dost kazığı

birisine fazla değer verip, tanımadan etmeden böylesine kıymetli bir rütbeyi teslim ettiğimizde bizi üstüne oturttuğudur. gençlikte sıkça yaşanabilir. malum hayat tecrübeyle sabittir. daha sonra bunlardan ders çıkarta çıkarta kartlaşırız. ama bazılarıda bunu alışkanlık haline getirebilir. *. dostluk paritesindeki haftalık, aylık ve yıllık dalgalanmalara bakıp, bu konuda ne durumda olunduğunun sağlamasını yapmakta mümkündür. uzun lafın kısası bol keseden dost demeler ve herkesi kendimiz gibi sanmalar sayesinde yaşanan vahim durumdur. *
birde iskambil kağıtlarıyla oynananı vardır, aynı gerçek hayattaki gibi dostunu kazıklarsın, dostun da seni kazıklar, en büyük kazığa oturan hesabı öder şeklinde bir oyundur.
yakın tehlike. tehlike her zaman en yakınınızdan geleceğini anlatan bir deyim.
sadık karanın harika şarkısı sözleri dehşetengizdir.


fazla acıtır ancak üstünü çizin ve hemen geçin. lanet olası !
fuck buddynin ereksiyon halinde olması... *
bir eyvah düşüyorum gafı unsurudur. tanımı şöyedir: bir insana 10 kez verirsin, 1 kez vermezsin...

http://ayisozluk.com/lnk/a83ad2
değerini fazla verirsin olay budur sonra sana kalır hayal kırıklığı.
henüz yemediğim ve inşallah da yemem dediğim kazık türü.
bir sürü kazığım var isterseniz paylaşabilirim.
hiç beklenmeyen yönden gelen bu kazığı yiyip, kendine gelip hayal kırıklıklarını da atlattıktan sonra o kazığı kıçından çıkarıp bakınca o dost sanılanın bile o kazık kadar derin bir iz bırakmadığını anlamaya vesile bedel ödetici.

(bkz: çöpe giden insanlar klasörü)
keşke sadece iskambil kağıtları ile oynanan bir oyun olsaydı. gerçek hayatta da fazlaca mevcut maalesef. çok fenadır. yakar, süründürür. kendine geldiğinde daha hissiz ama daha güçlü olursun. ya da öyle olduğunu sanırsın. sahi insanları zayıflatan şey gerçekten de duyguları mı ki veyahut tam tersi güçlendiren? sanırım bunun cevabı insanların bakış açılarında gizli. (bkz: bakış açısı)