gay çöreklenmesi

bu konuyla ilgili pek çok örnek verilebilir ama benim başıma gelmiş olandan bahsederek konuyu açıklamak istiyorum

geçtiğimiz cumartesi yaklaşık 3 haftadır tanıştığımız bir çift gay arkadaşımız evimizin taksimde olması sebebiyle bize geldiler yemeğe, gelirken de elleri boş gelmemişler sağolsunlar içecek ve çerez ayrıca çikolata falan getirmişler. ben de çok güzel yemekler yapmıştım. güzel muhabbet ettik gece de bara geçtik, bize söylemediler ama kalacaklarını anlamıştım neyse birşey demedim bayrampaşa'da oturuyorlar çünkü, gece kaldılar bizde. sabah da erkenden gittiler biz uyurken sonra ben uyandım işte pazar temizliği vs. derken önceki akşam getirmiş oldukları ama bizim içeceklerden içip onlarınkine dokunmadığımızdan kalan bir şişe kola, bir şişe ice tea ve çikolata, çerezlerin olmadığını farkettim. allah dedim çöpe falan baktım öyle bir çöpüm de yok. neyse kendi kendime güldüm.

bir insan size misafir geliyor, nezaketen içecek ve yiyecek birşeyler getiriyor muhabbet ederken ve kalanlarını giderken alıp götürüyor ve bunun adı kibarlık oluyor. hiç getirmeselerdi daha iyiydi en azından bunun bir başlığı olmayacaktı şu anda.

siz siz olun çöreklenmeye kalkışan geyleri etrafınızda barındırmayın.
sen adama izzet ikram edip habire böreklersen, adamda gelip evine çöreklenir. ne demisler, ne kadar börek, o kadar çörek....
sevişirken fantazi amacıyla kullanılan reçelden artanı ben bunu eve götüreyim yeriz diyenini gördükten sonra kolay kolay bir şey şaşırtmaz beni çöreklenme konusunda.
bir örnek de madi clara bloğundan

bu onur baştürk şapkalı küçük hanım ve arkadaşı hafta sonu alaçatı semalarında sokakta gezerken keşfedildiler. gay sever kadınlarla dolu bir ortama da konuk olarak çağrıldılar. ama bu ortam şöyle ki içeride eda taşpınar, deniz berdan, tatlı pasif betsy gibi gayet ünlü kadınlardan oluşuyor. küçük bir şuur yitimi yaşayan izmirli gay'lerimizin gece evde de konaklamalarına izin verildi.

ve tabii işin içine ibne şuursuzluğu ve had aşımı girene kadar her şey gayet normaldi. bu küçük hanımlar bedava yediler, içtiler, evde kaldılar. gece indra taşpınar'ın restaurantının açılışına bile davet edildiler. içeride kimsenin masası yokken bu kızlar en öndeki masanın en baş köşesine kurulmuşlardı bile. orada da yediler. helal olsun.

üstelik sabah evden gitmeden önce hala karınları doymamıştı ve bir adet de tost istediler. eda taşpınar kalkıp çift kaşarlı tost yapacaktı herhalde bunlara. ve herşeyin sonunda da kendilerini özel şoförle izmir'e bıraktırdılar.

ve tüm bu süreç içinde onur baştürk şapkası hala kafasındaydı!

ibne çöreklenmesi dediğmiz şey tam olarak budur!