eşcinsellik hastalık değildir

türk psikologlar derneği'nin iki yıl önce bugün yaptığı açıklamadır: "duygusal ve cinsel açıdan karşı cinse yönelen kadın veya erkek heteroseksüel olarak tanımlanırken eşcinsellik, bu çekimin kişinin kendi cinsiyetinden kişilere yönelik olmasıdır. heteroseksüellik tek cinsellik değildir, eşcinsellik de heteroseksüellik gibi insan cinselliğinin bir görünümüdür. heteroseksüellik de eşcinsellik de hastalık veya bozukluk değildir, hastalık veya bozukluk olmadığı için tedavi edilmesi gereken bir durum söz konusu değildir, dolayısıyla tedavisi de yoktur.

türk psikologlar derneği olarak tedavi veya terapi adı altında yürütülen, eşcinselliği dönüştürmeye yönelik herhangi bir girişimi önermediğimizi ve bu tarz girişimlere karşı olduğumuzu kamuoyuna bildiririz."

http://www.psikolog.org.tr/Haber-Duyuru/...
bu postu facebook profilinde paylaşan arkadaşıma yanıt çok gecikmeden fazla okumuş bi hödükten gelmiş... o da şöyle: *

"alana karismayalim da arkadaşım, mumkunse biz almayalim yurtdisinda sen de yasadin gordun, maalesef sanki escinsellere ayrimcilik yapmayalim derken, escinsellik yuceltiliyormus gibime geliyor. illa her filmde, dizide bir escinsel bulunmasi, bunlarin da komik ama iyi insanlar olmasi gerekiyor. escinsel bir terorist portresi cizilmesi hic mesela. mesela escinsel kulupleri kuruluyor, bizim sirkette bile escinsel calisanlarin iletisim ve aktivite grubu var. nasil heteroseksueller cikip bunun propagandasini yapmiyorsa, escinsellerin de yapmamasi, bunu kendi iclerinde, partnerleriyle yasamalari lazim. escinsel evliligi de sonuna kadar destekliyorum bu arada ama propagandasina karsiyim. velhasil kelam, bu konu biraz yahudilere karsi sucluluk duyan avrupa'nin onlari kaldirip tepemize oturtmasi gibi geliyor bana."

neyse kendisini içine düştüğü gaflet, dalalet ve yanıbaşında duran gizli eşcinsel arkadaşına ihanetten kurtarmak için "ayırdına var" operasyonu düzenledim şu sözlerle... eminim bundan sonra iki kere düşünecektir kendi kıçını gizli gizli parmaklarken:

"sırf evlenecekler diye aylarca bütün aileyi ekonomik ve sosyal olarak terorize edenler; tv'lerde günde 15 saat yayınlanan evlilik programları yapanlar; "damsız almayan" barlar; yılbaşında meydanlarda sapıklık yapanlar; namus diyerek karılarını - kızlarını - kız kardeşlerini öldürenler hakkında ne düşünüyorsun?
neyse kısaca yukarda bahsettiğin eylemler-oluşturulan sivil toplum örgütleri senin cinselliğini hedef alan şeyler değil. sen kadınlarla istediğin gibi yaşamaya devam edebilirsin. ailene ben heteroseksüelim, böyle olduğu için üzgünüm demeden yaşayabilirsin. ilk ne zaman heteroseksüel olduğunu farkettin; doktara gittin mi; canım biraz olsun erkekleri düşünmedin mi sorularla karşılaşmayacaksın yanı.
orada "ataerkillikle" mücadele söz konusu. ve psikolog arkadaşın paylaştığı haber durumun sadece "bilimsel" yanı."

(bkz: homofobiyi her yerde teşhir et)
eşcinsellerin hastalık zannedilsin zannedilmesin kendi reçetesine yazıp kendi uyguladığı formül ömür boyu hemcinsidir. kesinkes ispatlanmış dışardaki homofobiden korunmak için daha iyi bir meditasyon, daha uygun bir omuz düşünülemez.
eşcinsellik, tamamen doğal olan ve bahsettiğimiz gibi, doğada bolca gözlenen bir varyasyondur. aslında eşcinsellerin "hastalıklı" olduğu iddiası, insan tarihinde başka özelliklere sahip insanlar için de zamanında kullanılmıştır: örneğin siyahiler, kadınlar, cüceler, devler, vb. gruplar için bu tarz aşağılayıcı kavramlar farklı şekillerde kullanılmıştır. siyahilerin aşağılık, kadınların cadı, cücelerin lanetlenmiş, devlerin hastalıklı olduğu iddialarını mutlaka duymuşsunuzdur. günümüzde ise bu tarz ayrımcılığı ve dışlamayı neredeyse tüm dünya olarak şiddetle kınamaktayız.

-evrim ağacı