güzelliğin on par'etmez bu bendeki aşk olmasa

aşık veysel'in güzel, güzel olduğu kadar anlamlı türküsüdür.
tepeniz attığında, sevgilinize söylenebilecek en nadide giydirme yöntemi.
ne o öyle türkan şoray edaları....
enteresan bir şekilde varlık bilimini ve onun gerçekte ne olduğunu açık bir şekilde gözler önüne seren bir sözdür. varlık bilimine; ontolojiye; göre temel sorun varlığın ne olduğu, varoluşun nedenselliği ve bu iki kavram arasında oluşturulan ayrım-birleşim köprüleri vasıtasıyla temelde varolan sorunsala tekrar vurgu yaparak varlığın mahiyetinde düşünerek varoluşsal süreçler içerinde varlıkları incelemektir.

şimdi bu yargıya göre söze tekrardan dönecek olursak; güzellik diye nitelendirdiğimiz olguya baktığımızda karşımıza çıkacak olan ana sorgu ''güzel''in ne olduğudur. varlığı güzel diye sıfatlandırmamızdaki etken nedir veya güzel sıfatını yanına koyarken seçtiğimiz o varlık ne gibi varoluşsal süreçlerden geçmektedir. temelde güzel dediğimiz, güzel diye nitelendirdiğimiz varlık bu sıfatı gerçekte/n/ güzel olduğu için değil onu gören başka bir varlığın görüşünde böyle bir anlamı kazandığı için güzel olma durumuna erişmiştir. kısaca güzel olmak varlığın içinde barındırdığı bir özelliği olmaktan ziyade ona dıştan bakan başka bir varlığın içerinde yarattığı bir illuzyondur.

bu düşünce yapısını kişiselleştirirsek söze göre; kişilikler atfedersek temel manada; ortaya çıkacak sonuç oldukça basittir aslında. birini güzel görmemiz onun gerçekte/n/ güzel olduğunu ve bu yüzden sevdiğimizi ifade ettiğimiz durumunu anlatmaktan çok o kişiyi gerçekte/n/ sevdiğimizi ve bu nedenle o sıfatla gördüğümüzü irdelemektedir.
evet sen bir su kuyususun. ama susuzlugumdan sana gelmis degilim. bir su kuyusunun yani basinda, susuzluktan daha fazla yanmak, pismektir niyetim.