din vicdan doğurmuyor

vicdan sahibi olmak için herhangi bir dine mensup olmanın yeterli olmadığını belirten önerme.
yaklaşık üç yıl önce iş arkadaşım bu cümleyi söylediğinden beri bi aydınlandım, bi ışık doğdu, resmen hayat felsefem oldu. özellikle dindar aileme ve kendini dindar atfeden arkadaşlarıma karşı her tartışmada deyim yerindeyse haykırıyorum.
doğrudur hatta eksiktir.

din pek çok açıdan vicdanı öldüren bir şeydir.din vicdanı insanlıktan çalmıştır.çünkü yapmanız gereken kural ve yapılması doğru olan şey bazen çok uç noktalarda çelişebilir.en basit örneğini türkçe kuran bulup nisa kısmına bakarsak görebiliriz.hatta şunu çok net söyleyebilirim:kuran'ı okuduğu halde müslüman bir kimse vicdansızdır.müslüman olmayanlardan arkadaş edinmeyin , dinden çıkanlarını öldürün , eşcinseller hastalıklıdır gibi söylemlere sebep olan dine inanan bir insan vicdanlı olamaz.onun tek derdi cennettir ve yaptığı bir iyilik varsa da bu cennete gitmek için olacaktır.cehennemden korktuğu için de olabilir.ya da inandığı teist inançta ödül her neyse artık.



konuya ilişkin richard dawkins'li link


dinin vicdanı öldürdüğüne de inanmıyorum. doğrusu "dinin vicdana bi etkisi yoktur" bence. vicdan sahibi olan, dindarsa da vicdanlıdır, dinsizse de. aynı şekilde vicdansız olan da, dindarsa da vicdansızdır, dinsizse de.
dinin vicdanla alakası vardır çünkü dinin dayattığı (dayatma diyorum çünkü din dogmalar bütünüdür ve dogma demek sorgulanamaz direk kabul edilir demektir.) şeylerin bir kısmını evrensel değerlerle bağdaştıramayız.örnek verecek olursak , bir insanın yaşama hakkını senin gibi düşünmüyor diye elinden alabileceğini söyleyen dine inanmak , bunu onaylamak demektir.burada da vicdanın varlığından bahsedemeyiz.din bir bütündür , ya tüm kısımlarıyla inanılır ya da komple red edilir.bu din olgusunun en temel özelliğidir.zaten kendinizden bir şeyler kattığınızda o şey din değil inanç olur.

neden öyle olur derseniz eğer bir dine inanmanın koşulu sorgulamanın olmamasıdır.(dogmatik olması burdan kaynaklanıyor)çünkü inanmak ve bilmek farklı şeylerdir.çimlerin yeşil olduğunu gözlemlediysek buna bilgi(bilmek) , çimlerin bir yaratıcısı olduğunu düşünüyorsak buna inanç (inanmak), çimlerin iyi olduğuna inanmamızı yaratıcı istiyorsa ve biz buna sorgusuz inanıyorsak da buna din diyoruz.

tabi burada vicdanın algısal olmasından kaynaklanan bir sorundan bahsedebiliriz , çünkü kimisine göre birisini öldürmek vicdansızlıkla bağlantılı olmayabilir.kime göre , neye göre? sorularını sormak gerekir ve ulaşabileceğimiz sonuç insan sayısı kadar olur.mutlak vicdan var mıdır? tartışılır.

işin komik tarafı , birini öldürme hakkını kendinde gören bir insan vicdansız olmakla suçlandığında rahatsız olmaz.''ee yani? allah bana bunu emretti bende yapıyorum'' , diyebilir.



zaten bizde olan bişeyin doğrulmasına gerek yoktur, vicdan hepimizde vardır, din vicdanı en fazla öldürebilir çünkü neye üzülmen gerektiğini neye üzülmemen gerektiğini söyler, oysa biz empati yoluyla ya da bizzat o deneyimi yaşayarak karşıdakini anlayabiliriz, ama vicdanlar din doğursaydı daha güzel olabilirdi
aslında dini inanışlar vicdanlı olmayı gerektiriyor. gel gör ki insan girince işin içine yalama oluyor her şey. dindar gibi görünen birinin vicdansızlığını dinine mal etmek anlamsız. gerçekte bu kadar vicdansız olma yeteneğine sahip bireyler gerçekte din içinde de vicdansız ve sahtekar olmalılar.