eşcinsel öğrencinin cinsel yönelimi sebebiyle okuldan atılması

antalya'da bir anadolu lisesinde gerçekleşmiş olay. bunu yönelim değil, tercih olarak gören eğitimcilerin olmasına utanıyorum. ergenlik dönemindeki o çocuğa yazık değil mi?.

kaynak;
http://gmag.com.tr/denizin-cigliklarina-kulak-verin/
zehirlenmiş beyinlerin kullandığı klişe cümle hep aynı: "eşcinselliğin bir tercih olduğu." bir eğitimci olarak bu tür insanların, özellikle de öğretmenlerin insanların varoluş biçimlerine karşı göstermiş olduğu bu tür tavır ve normlar asla kabul edilemez. lisede okuyan arkadaşımızın durumuna ayrıca üzüldüm, zira bu yaş grubundaki gençler eşcinsellik ile ilgili farkındalığının kişi üzerinde yaratmış olduğu psikolojik geçişlerin de etkisiyle hayatının en zor evrelerinden birini geçiriyor. destek görmesi gerekirken içinde bulunduğu topluluk tarafından dışlanması ve ötekileştirilmesi, genç bireylerde eşcinsel varoluş biçiminin yanlış bir kavram olduğunu düşündürmeye yetiyor ve kendilerini bulamıyorlar. bu arada, bu tür yargılara sahip insanların %90'nının kara çarşaflarıyla sokakta gezen kadınlardan tahrik olup, birlikte asla olamayacağı kadınlara otobüslerde metrolarda tekme atarak gezen baltazarlar olduğunu hatırlatmakta fayda var. bu ülkede hiç bir eşcinsel kadın katili değildir, kimsenin yaşayış biçimine saygısızlık yapmaz. hiçbir eşcinsel bebeklere tecavüz etmemiştir, hiçbir cinsiyete tekme atıp sözlü ve fiziksel olarak taciz etmemiştir, toplumsal yaşam düzenini bozmamıştır. bu nedenle homofobik olmayın heterolar, insan olun ve eşcinselleri kabul edin çünkü zaten etmek zorundasınız. siz isteseniz de istemeseniz de bizlerle bir arada yaşamak zorundasınız, bize alışın biz her yerde hep varız. denizin sonuna kadar yanındayız.

#denizyalnizdegildir
dün haberi okuyunca sarılmak istediğim liseli kardeşim. keşke sözlükten birkaç kişi olayın takipçisi olsak ve bu çocuğa ziyarette bulunsak.
içime dert olan olaydır.elinden olmayan sebeplerden dolayı sırf yaratılışından ötürü genç bir insanın hayatının zindan edilmesidir.geri kalmış coğrafyanın geri kalmış sözde eğitimcilerinin pisliği.
sikik eğitim sistemlerinden şu zavallıya yer bırakmamışlar,hem o şiddet uygulayan orospunun enikleri hem de yöneticiler minik bir ışığı söndürmeye çalışıyorlar.
orta okul yıllarım geldi aklıma yine içimde tarifsiz bir şiddet sardı.o zamanlar bana kibar bir çocuk olduğum için yapılanlara fiziki şiddet ile karşılık verip bu durumdan kurtulmuştum.belli ki bu kardeşimin öyle bir karakteri yok.babasınından da allah razı olsun bırakmamış evladını ve yanında olmuş.

eğer buraları okuyorsan sevgili kardeşim diren! hayatın birkaç kanı bozuk domuz yavrusunun sözünden ve eylemlerinden daha değerli.seni kimsenin üzmesine ve incitmesine izin verme.elinden geliyorsa sana yapılananın iki mislini yap.dalını kıranın ağacını kökünden sök.çünkü onların anladığı tek dil bu.onlar aynı tür oldukları için birbilerine güveniyorlar.senin güveneceğin tek şey yine kendinsin.mücadeleyi asla bırakma.allah zulme direnenlerin yanındadır.her kötü şeyin sonu olduğuna göre bu zamanların sonu da gelecek.unutma tek başına değilsin.uzak şehirlerde,köylerde,her okulda,her sınıfta senin gibi insanlar var yalnız ve yanlış değilsin.
doktoramdan sonra kanada'ya yerleşip türkiye'deki lgbt öğrencilere yardım etmek istememin ne kadar doğru olduğunu gösteren olay.
okudum ve şaşırmadığımı farkettim, korkunç olan bu olmaya başladı güzel ülkemizde
gmag'e gönderdiği son mesajında yanında olan herkese teşekkürlerini iletmiş.

