gökhan semiz


--`spoiler`--

gökhan semiz, (d. 12 ocak 1969, istanbul - ö. 17 ocak 1998, istanbul), grup vitamin ile çıkardığı albümlerle tanınan müzisyen, tiyatro sanatçısı. 29 yaşına bastıktan birkaç gün sonra bir trafik kazasında hayatını kaybetmiştir.


ilk müzik çalışmalarını beş yaşında evlerindeki kırkbeşliklerde barış manço'ya karaoke yaparak başladı. çok geçmeden, çocuk yaşlarında eline ilk gitarını aldı. barış manço'ların cem karaca'ların erkin koray'ların müziğiyle gençlik yıllarını geçirirken heavy metal müziği keşfetti. iron maiden ve metallica'yla başlayan yolculuğunda, judas priest ve dio'nun fanatiği haline geldi. lise çağlarında mahallesinden arkadaşlarıyla ilk ciddi gruplarının kurulması da bu dönemdedir. "blasphemous" adlı gruplarıyla cover calışmalarına başladılar ve kendi şarkılarını yapmaya başladıklarında artık gülhane konserlerinde baş gösteriyorlardı. ara sıra düğünlerde çalarak pratik yapıyorlar ve para kazanıyorlardı. derken lise bitiyor ve üniversite için seçim yapması gerekiyordu. kararını verdi ve konservatuara gidip sınav belgelerini aldı. ailesi onu seviyor ve destekliyordu. sınavı kazandı. daha sonra grup vitamin ile birlikte kendini türkiye'deki her kesime sevdirdi. emrah anul ve selçuk aksoy ile seslendirdiği sözleri kendine müziği tolga sünter'e ait takmayacaksın jingle'ı ile yılın en iyi reklam müziği ödülü (kristal elma) aldı. 1990 yılında uğur uludağ ile birlikte espri standartları enstitüsü kurumu tiyatro topluluğunu kurdu. 1992 yılında ilk solo albümü olan mikrop'u, 1997 yılında her zaman yapmak istediği rock ağırlıklı bir albüm olan inan ki teksin'i çıkardı.
1998 yılının başında bir trafik kazası sonucu yaşamını yitirdi. mezarı istanbul güngören köyiçi mezarlığı'ndadır.

--`spoiler`--

(bkz: abi hadi be abi be gebertelim şu parçayı)
30 unu göremeden vefat eden, absürd şarkılarıyla koca bir nesili büyütmüş, hepsinin kalbinde yer etmiş güzel insan. çocukluğumu düşününce kardeşimle grup vitamin dinleyip kakara kikiri güldüğümüz, aklımızın ermediği sözleri ablama hatta anneme sorduğumuz günler geliyor. bütün şarkılarını terkar dinleyip bütün sözlerini anlayasım var.
daha o yıllarda bunu yapmayı nasıl beceriyordu bilemiyorum ama popüler kültüre ve onun getirdiklerine, dayattıklarına içinde ironiyi de barındıran şiddetli bir karşı duruşu vardı. işin komik tarafı da şuydu kesinlikle; popüler kültüre yine onunla cevaplar veriyordu; kullandığı popüler müzikti; poptu.

olaylara yapmış olduğu gözlemle ve zeka dolu bakış açısıyla her konuyu öyle ince bir noktasından yakalardı ki şarkı sözlerinden bunu anlamak hiç de zor olmuyordu.
popüler kültürün müzik ayağıyla kimseyi incitmeden naif bir şekilde dalgasını geçip gitmiştir bu dünyadan. güzel insana benziyordu. bir de çok güzel gülüşü vardı içten içten.