aile baskısı sonucu evlenmek zorunda kalan eşcinsel

toplumun kanayan yarası adı altında onca gereksiz konu irdelenirken, nedense irdeleme dışı tutulan sosyal kaybediş alanı.

hızlı bir gay-life yaşayan ancak bir kaç yıl sonra karşılaştığımızda karşımıza evli ve çocuklu çıkan homoseksüeller akılları karıştırsa da, sırf başkasının istediği kalıba göre yaşıyor oluşları bile durumun ne kadar karanlık olduğunu açıklıyor gibi. zoraki hetero evliliğin çözüm olmadığı ve evlilik sonrası gay ilişkilerin bir şekilde devam ettiği de görürsem söyleyeceğim konular arasında.
yazık onlara ya..ne çektiler ailelerinde.mutsuz bi evlilik.başka bi erkekle aldatılan kadın.hayatı mahvolan 2 insan.kadın kocam var diye güvenir,kocasınında güveneceği başka kocası olur haberi olmaz.yazık ya ..
elde var mahvedilmiş * iki hayat
topluma& aileye yaranmak ve escinselligi ortaya cikmasin diye evlenip nikah gecesi koliye giden, cumartesi gecelerini erkek partnerine rezerve eden riyakar escinsel modeli.
neden evlendin? sorularina verecekleri bin tane ezik cumleleri vardir. kolayca kafalayacaklari embesil bi partner bulduklari zaman dunya gulistan olur.
hetoroluğunda tadına bakan erkektir
birey olamamış, ailesini kırmamak için kendi hayatını mahvetmiş kişidir.
cinsiyetlere ayırmamak gerekli aslında. kadınlarda aile baskısı sebebiyle evlendirilmiyorlar mı?

(bkz: aile baskısı sonucu evlenmek zorunda kalan eşcinsel)
evlilik sonrasında uzun süreli zor bir hayata kolları sıvayan eşcinseldir. evliliğinden mutlu olmadığı gibi eşcinsel dostları tarafından da itilip kakılacaktır. kendilerini hiç bir yere ait hissetmemeleri olasıdır.

aile baskısı sonucu kadınla evlenmek zorunda kalan eşcinsel gibi erkeğe yada kadına bölmek doğru değildir, bu toplumsal sıkıntı, cinsiyet farkı gözetmeksizin ülkenin en baba sorunlarından biridir.
belki eşi de eşcinseldir, belki birgün açılırlar birbirlerine ve aile bir şey görmeden yaşarlar hayatlarını. tabii ki bu pollyannacılktır ama olucaksa böyle olsundur. * * *
ben onlardan biriyim. görüldüğü üzere hiç kimse tarafından tasvip edilmeyen bir iş yapmışım. bekara karı boşamak kolay sözü yukarıdaki entrylerde her harfi ile hissettiriyor kendisini. tabi ki ille de evlen demiyorum. mümkünse evlenme. ama evlenenler olacaktır muhakkak. bilmediğin arı kovanına parmak sokma. karıştırma.

diye ufak bir çıkış yaptıktan sonra kısaca kendi hikayemi anlatayım da belki benim gibi olanlar hakkındaki önyargı biraz olsun hafifler.

babam ben askerde iken vefat etti. (bu arada madem o kadar mertsiniz askere de gitmeyin) evine küçüğü ve tek bekar ben kaldım. yaşlı annemin tek derdi ölmeden beni de başgöz etmek. kalkıp desem anne ben eşcinselim evlenmeyeceğim, kadın oracıkta ölecek. hoş bizim oralarda eşcinsellik diye birşey yok. ibnelik var. kadın ne yaptı etti tüm yollarımı kapattı. tek çarem açıklamaktı ama yapamadım.

vel hasıl; 4 yıllık aslanlar gibi bir ilişkiyi bitirip evlendim. evlendikten sonra yedi yıl elim yabancı ele değmedi. fakat o kadar dayanabildim.

zıvanadan çıkmadım. her önüme gelenle yatmadım.
12 yıldır evliyim. 11 yaşında bir aslanım ve 9 yaşında bir prensesim var. pişman olmadım. şimdi olsa belki evlenmeyebilirdim ama iyi ki de evlenmişim. gayet mutluyum. ben eşimi seviyorum o da beni seviyor.

