budapeşte

macaristannın başkenti. berlinden sonra orta avrupanın en büyük ikinci şehri. macaristan nufüsunun beşte biri burada yaşıyor. bu ara eşcinsel olimpiyatları ile gündemde. ortasından geçen tuna nehri, şehri buda ve peşte olmak üzere ikiye ayırır. kısaca dolu dolu bir şehir.
10 bin tane homeless yaşıyormus.
avrupa halkları arasında en büyük penisi boyuna sahip ülkenin başkenti.
orta avrupa'nın en romantik şehirlerinden biri. prag ve viyana ile karşılaştırılır ve genelde bu ikisinden daha az ilgi çekici bulunur. halbuki ne viyana kadar pahalı bir şehirdir ne de prag kadar kartondur. kendini yavaş yavaş sevdirir ve en sonunda ne harika yer dedirtir. eğlenceli bir gece hayatı ve sukuneti bir arada sunar. osmanlı hakimiyeti dönemini üzüntüyle hatırlayan sakinlerinin kimisi ise türklere siz bizim kuzenlerimizsiniz diyerek sarılır. velhasıl kelam güzel şehirdir...

ps: nisan'da ordayım budapeşte, bekle beni...
şimdi rahmetli oldu, mahallemizde otoriter bi amca vardı, adı ali kont. boylu poslu biriydi. bizi görünce "hey sen" diyerek egoist bi tavırla soru sorardı. birgün sorduğu sorulardan biri - işaret parmağıyla göstererek- "macaristan'ın başkenti?" idi. bilememiştim tabi. izleyen günlerde, abimle bi harita alıp keyifle tüm ülkelerin başkentlerini ezberlemiştik birlikte. avrupa ülkelerinin başkentleri çocuk oyuncağı gelmişti bir süre sonra.

tanım: mimarisiyle insanı büyüleyen bir başkenttir.
söylemesi ayıp bekaretimi verdiğim melmeket. her açıdan bir kez pişman olmamışımdır buna sebep olmamıştır budapeşte ce insanı. insanları fiziken ruhen bu kadar iyi olur. bu yaza oralardan misafirim olacak gelmek görmek bir budapeşteli tanımak isteyen olursa ıııı kıskanmazsam eğer tanıştırırım. szeretlek budapest diyerek kendi dillerinde aşkımı döküyorum onlara.
üç şehri kapsayacak kısa süreli gezimin başlangıç noktası. diğer ikisi de (bkz: viyana) ve (bkz: prag). yemek yenilecek yer, gidilecek kulüp, sikilecek mekan bilen olursa sözünü dinlerim. yardıma açığım :p
zamanında budapest university of technology and economics de erasmus kazanıp ama gitmekten vazgeçtiğim über ucuz, mükemmel ve ortasından tuna akan orta avrupa şehri. zamanında osmanlı tarafından 1526 da şehir fethedilmiştir. 1686 ya kadar osmanlı himayesinde kalan budapeşte buda ve peşte olarak nehrin iki yakasındaki iki şehirden oluşmaktadır. şehrin tarihi ve osmanlılara ait kalıntıların ve hamamların olduğu taraf buda tarafıdır.

orta avrupadaki en büyük ve bence en güzel şehirdir. pahalı viyana ve overrated prag ı solda sıfır bırakır. yüksek öğrenci nüfusu sayesinde mükemmel bir gece hayatı vardır. avrupanın en romantik şehirlerinden biri olan budapeşte aynı zamanda avrupanın en iyi aydınlatılmış şehridir. buda kalesi, fisherman bastion, chain bridge, palace royal, parlemento binası ve hösök tere yani kahramanlar meydanı şehirdeki belli başlı görülecek ikonik yerlerdendir. ayrıca her yıl avrupanın en büyük müzik festivallerinden biri olan sziget festivali de tuna nehri üzerindeki sziget adasında yapılmaktadır.

para birimi forint olan şehirde yeme içme ve alkol çok ucuz olduğu gibi ulaşım ve metro tramvay hatları da çok kolaydır. ancak kesinlikle diger avrupa sehirlerindeki gibi abi bineyim biletsiz ne olacak yahu demeyin budapeste de bilet kontrolü çok çok sıkıdır. sonra yüksek cezalar ödemek zorunda kalabilirsiniz. ülkenin ve şehrin en meşhur yemeklerinden macar gulaş* tadılasıdır.

kısacası budapeşte benim avrupadaki best şehirlerimden kesinlikle. ayrıca macar havayolları wizzair ile 15 euro gibi düşük fiyatlarla istanbuldan uçabiliyorsunuz. ancak wizzair benim uçtuğum, çanta boyutu ve kiloyu en çok problem eden havayollarından biri.