eşcinsellik

duygusal ve cinsel anlamda kişinin kendi cinsine ilgi duyuyor olması. bu durum eşcinsel, gay ve homoseksüel. homoseksüel olan bayanlar lezbiyen olarak adlandırılırlar.

örnek: ahmet aliyi, ayşe fatmayı sever.
konuyla ilgili izlenmesi fayda sağlayacak bir program. doktor nesrin yetkin ve doktor şahika yüksel'in katıldığı program.

vimeo linki; http://vimeo.com/2790885

youtube linki;
sevdiğim adamın başka bi adama gönül vermesi ve bana arada sırada saxo için uğraması durumudur.
heteroseksüel maskeyle yaşamaktır. mış gibi yapmaktır.
doğadaki bazı hayvanlardan insanlara kadar uzanan cinsellik tanımıdır.

homoseksüellik, diğer bir adıyla eşcinsellik kişinin kendi cinsinden haz alması, cinsel ilgi duymasıdır.

eşcinselliğin sebebi tam olarak bulunamamıştır. bazı araştırmacılara göre anne karnındaki hormon seviyelerinde ki değişkenlik , diğerlerine göre genlerle aktarılan durumdur.

eşcinsellik tipleri açık ve gizli eşcinsellik olarak ikiye ayrılır.

açık eşcinsellik tipleri:
gerçek eşcinsellik
yalancı eşcinsellik
eyleme vurulmayan eşcinsellik
gecici eşcinsellik
durumsal eşcinsellik
cinsel fantezilerin eyleme vurulduğu eşcinsellik


bir eşcinsel oluşumu içinde kimsenin temele bakmaması ne kadar garip. herker birbirinin penis boyutunu bilir ama eşcinsellik ile konularda sorgulamazlar, araştırmazlar.
bu tanıma karşıyım. eşcinsellik diye bir şey yoktur. cinselliğini istediğin kişiyle yaşamak diye bir şey vardır.
o kadar abartilmamasi gereken dogal yonelimdir. aslinda abartilan hersey guzel degildir ama cinsel kimligin abartilmasi daha itici oluyor.
bazılarına göre hala tedavi edilbilecek bir hastalıktır.

(bkz: allah akıl fikir)

http://www.edirneolay.com/haber_oku.php?hid=2603
bir yaşam biçimidir. hastalık olsa idi ilacı olurdu değil mi?
anladığım kadarıyla, ergenlikten itibaren toplum tarafından hoş görülmeyen bir hissi yaşamak, hayatının büyük bir parçasını gizli tutmak, dışlanmak, açıkça öteklienebiliyor olmak yüzünden ülkemdeki eşcinsel insanların büyük bir çoğunluğu hayatın bir çok yanı üzerine düşünemeye fırsat bulamayacak kadar kendi dertlerinde boğuluyorlar.

ben eşcinsel bir kişinin karşılaştığı problemleri tecrübeyle bilemem, ama olduğum gibi olmak yüzünden sıkıntı çekmeyi iyi bilirim.

benden bağımsız bir örnek olarak, bir zamanlar bir sevgilim vardı. doğuştan böbrek problemi vardı, on sekizinde böbrek yetmezliği yüzünden diyalize girmeye başlamıştı. hayatının tamamı bu hastalıktı. bazen düşünüyorum da beni sevmesinin belki de tek sebebi, bir sevgiliye sahip olarak kendi rahatsızlığını unutmaktı, ama bilmem mümkün değil tabii. umutsuzluk ve depresyonla o kadar yoğun bir mücadele içindeydi ki, kendi fikirlerini üretecek bir zaman bulamıyordu, yani her konuda demek istiyorum. en genel kanı neyse o da bana onları tekrar ediyordu. lisede öğretilen tarih doğruydu onun için, o hem kemalistti hem solcu, abisi galatasaraylı olduğu için galatasaraylıydı. şair istanbulu dinliyordu ya hani gözleri kapalı, ve istanbul güzeldi, o yüzden onun için de istanbul güzeldi. oysa o tedavi için istanbula geldikten sonra önce avcılarda, sonra bakırköyde yaşamıştı, istanbul nere, oralar nere. belki de tüm türkiyenin en yaşanılmaz yerleri... ama işte istanbul güzeldi, çünkü bunun üzerine düşünmeye gücü ve vakti yoktu, umursayamazdı bile bunu, zira hep öleceğini düşünüyor, bu konularla uğraşmak yerine aklına hep evlenmeyi ve çocuk sahibi olmayı getiriyordu.

