devlet tiyatroları

sonunda 2 ayrı tasarıyla özelleştirilmesi gündeme gelmiş kurum. bu kadarı da olmaz dedirten cinsten tasarıları inceledim ve yine kimlerin kesesi dolacak diye kara kara düşünmeye başladım.

http://www.hurriyet.com.tr/kultur-sanat/haber/20579403.asp
başlangıcının, sümeyye erdoğan tiyatro krizi'ne dayandığı kulislerde çalkalanmakta.
içinde bulunduğumuz günlerde unutturulmak istenen sanat mekanlarımız. tiyatrolar bizimdir. kimse dokunamaz. buna mutlaka tepki göstermemiz lazım.
mustafa kurt'un başa gelmesi ile bu sezon ağırlıklı olarak yerli oyunlar oynanacakmış. ayrıca dillerinden düşürmedikleri necip fazıl'ın oyunları da varmış. pek merak ediyorum sezon oyunlarını
akp zihniyeti için alerjik bir olgudur.
diyanete, camilere ve makam araçlarına harcanan paralar kesinlikle rahatsızlık vermezken, tiyatroların bütçesi bir yerlerine batar...

(bkz: akp nin kültür ve sanata olan bakış açısı)
sayisi yetersiz olan ve bu sebeple sıkı takip edemedigim zamanalarda oyunlara bilet bulamayip bir turlu kapisindan giremedigim kurumdur. resmen aylardir bilet bulamiyorum. tiyatro icin sevindirici ama benim icin uzucu olan bu durum devlet tiyatrolarinin salonlarinin arttirilmasi gerektigini kanitlar niteliktedir.
hemen hemen her şehirde olması gerekir. çocukları toplayıp götüreceksin kesinlikle görgü katıyor. akabinde oyunculuk olarak da tv den fersah fersah ötede. daha kalıcı atmosferin içindesin. tüketime dayalı olmadığından daha anlamlı.

bir keresinde ilkokul öğrencileri tarafından yazılıp oynanan bir tiyatro oyunu seyretmiştim bittiğinde herkes salya sümüktü gerçi herkesin ağlaması başarılı olduğu anlamına gelmiyor ama etkileyiciydi