abd ordusu içerisindeki eşcinseller, yasalardan dolayı yönelimlerini saklamak zorunda kalıyorlardı, yasaların değişmesi ile birlikte ilk defa geleneksel liman öpüşmesinin iki lezbiyen tarafından yapılması, eşcinsel devrim olarak haberlere yansıdı.

bence kişisel devrımlerde önemlidir..kişinin kendi cinsel kimliğini tanıyıp kabul edip belli sınırlar içerisinde yasamasıda escinsel devrımdır....
bunu yanında :ben burdayım diye diye, milletin gözüne soka soka, ayol ,,abla, hala, bacı, şeker vs kelimeleri kullana kullana.erkek olmanın inadına; yakısmasada kadın olmak çabaları içinde yasayanlar ..bence en büyük eşcinsel devrimcilerdir....kabul etsenızde etmeseniz de eşcinseller heryer, her şekilde...

..türkiye bu tarz bir devrimi zeki müren ve bülent ersoy ile farklı bir şekilde yaşadı. bütün toplum sevdi ve onları dinledi. takip ettiklerini ise ...fikir ve düşünceleri konusunda ... pek söylemek mümkün değil.

(bkz: osmanlıda seks)

devrim ve devrimcilerin pek sevilmediği bir dünyada yaşıyor olmamızdan kaynaklı, bizler için fayda sağlayamayan devrimlerdir.

binlerce yıldır tüm toplumsal kuralların temelinde yatan şey güç ve paradır. insanları aile denen bir kurumun içine koyduğunuzda okul ve televizyon gibi şeylerle istediğiniz gibi şekillendirip yönlendirebilirsiniz. rte nin en az üç çocuk istemesinin ardında yatan gerçek de budur. kapitalist sistemin çıkarları için tüketici olarak ve ucuz işgücü olarak kullanılmak üzere yoğun bir nüfus gereklidir. o yüzden insanları yöneten politikacılar ve dinadamları üreyip çoğalma amacı gütmeyen eşcinsel beraberlikleri onaylamazlar. sistemin yeni insan yavrularıyla sürekli beslenmesi gerekir ki, mal ve hizmet üreten firmalar daha çok para kazansın.
son yıllarda batı avrupa ve kuzey amerikada eşcinsel çiftlerin heteroseksüel çiftlere göre daha yüksek gelire sahip olup, daha fazla para harcadığı görüldüğünden beri, iş dünyası bir anda yeni bir pazar keşfetmiş ve eşcinsel çiftlere özel hizmet veren seyahat acentaları vs gibi firmalar türemiştir. bütün seçim kampanyaları büyük firmalar tarafıından finanse edilen politikacılar da, dizginlerini elinde tutan patronlarının çıkarları doğrultusunda eşcinselliğe ve eşcinsel beraberliklere daha ılımlı yaklaşmaya başlamışlardır.

özetlemek gerekirse batı dünyasında eşcinsel bireyler, haklarını sırf insan oldukları için değil, iyi birer tüketici oldukları için kazanmaya başlamışlardır. artık devrimin bile parayla yapıldığı, hakların satın alındığı bir çağda yaşıyoruz anacım. sıkıysa birisi de çıkıp cemil ipekçi nin eşcinselliğine laf etsin, ricky martinle taşak geçsin bakalım. ama sen sadece öğretmensen, hakemsen, sıradan birisiysen, devrim kuralları sadece seni yere devirmek için vardır. *

eşcinsel devrim sosyalist devrimle taçlanmadıkça eksiktir.

sosyalizmin eşicinselliğe bakış açısı pek de olması gerektiği gibi değil en azindan tarihine baktiğimizda bunu görüyoruz stalin e çin de mao ya hatta türkiye de doğu perincek açıklamalarına baktığımızda .1920 de sovyet rusya eşcinselliği tedavi edilmesi gereken hastalık olarak gördü .çinde ise mao eşcinselliği batıdan gelen kapitalizmin getirdigi tüketim eglence söktörünün getirdigi bir hastalık olarak gördü ,ülkemizde solcular bu anlamda büyük fikir ayrılıklari görülmüş tarihte .tabi zamanla değişen koşullarla rusyada ve çin de büyük rahatlıklar haklar verildi. şu an eşcinsel haklarinin en fazla yaşandigi ülkeler latin america ülkeleri öncelik devrilmeyen tek sosyolist ülke küba ,tabi avrupada bir kac ülkeyide unutmamak gerek değişen tarihle birlikte elbette eşcinsellerin haklarini savunacaği tek platformlar yine demoratik sosyolist düsünceye sahip olan yerler olmalıdır.

eşcinsel insanlarının sadece seks duygularıyla ilişki kurmadklarını, gaylerin sonunun feminenlik olmadığını ve bunu bulundukları çevrenin toplumun kabullendiğinde mümkün olabileceğini düşündüğüm, düşünmekle kalacığını tahmin ettiğim devrim.

(bkz: yok böyle bir şey)

beklendiği gibi sadece sokakta elele tutuşabilmekten, öpüşebilmekten ibaret olmamalıdır, daha fazlasıdır. en azından sadece bir fantezi nesnesi olunmadığının, sadece cinsellikten ibaret olunmadığının anlaşılmasının sağlanması ve eşcinsel kimliğiyle toplum içinde var olabilme çalışmalarıdır. eğer muhafazakar toplumlar içlerinde yaşadıkları o onulmaz çelişkileri ve tutucu zincirleri bir gün kırmaya kalkıp, dışa dönmeye karar verirse ancak o gün eşcinsellik gün yüzüne çıkacaktır. yoksa iran da eşcinsel yok benzeri açıklamaları altında devrim hayalleri kurulmaktan öteye gidilemeyecektir.

(bkz: eşcinsellik cinsellikten ibarettir)

zihinsel ve dinsel paradigmaların kaymasından sonra ortaya çıkabilecek bir ütopyadır...