eti senin kemiği benim

bit kadar yavruyu tamirciye çırak olarak verirken sarfedilen cümle.
öğretmenlere söylenegelen bir sözdür. söz konusu edilen öğrenciyi bir eşya gibi görme mantığından ileri gelir. aslında önemli olan her iki taraftanda iyi yetiştirilmesidir.
çocuğu ustaya/öğretmene teslim ederken, benim olduğu kadar senindir anlamıyla sahiplendirmeye yönelik sarfedilen deyim..
''benim kemikli yerlerle* işim yok kemikleri sen al'' diye karşılık verilmesi gereken söz.

düzeltme : yazdıktan sonra böyle bir ilginç, mide bulandırıcı geldi ya. kasaptaki gibi kemikleri, etleri hayal edince. oysa ki ateşli şeyler düşünmüştüm.
kemikleri iri olanı vermek istememektir. kemik fetişizmi gibi.

(bkz: ben şişman değilim kemiklerim iri)
etin terbiyesi için her yolu deneyip de halen sertliğini alamamış sefa pezevengi beyanı^^
sıra dayağı olarak hafızalara ve dolayısıyla ellere, parmaklara kazınmış bir icadı hayata geçirmiş aptalca söz. sistematik olarak cezalandırmanın sözümona eğitimin bir parçası gibi görülme, öğretmenin lafta da sevilse de daha çok korkulması gereken bir figür olduğunun beynimize işlenme sebebi.