aldatma meselesine gelince. hoş bişey değil tabi ki. ama en azından bir kadınla aldatmadım. başka kadına el sürmedim. artı dünya insanlarının yarısından fazlası eşini aldattığı için (ki bunu da açıklayabilirim isteyene) tek günah keçisi ne ben olabilirim ne de benim gibi evlenmek zorunda olan diğer eşcinseller.
zor bir durum. herkesin özel şartları farklı büyük konuşmamak lazım kimin başına ne geleceği belli olmaz. ama tek bildiğim istemediğin bir insanla aynı yastığa baş koymak düşüncesi bile kötü.
ciddi durumlar * hariç tamamen eşcinsel bireyin tercihi olduğuna inandığım durum.
işi,gücü olmayıp ailesine maddi yönden bağımlı ve tembel tipler genelde bu durumlar karşılaşıyorlar.çocukluğundan beri hayatı için çaba göstermemiş okuyup bir düzen kurmamış bir eşcinsel,haliyle ailesinin yani tek geçim kaynağının istediğini yapmak zorundadır.tembel ve işe yaramazlığı yüzünden bir insana ve çocuklarına bir ömür boyu yalan söylemek zorunda kalıyorlar.
meselenin diğer bir tarafı ise evlenmediği için ailesi ve sosyal çevresi tarafından dışlanma korkusu için bu boku yiyenlerdir.yine kendi keyfi için bir ömür ki buna kendi ömrü değil ailesinin ömrü demeliyiz boşa gidiyor.
kimse sırf ailesini/toplumu memnun etmek için başkasının hayatını karartmamalı. siz belki kendinizi bu karanlığa mahkum ediyorsunuz ama iyi veya kötü karşınızdaki insanın da kendisi seven, isteyen birince sevilmeye, özen görmeye hakkı var. bu çok doğal, insan doğası.

insanların bu hakkını elinden almayın.
bundan on yıl öncesine kadar evlilik mecburi gibi bişeydi. erkek askerden gelir gelmez, kız da 18-20 yaşlarında muhakkak başgöz edilmeliydi. hele ekonomik özgürlüğünü kazanamamış gençlerin baba sözü dinlemekten başka çaresi zaten olamazdı. tabi o zamanlar eşcinsellerin böyle geniş çevresi de yoktu. bir iki tane tanıdık belki. o nedenle bir önceki jenerasyonun çoğu evlidir.

düşünsenize internet yok, örgütlenme yok, sohbet edecek dertleşecek biri yok, eşcinsellik zaten bir hastalık. evlenince geçer belki diye düşünen birine bunun yanlış olduğunu kim söyleyecek. insanlar şimdikinin 3 katı daha homofobikti on yıl öncesine kadar.

bir de şu var ki; evli ve mutlu eşcinsel sayısı da az değil. eşini aldatıyor diyeceksiniz ama 19 yaşında daha gözünü açmadan baba zoruyla evlendirilen biri eşcinsel ne yapsın. bıraksın mı eşcinselliği.

heterolar aldatmıyor mu. eşcinsel olduğu için aldatması daha mı bir tü kaka. hem eşcinselin aldatması daha mantıklı. hetero bir birey evde olanın aynısını dışarda arıyor ama eşcinsel bir bireyin aradığı evinde yok.

şimidki jenerasyon bazı konularda daha şanslı. en azından kendilerine neyin doğru neyin yanlış olduğunu söyleyebilecek bir üst nesil var, araştırma yapabilecekleri platformlar daha fazla ve en önemlisi örgütlenme var.

başkasının size dayattığı hayatı ömür boyu mutsuz olmak pahasına kurgulamak evlendiğiniz insana yapacağınız en büyük haksızlık.duygusal olarak tatmin edemeyeceğiniz sempati dışında en ufak bir sevgi besleyemeyeceğiniz birini kendinizle birlikte bu hayata mahkum edeceksiniz.sadece birinci derece akrabalarınız tatmin olsun diye yaşadığınız evlilik o hayatın artık size ait olmadığının en önemli kanıtı.başkaları nasıl olsa aldatıyor diyerek kendi yaptığınızı normalleştirecekseniz kim olduğunuzun da bir önemi yok çünkü siz herkesin yaptığı hatayı yapan herhangi bir kişisiniz demektir.
erkekleri bırakıp kadınla evlenmek. hmm.
birey olamamış, ezik, riyakar, çok eşli vs ilk önce bunları bir geçeceksiniz, davulun uzaktan hoş gelen sesleri bunlar.
hepimiz aynı aile, sosyal ya da ekonomik koşullar içerisinde yetişmiyoruz ne yazık ki ve içinde bulunmadığımız koşullarda, fikir yürütüp, hakkında ahkam kesmemiz o kadar kolay ki... hele ki bir de evli gay, biseksüellerin aldatma konusu var ki; yanından kalktığı gibi bir başkasının yanına giden insanlar sanki gay ortamında olağan değilmiş ya da çok şaşırtıcıymış gibi. (her kim olursa olsun aldatmanın her türlüsü = aldatmadır bu kadar kesin, bu kadar net)
beni bağlayan kişisel fikrim sadece, evliliğin diğer tarafının hiçbir seçim hakkı olmadan buna zorlanmış olmasına anlayış göstermez onun dışında bir de çocuk sahibi olabilmek var ki dünyalara bedel.
kadınla evlenmek zorunda kalan eşcinsel

aile baskısıyla kadın-kadına evlenemez ki yasalar izin vermez.

eşcinsel deyince niye herkes gay olarak algılıyor?

eğer lezbiyense ne mutlu ona.
eğer ölüm kalım meselesine döndüyse durum ve bir o kadar da evlilik fobiniz varsa aynı durumu yaşayan bir lezbiyen ile anlaşmalı olarak bi süreliğine evlenmek mantıklı geliyor bana. en azından taraflarda aldatma gibi bir durum söz konusu olmaz. ileride bir bahanesini bulup ayrıldığınizda da evlenmemek için bir sebebiniz olur.
  • /
  • 2