elma şekeri

bir çubuğun üzerine saplanmış elmaların kıvamlı, kırmızı bir şuruba batırılmasıyla yapılan ve çocukluğumuzda, tanımadığımız kimselerden almamamız konusunda sıkı sıkıya tembihlendiğimiz gözalıcı tatlı.
yuvarlak metal tepsileri kafalarında taşıyarak mahalle aralarında, panayır yerlerinde dolaşan elmaşekeri satıcıları vardı. pek kalmadı şimdi.

(bkz: akide şekeri)
(bkz: mevlüt şekeri)
(bkz: nöbet şekeri)
(bkz: kıtlama şeker)
(bkz: halkalı seker)
(bkz: horoz şekeri)
içindeki elmayı yiyen çocuğun aza kanaat ettiği gerçeği kaçınılmazdır. onun dışındaki şeker olmasa bir hiç olan şeker türevi. *
bir ben mi terbiyesizim. elbette bir de bu var;

bittiğinde elinizde sapı kalacak en tatlı elma ..
kandırma aracı. verildiği ve kişinin buna kanıp tenhaya gittiği söylenir. bir nevi gazoz işte.
insanoğlunun en güzel icatlarından biri olduğunu iddia ediyorum.
en yararlı meyveyi, kırmızı şekere batırıp yemek!
çocuklukta mutlaka yeterince yenilmiş olması gerekir. yenilmemişse, en azından dişlerin sağlam olduğu yetişkinlik döneminde de çatır çatır ısıra ısıra yenilebilir. yoksa, yaşlılıkta bir ukdeye dönüşecektir...
çocukken her yerimi elmaya şekere bulamama, böyle elmayı çevreleyen kırmızı renk çeperine bulaşıp yapış yapış olmama sebep olan şeker meyve kombinasyonu.

ancak ortada bir haksızlık var. şekeri yalayıp yutarken nedense o elma pek yenmezdi, valla yetim kalan elmaların çöpe atılmasına içim razı olmazdı. şekeri yiyip elmayı yemeyen arkadaşlarımın elinden o elmaları alıp yediğimi hatırlıyorum.
hala nasıl yeneceğini çözemediğim, elini yüzünü bulaştırmadan yiyen bir kadın gördüğümde ona aşık olacağımı düşündüğüm, elmayı renkli sıvı şekere daldırıp çıkararak yapılan, çocuk büyük fark etmez hala belli bir kesimi kandırabilen altı çubuk, içi elma, dışı şeker aman canım galiba şimdi bir tane çeker.
sözlük yazarı olanına bakıyorsanız eğer; *

(bkz: elma sekeri)