herkese yeniden merhaba, yalnızım yalnızım diye düşünürken, meğer gerçekten hiç yalnız değilmişim. bana bunu hissettirdiğiniz için çok teşekkür ederim. sesimin duyulacağını düşünmüştüm, o gün bilgisayar başına geçtiğimde, gmag’e yaşadıklarımı anlattığımda çok kötü durumdaydım, ama şimdi türkiye’nin her yerinden binlerce destek mesajı, maili alıyorum. bugün yaşanan olaylardan sonra okula gittim, okul müdürümüz hüseyin yurdakul beni odasına çağırıp 'bu basın olayı daha fazla uzamasın, ben özür diliyorum senden’ dedi. aynı zamanda bir çok gazeteden, röportaj talepleri alıyorum. hepsine, benim hikayemi aktarmak istedikleri için teşekkür ediyorum. bundan sonra ne olacak bilemiyorum. arkadaşlarım yanımda, tüm okul yaşadıklarımı duymuş, sanki şimdi daha farklı. ben sadece okumak istiyorum ve bence farklı değilim. röportaj yapmak istemiyorum, bunun nedeni sesim çok duyuldu, o kadar fazla duyuldu ki ben bile şaşkın haldeyim, daha umutluyum artık, çünkü gücümüzü gördüm, bir şeyleri değiştirebildiğimizi görmek beni çok mutlu etti, başardık! hikayemi gmag’e anlattım, ve burada noktalıyorum. sadece teşekkür etmek istedim herkese, hepinize. iyi ki varsınız.



sevgilerimle

deniz.
deniz'in yaşadığı problem çözülmüş gibi görünüyor.ancak, ortada üstü özür, af, lütuf ile kapatılmaya çalışılan büyük bir suç var.
okul rehber öğretmeni hangi hakla öğrencinin özel görüşmelerini oda dışına çıkarmıştır?
okul idaresi hangi hakla öğrencinin özel bilgilerini kullanarak onu okul değiştirmeye zorlamıştır?
okul idaresi neye dayanarak öğrenciyi eşcinsellik suçlaması ile emniyete şikayet etmiştir?
emniyet hangi görev kapsamında öğrencinin velisini arayıp tehdit etmiştir?

yapılan suç ciddi anlamda ağır bedeller ödettirir. bu suç rehber öğretmen, okul idaresi ve emniyet -ki bu kısım bana başka işler olduğunu düşündürttü- üçgeninde gerçekleşmiş. ondandır böyle özürler, ağzımızın tadı kaçmasınlar, halledirizler. peki öğrenci madem bu kadar şikayetçiydi, ailesinin desteği vardı, neden bu öğretmenler hakkında soruşturma açılması için en basitinden 147 'ye dahi şikayet edilmemiş?okula devam edemezdi belki denilebilir okumak istedikten sonra artık açıktan da çok rahat okunuyor.belki şikayet etse ne olcak ki kim dinleyecek ki denebilir, mutlaka bir soruşturma geçirirlerdi ve mutlaka bir ceza alırlardı.

bu burada kalmamalıydı.
antalya'daki liseli genç umut topluluğu arkadaşları deniz akagündüz'e destek olmak amacıyla eylem çağrısında bulunmuşlar. herkesi 19 ekim 2016 çarşamba günü saat 17:30 da antalya'daki attalos meydanına davet ediyorlar.

https://www.facebook.com/gencumutantalya...
bir suçu ifade eden eylemdir.

5234 sayılı türk ceza kanununda 2014 yılında bir değişiklik yaptı tbmm. buna göre bir kişi eğer cinsiyeti sebebiyle bir başkasının bir kamu hizmetinden faydalanmasını engelliyorsa nefret ve ayrımcılık suçu söz konusu olur. kamuya karşı işlenmiş bir suçtur. mağdurun şikayetine tabi değildir.

nefret ve ayrımcılık
(değişik madde ve başlığı: 6529 - 2.3.2014 / m.15) (1) dil, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefret nedeniyle;

b) bir kişinin kamuya arz edilmiş belli bir hizmetten yararlanmasını engelleyen kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

birde kardeşime büyük geçmiş olsun diyorum tabi. eğer denk gelir de bir gün okursa diye.
bugün liseli gençlerin düzenlediği etkinlik gerçekleştirilmiş. deniz'in konuşması da haberde yer almış.

http://www.abcgazetesi.com/deniz-a-variz...