13 mayıs 2014 soma maden ocağı patlaması

soma'da gerçekleşen olaydır. vay arkadaş ne kadar duyarlıyız yahu öyle böyle duyarlı değiliz... başımıza birşey gelince ne kadar duyarlıyız... ben bizim kafamızı seveyim... ne güzel hiç birimizin haberi yok ama... benim annem babam değil ki... banane ki... koy götüne diğerlerinin...

http://www.posta.com.tr/turkiye/haberdetay/soma-da-madende-yangin-.htm?articleid=227836
kafayı yicem kafayı. allah'ın takdiri öyle mi? 15 gün önce soma kazaları araştırmasını reddeden allah'ın neyi peki?
belediye başkanı tarafından 157 ölü 75 yaralı olduğu açıklaması yapılmış. içerdeki toplam işçi sayısı 580 imiş.

ancak hükümet baskısı sonucu bu beyanat yalanlandı, oyun içinde oyun. ölen öldüğü ile kalacak, sorumlular şimdiden aklanmak için delil karartmaya başladı bile. dakika dakika haberin aktığı twitter'da da arıza başladı, haber engelini sağlamak için kapatılabilir taktik hep aynı.
yine bir ihmaller zinciri .
yine insan canının hiçe sayılması.
yine birilerinin cebi dolsun düşüncesi.
yine türkiye.
yine sepet kafalı hükümet.
yine cahillik.
enerji bakanı 700'ü aşkın kişinin vardiya değişimi sırasında trafo patlamasıy nedeniyle olayın meydana geldiğini söylemiştir. şu ana kadar 201 kişinin yaşamını kaybettiği bildiriliyor. üstüne üstlük canım türkiyemin kanallarında somadaki maden şirketinin gelişmiş bir maden olduğuna dair haberler dolanmakta. bu kuruluşun sahibinin içeride kalanlara 2 hafta yetecek güvenli bölgeler olduğunu söylediği arşiv görüntüleri yayınlanıyor. yani madende o kadar gelişmiş ki, kurtarma çalışmaları sırasında şu zamana kadar 2.ye yangın çıkmış ve kurtarma amacıyla gidenlerin de risk altında olduğu söylenmektedir. içeriden şu zamana kadar kurutlanlar olay anında ana girişte olan çalışanlarmış. olayın üzerinden 17 saat geçmesine rağmen hala daha ana girişteki 1,5 km'lik kısımda kurtarma çalışmaları sürdüğü bildirilmektedir. henüz ilerideki galerilere girilmediği söylenmektedir.

yani kısacası insan hayatının ucuz, kaderin kutsal olduğu bir ülkede neler yaşanması gerekiyorsa onlar malesef ama malesef yaşanmaktadır.

(bkz: dikkat bu ülkede kader var) *
kazanın meydana geldiği yerde hala daha koordinasyon merkezinin kurulmadığı bildirilmektedir. devlet birimleri ve hükümet itibar hesapları yaparken medya ve sosyal medyada ulusal yas olarak görülmektedir. henüz devlet bunu göremedi. bu durum üzerine redhack soma belediyesinin internet adresinde gereğini yapmıştır.

http://odatv.com/n.php?n=belediye-yas-il...

çok merak ediyorum. seçimler de yaklaştı hani. seçmenlerinize nasıl kömür dağıtacaksınız acaba?
on beş gün önceki meclis teklifine "hayıııaaar!" diyen her milletvekilini alenen "katil" ilan etmek lazım

edit: pardon önerge bir buçuk ay önce verilmiş. bi an ilk duyduğuma inanma gafletinde bulundum. sonuç değişir mi? asla!
rihanna twitter sayfasında soma yazısının üzerinde madenci bareti olan bir header koymuştur. dünya duydu, sağır sultan bile duydu, içi acıdı. bizim öküzler hala kaderci, "yanarak değil uyuyarak öldüler" , ""madenciliğin fıtratında ölüm var" zırvalarıyla günü geçiriyorlar. fıtratınızda, itibarınızda, insafsızlığınızda yerin dibine. gözümüzün önünde boğulun.