neyse efendim yani demem o ki, yurdum eşcinsel gençlerinde, yani yirmi beş yaşın altında, böyle bir durum var sanki. herhangi bir şey düşünemeyecek kadar yorgun, şaşkın, güçsüzler. hepsinin ailevi problemleri, kendilerine ait gizili bir hayatları var. başka bir yolu olmadığı için elbette, ama yorum yapmıyorum, yani gördüğümü tarif etmeye çalışıyorum. tanıdıklarım, gördüklerim hep böyle* .

sözlüğün sol penceresinde günlük hayata dair başlıkları çok nadiren görüyorum, bu konuların konuşulabileceği çok fazla yer de yok, doğaldır burada cinsellik üzerine konuşmak, ama ne bileyim eşcinsel bireylerin birbiriyle spor, politika, müzik, sanat üzerine paylaşacak hiç bir şeyleri olmadığına inanasım gelmiyor.

belki de herhangi başka bir sözlükte de paylaşılabilecek şeyleri, ya da arkadaşlarla paylaşılabilecek şeyleri bir de burada yazmaya gerek görmüyordur yazarlar, bilemem. sen ne anlarsın, bizim buna ihtiyacımız var hissinde olabilir insanlar. daha önce yazmıştım, ben bilmem, bear bilir.

yok, sen bilirsin, illa ki söyle diyorsanız, ayısözlüğü kurtarılmış bölge haline getirmek, potansiyelini harcamak gibi geliyor bana.
bir analiz;

http://sphotos-c.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash3/533669_4799677476234_707639157_n.jpg
eşcinsellik diye bir şey yoktur bence. cinsel eğilim vardır. sonuçta gayler de üreyebilir değil mi?
birçok gey ve lezbiyen kişi ciddi hemcins ilişkisi içerisindedir. ilişkideki tarafların kendi psikolojik algılayışları açısından bu tür ilişkiler ile heteroseksüel ilişkiler arasında hiçbir fark yoktur. kaydedilmiş tarih boyunca eşcinsel ilişkiler ve eylemler -aldıkları şekle ve bulundukları kültürlere bağlı olarak- zaman zaman takdir edilmiş zaman zaman da yargılanmışlardır. 19. yüzyılın sonlarından beri, eşcinsellerin görünürlük ve tanınmasının artırılmasının yanı sıra; evlilikler, medeni birliktelikler, evlat edinme ve ebeveynlik; işe ve askere alınma ile sağlık hizmetlerine eşit erişim gibi yasal hakların kazanılması için büyük bir mücadele verilmektedir.
heteroseksüellerin yüzde doksanının duyduklarında kafalarında anında düzüşen iki erkeğin canlandığı sihirli sözcük.
dünden bugüne eşcinsellik. izlenmeli.

olmayı sevdiğim yapı. bunu ben tercih etmedim, ancak her ne kadar gizli olsam ve zaman zaman evlenmemi bekleyen ve durumdan habersiz annemin bakışlarında bir burukluk görsem de kendimle barışığım ve erkeklerle olmayı seviyorum ne yapabilirim?

istanbul üni. halkla ilişkiler ve tanıtımda yüksek lisansımı yaparken medya derslerinde "queer eye for the straight guy" programını incelediğim araştırmamda kapsamlı olarak ele almıştım bu konuyu
ülkemizde yok sayılmaya çalışılan, oysaki 6 milyon kişi olarak tahmin edilen cinsel yönelim.
  • /
  • 3