bora'nın kitabı

gizli anların yolcusu ile birlikte yaklaşık 1 yıl önce aldığım, ilk kitaptan sonra aşırı sinirlenip elimi bile sürmediğim ve an itibariyle okumaya başladığım ayşe kulin kitabı. daha 10. sayfada geylerin yemek yapmayı sevdiği ve 15. sayfada geylerin futbol sevmediği klişeleriyle karşıma çıkmıştır. kitabın sonuna kadar sinirden kitabı parçalamazsam yorumlarımı yazacağım.
ayşe kulin'in "geyler tü kakadır" mesajlarıyla dolu gizli anların yolcusu kitabından sonra aldığı olumsuz eleştirileri toparlamak için kıçını yırttığı yazdığı her sayfadan anlaşılan kitabıdır. ama hala içindeki homofobiği öldüremediği de gün gibi aşikardır.

--- spoiler ---

küçükken tecavüze uğrayan bora'ya en yakın arkadaşının ısrarla "neden diğer çocuklara değil de sana tecavüz edildi, acaba sende bir kırıklık olduğunu mu anladı" içerikli sorular sorması tecavüze uğrayanların sanki başlarına geleni kendileri de istiyorlarmış gibi bir anlama geliyor ki bu da sevgili ayşeciğimin eşcinsellik hakkında ne kadar cahil olduğunu çok güzel bir şekilde ortaya koyuyor.

--- spoiler ---

toplamda ilk kitaptan daha insancıl bir kitap olsa da yine de başarısız bir ayşe kulin kitabı olarak raflardaki yerini almıştır bu kitap.
belki komplo teorisi ama kesinlikle bu kitabı ayşe kulin'in yazdığını düşünmüyorum, bence gerçekten bu kitabı yazan bir gay,nerden bu kanıya vardın derseniz, ayşe kulin'in nerdeyse bütün kitaplarını okumuş biri olarak, şunları söylerim;
-kitabın dili kulin'in önceki yazdığı kitapların diline hiç benzemiyor
-kulin genelde biyografi veya otobiyografi yazar, kurguları iyi değildir bu kitaptaki kurgu kulin'in çok ötesinde, gerçek bir hikayeye çok benziyor
-bazı eşcinsel psikolojik durumlar çok iyi verilmiş, kendi cümlelerimmiş gibi hissettim içimde ya da en azından söyleyenle ortak çok hikayemiz olduğu belli, en aklımda kalanı kitabın arka sayfasında da yazan 'yoruldum, önce gerçeğimi kendime kabul ettirirken yoruldum!sonra gizlerken..daha sonra yüzleşirken...'
-kitapta bazı bilgiler ısrarlar verilmiyor mesela bora'nın üniversiteyi ilk kazandığı il 'güney'de bir il' olarak geçiyor
-kitapta daha çok psikolojik çözümlemeler ve olaylar vurgulanıyor, olayların geçtiği zamanları ve mekanları gözünüzde tam canlandıramıyorsunuz çünkü detaylı anlatılmyor hatta gizli anların yolcusuyla arada çelişkiler çıkıyor, sanki bilerek anlatılmamış gibi, ayşe kulin gibi bir yazar en azından okuyucuya daha fazla ipucu verebilirdi
-karakterleri bile tam canlandıramıyorsunuz gözünüzde, çok az tasvir var yine bilerek verilmemiş gibi
yazar ayşe kulin değilde, yeniyetme biri olsa bunlar eksiklik derdim ama bana bunlar bilinçli gibi geldi, çok esrarengizim şu anda

ama yine de iyi ki yazılmış bir kitap, eşcinseller için bir adım ve eşcinsellere yönelik hiçbir olumsuz algı oluşturmadı bende
okumadığım ama hiç birşey de kaybetmediğim kitap diyebilirim. seri hakkında can alıcı bilgiler vermediğini düşünüyorum. eğer bu seriyi okumak istiyorsanız gizli anların yolcusu ve dönüş kitabını okumanız yeterli.
bu kitabın ayrı yeri var ben de...okurken bazı yerlerini işaretlemiştim..ardından kitabı babm okusun istemiş.işaretlenmiş yerleri görünce şaşırmış.bana söylemek istediğin bişeyler var mı diye sormuştu.cevabını hala veremedim....
kitabın arkasındaki yazıdan;

"yorgunum! önce gerçeğimi kendime kabul ettirirken yoruldum! sonra gizlerken... daha sonra yüzleşirken... kendim olmaya hakkım olduğunu anladığımda... kendimle barışırken... gerçeğimi başkalarına kabul ettirmeye çalışırken... benim gibi binlerce, on binlerce insanın var olduğunu öğrenirken... yoruldum!"
bilmiyorum bana mı öyle geliyor sanki bu kitap beni bir kadın yazdı diye bağırıyor hayır ayşe kulin kötü yazar ya da bir kadın böyle yazamaz demiyorum.

ama sanki derinlik yok duygu yok gerginlik yok gibiydi.yani aslında diyeceğim bir gay tarafından yazılmamış gibiydi. yazın dünyası için büyük bir gelişme bu kitabın yazılması.

tabi bu da benim önyargım ve kişisel düşüncem olabilir. bunu bende kıran kişi stefan zweig olmuştu bir kadın in 24 saati ve bilinmeyen bir kadının mektubu kitapları böyle bir hissiyat uyandırmıştı bende
eski sevgilimin hediye etmesiyle keşfettiğim kitap.
evet, derinlik yok; ama zaten hayat her zaman felsefi ve karmaşık değil ki!!