.jpg)
komünist,sosyalist diye beğenenilmeyen küba,venezuela ulusal yas ilan etti
hani uğruna protestolar düzenlenen,sloganlar atılan arap ülkeleri,hani kardeşleriniz !!!
acımız büyük, başımız sağolsun demekle bitmiyor bu işler. ortada bir ihmal var ve ölen yüzlerce insan. yıllardır süren bir sorun. maden işini beceremiyorsan yapmayacaksın, yada bilenden öğreneceksin. devletin paralarını cebe indirmekle bitmiyor bu işler. ölü sayısının da tam olarak verilmediğini düşünüyorum.
yüzlerce kişi, yüzlerce eş, yüzlerce çocuk kaldı orada, toprağın altında. dün geceden beri yüreğim el verdiğince takip ediyorum. bir yandan hala kulağımda çınlayan aylar öncesinin tape dialogları, bakara makaralar. diğer yandan çizmesi çamurlu madencinin ilk yardımda söyledikleri. açıklama yapan sözde mevki sahiplerinin yüzlerinden tiksiniyorum.
..

sonra aklıma ali geliyor, berkin geliyor.. geziyle ne alakası var diyeceksiniz;

değil mi ki hiçe sayılan canlar? ölüm bizde hep bedava.
tüm dünya tepki gösterip yas tutarken, rte'nin "yanarak değil uyuyarak öldüler", "madenciliğin fıtratında ölüm var" açıklamaları ve ardından 1860lardan, 1906lardan maden kazası örnekleri vermesi paha biçilemez. konulu ! ülkede şuan ölüler üzerinden siyaset yapılmıyor lakin sizin 2 gün sonraki cuma namazında vereceğiniz vaazlardan çok daha farklı çalışmalara ihtiyaç duyulduğu kesin...

haddimi aştığımı düşünenler vardır yine kesin. cuma namazı geçiyor çünkü paylaşımımda ! yüzlerce kişi ölmüş bazı insanlar sadece üzüldüklerini söylüyorlar. üzülmek kime ne fayda sağlıyor? 1 tane istifa bile yok, devletin çözümü nedir bu ölen, babasız kalan, kocasız evlatsız kalan binlerce insan için? bunu sorgulayın !
soma faciası sonrası "madenlerde güvenlik ve sağlık sözleşmesi" onaylansın kampanyasına katılalım..

http://www.change.org/tr/kampanyalar/som...
insanı en çok üzen de olaydan iki hafta önce bu konunun mecliste konuşulmuş olması ve reddedilmesi. "eğer reddedilmemiş olsa belki bunca insanın canı yitirilmeyecekti," demeden duramıyor insan. söylenebilecek hiçbir şey yok. ailelerine sabır ve başsağlığı diliyorum.

bu korkuç faciada insanı insanlığından şüphe ettiren iki kahraman var: çizmeli madenci ve mahmut'un arkadaşı.

kısaca anlatayım, yaralılardan biri ambulansa bindiriliyor ve sedyeye uzanması isteniyor, adam soruyor "çizmelerimi çıkarayım mı, sedye kirlenmesin?" işte bu soru bu koca yürekli insanlar sayesinde bize bir kez daha kendimizle yüzleşme fırsatı doğuruyor. kendini sedyeden daha değersiz hisseden bu adamın aklına bunu ne yerleştirdi? bizler yüzünden. bizim ezdiğimiz, aşağıladığımız, hor gördüğümüz o insanlar bizden daha insanlar efendiler!

ikinci kahraman, yaralı madencilerden biri daha. onu kurtarmışlar ama hiç sevinçli değil, arkadaşını düşünüyor: "abi mahmut çıkmadı, beni bırakın onu alın, onun karısı hamile" sizce bu cümle bize, insanın kendi canından vazgeçmek istemesinin aslında ne kadar insanca olduğunu göstermiyor mu?

aslında onların hepsi kahraman. tertemiz kalpleri ve kömür karası yüzleriyle, politikacıların oy için dağıttığı kömürü evlerine ekmek götürebilmek için çıkarırken canlarını verdiler.

yastayız.
o gün madende çalışırken her alın teri silişinin ayrı hikayesi olan insanların uğurlandığı gün. 301 insanın defterinin kapandığı patlama. katillerin mağdur rollenmesini yaşadığı patlama. katillere karşı tek yürek olunması gerekirken "fıtrat"çıların tek yürek olup üstünü kapattığı patlama. türkiyenin kömür kokan yüz karası patlama. ama hiçbir çocuğun gözyaşı yerde kalmaz,gün gelir bunun da hesabı döner.
üzerinden bir sene geçen katliam. asla facia, felaket olarak adlandırılmamalıdır.
kesinlikle katliamdır bu.. "fıtratmış", "olağanmış" masallarıyla gelmesin kimse.. devlet ortaklığıyla para babası leşlerin işçiyi, halkı, yoksulu katletmesidir bu..hani nerde sanıklar..doldurmuşlar mahkemeye mühendisleri..onlarda soma holding patronu lehine ifade verip duruyor..hani nerde esas yargılanması gereken katiller..nerde dönemin bakanları, başbakanı, hani nerde soma holdingin patronu..elleri kan içinde bu yaratıkların..o kanla sefa sürüyorlar, saraylarda yaşıyorlar.. o işçilerin aileleri sofralarına bir ekmeği zor koyarken acıları öfkeleri dinmezken onlar milyonlarını koyacak kutucuklar bulamıyorlar..
  • /
  • 2