir ölüm ister tüm canlılar. allahın takdiridir, çekilecek çileler de kutsaldır bu durumda.
korkutan ölüm değildir aslında. korkutan yalnız ölmektir, muhtaç ölmektir ve günahkar ölmektir.
tüm gerçekliği ile kabul edip bildiğimiz ama asla kendimize yakıştırmayıp,hep bizden uzak olduğunu düşündüğümüz ve inandığımız şekilde hayatın son bulması
üstad ne demiş ne ölümden korkmak ayıp nede düşünmek ölümü
hayatın değerini anlamamızı sağlayan tek etkendir. tanıdığınız birinin ölmesi yıkıcı olabilir, çünkü artık ona sahip değilsiniz. fotoğraflar, hatıralar, videolarla avutulmaya çalışılır ama hiçbir şey o ruhu geri getiremez. kendimizin ölümünden korkmak da yersiz gelir, öleceğiz sonuçta ne korkuyorsun, kabullenmeliyiz bunu artık.

intihar edenleri anlayamamışımdır, nasıl bir bencillikse artık o. tabi hiçbir, cidden hiçbir kimsesi olmayanları anlarım. yalnızdır ve arkasında bırakabileceği ya da uğruna yaşayabileceği bir şey kalmamıştır. daha fazla durmanın da alemi yoktur. ama, arkanda bırakabileceğin birkaç kişi ya da bir kişi olsa dahi intihar düşünülmemeli. meğer bizi hayatta, ayakta tutan şey yanımızda olanlarmış.
boğularak veya yanarak ölmediğim sürece öyle bir korku mevcut değil
kendimin ölümünden ziyade en yakınımdakilerin bir gün öleceği düşüncesi gecelerdir kafama takılmış durumda.bu düşünce günden güne artmakta.* uykularım bölük pörçük ve ömrümce olmadığım kadar huzursuzum.berbat bir durum *
"ölümden korkma çünkü o geldiğinde sen gitmiş olacaksın" gibi kamyon arkası sözü mü yoksa sağlam bir yazar, filozof sözü mü olduğunu hatırlayamadığım cümleyi akla getiren durum.
kendi ölümümden değil de sevdiğim birinin ölmesinden duyduğum korkudur.
ölmekten değilde, yaşlanmaktan korkuyorum.
kendimizdenbaşka kimimiz olucak ki ???
ölümün olduğu yerde daha ciddi ne olabilir ki der nejat abimiz .

gel gör ki s.k.t.r et yaşıyoruz gene diyorsun ve yoluna devam ediyorsun
inancımı yitirdiğim günden beri ölümden korkmuyorum. benim için ölüm korkusu cehennemde yanmakmış meğer.
benim asıl korkum, benden önce ölen annemi, babamı, kardeşimi, ananemi, tavşanımı, kaplumbağamı, çiçeklerimi, köpeklerimi, filozofları, müzisyenleri ve tarihe adını yazan bilim insanlarını bir daha görme olasılığının olmayacağı fikri.
hiç düşünmedim bunu ölmekten korkuyor muyum? insanın içindeki his uzun yıllar yaşarım mantığı vardır ya bende de o var galiba otuzlu ,kırklı yaşlarımı düşünüyorum ölmekten ziyade. sanki hiç ölmeyecekmişim de hep hayatta kalacakmışım gibi; hedeflerimin yerlerini saptamaya çalışıyorum, yiğenimle* yapmak istediğim şeyleri kurguluyorum, mutlu olduğum insanla beraber sürdüreceğimiz hayatı kurguluyorum*, araba alacağımı istediğim yere atlayıp gideceğimi, yıllık izinlerimde yurtdışı planları…ölmekten değil de sevdiklerimin o anını yaşamaktan korkuyorum fazlasıyla.* şu sözü anımsıyorum hep; her güne yeniden doğuyor gibi başla ve anı yaşa böyle yapıyor olmalıyım ki hiç düşünmek için sebebim olmamış.

ölümden korkum kalmadı gibi bir şey fakat en çok değer verdiğim ve sevdiğim insanları kaybetmekten çok ama çok korkuyorum. * (yalnız olduğumu hissettiğim şu lgbt ortamında daha da fazla yalnız kalmak) sanırım dolaylı yoldan bu korku da ölüm korkusu oluyor kendim için geçerli olmasa da başkalarında geçerli.

yunus emre'ninde dediği gibi ; ölümden ne korkarsın --- korkma, ebedi varsın .
"korkma. önce toprağa gideceksin. sonra toprak olacaksin. orada özünü bulacaksın. sonra bir çiçek olacaksın. o çiçeğe bir arı konacak. o arı belki ben olacağım"

(bkz: eşkıya)

bazen hayal ediyorum uçak düşse biri beni bıçaklasa yolda giderken araba çarpsa yani bir şekilde ölsem yapamadığım o kadar çok şey var ki.. korkuyorum arada bir de üzülüyorum kendime çok mu bencilce bilmiyorum ama ölmiyeyim ben yahu
cahit sıtkı tarancı 'nın epey hissettiği, hayata dair bir gerçek.
ecele faydası olmayan şeydir.
  • /
  • 2