şeker kamışı

vah anadolum, hey gidi çocukluğum!

bir varmış bir yokmuş. zeus oğlanları kovalarken, kibele ana erkekleri emzirirmiş...
böyle eski ve güzel zamanlarda, anadolu isimli yarımada, kendine yetecek tüm tarımsal üretimini yapabilecek güçteymiş.
özellikle, cumhuriyetin ilanından sonraki kalkınma ve sanayileşme planları sayesinde, hem tarımda hem de sanayide ciddi atılımlar yapıldığından, olimpos dağındaki tanrılar kıskançlıktan çatır çatır çatlarmış...
olimposlular çatlayadursun, truvalılar çalışmaya ve yerel iklime en uygun tüm ürünleri yetiştirmeye devam edermiş.
çukurovalılar boş durur mu? onlar da, bölgenin sulak alanlarında şeker kamışı yetiştirerek (tıpkı güney amerikalı emekçilerin yaptığı gibi) ülke ekonomisine katkıda bulunur, tarım ürünlerini satmak için pazarlar arayan emperyal tanrıları kızdırırmış. çünkü, şeker kamışı, şeker pancarı gibi en doğal ve en değerli şeker hammaddesi olup, bu ürünlerin stratejik değeri çok yüksekmiş.
o nedenle, olimpostaki ve zürihteki tanrılar, ne yapıp edip, güney amerikadaki ve anadolu'daki şeker pancarı ve şeker kamışı üreticilerini tasfiye etmeye karar vermişler.
yapay glikoz ve mısır şurubu gibi çok ucuz ve kanserojen şeker hammaddelerini uluslararası pazarlara sürmüşler. bununla yetinmeyip, bu ülkelerde askeri darbeler düzenletip liberalizasyon adıyla ekonomik dönüşümler başlatmışlar. artık, yerli tarım ürünleri yerine, tanrıların üretip sattığı ucuz ürünleri satın almak zorunlu olmuş ve deli gibi mal ithal etmek bir özgürlükmüş gibi sunulmuşşş...
sonuçta ne olmuş peki? şeker kamışı ve şeker pancarı tarlaları kesilmiş ve kurutulmuş. artık, tüm şeker hammaddesi yurtdışındaki büyülü ve ölümcül malzemelerden karşılanır olmuş. bunun sonucunda, tanrıların cepleri dolarken, anadolu gibi yerlerde sefalet daha da yaygınlaşmıışş...

not: ben çocukken, babam her tarsus mesaisi dönüşünde eve şeker kamışı getirirdi.
annem onları güzelce soyup, boyuna keserek dilimlerdi.
dünyanın en güzel lezzeti, dilimlenmiş o kamışları çiğneyip somurunca ağzımıza dolan şeker kamışı suyunun tadıdır dostlar!
lütfen bu lezzeti tatmak için uğraşın....