ne uzaylılar ne yılanlar ne fareler ne örümcekler ne de bir başka şey; ben bunlardan fena tırsıyorum ayıcanlar. hele ki bunların bir de uçanları var ki onlar beni bayıltma etkisine sahip. ismi geçtiğinde bile değerlilerim* çivi gibi oluyor. havalar da ısınıyor umarım piyasaya çıkıp beni hayattan soğutmaya başlamazlar yine, yeni, yeniden..

çiyanla birlikte en sevmediğim 2 hayvandan biridir. sevmemenin yanında ağır tiksinirim de bu hayvandan. elimle yılan tuttum ama bu hayvanın ölüsüne bile elleyemem o kadar tiksiniyorum bu haşereden.
ama bu böyle gitmez kendilerine burdan barış çubuğu uzatıyorum ve bu konuyu konuşmak için cihangir saunaya davet ediyorum. bu böyle gitmez etraflıca konuşalım yani

kafası olmadan dokuz gün yaşayabilen, dokuz gün sonra da açlıktan ölen, esasında sokma/ısırma gibi faaliyetlerde bulunmasa da, kanalizasyonlarda yaşadığı için envai çeşit mikrop taşıyan ve bu mikropları yiyeceklerin üzerinde gezerek ve yiyeceklere kusarak bulaştıran, genelde karanlık ve nemli yerlerde yaşayıp ışık açıldığında pıtı pıtı pıtı pıtı dağılmaları akıllara zarar bir görüntü oluşturan, çok hızlı üreyen, ve birini öldürürken aslında daha fazla yavru meydana getirmesini sağlayacak şekilde yumurtlamasına yol açtığınız, böcek ilacından kesinlikle etkilenmeyen (ilaç sıkıldığında gider, ilaç etkisi bittiğinde geri gelir, çözümü yuvasını bulmaktır) dayanıklı haşere.

dinozorları yok eden meteor bile hamamböceklerini etkileyememiştir. 1000 küsür çeşidi var diye okumuştum bi yerde.

not: bizim evde mutfağı bir kere hamamböcekleri basmıştı, ne yaptıysak kurtulamadık, çare mi? bütün mutfağı yıktırıp yeniden yaptırdık!!) ona göre!

"ay hamam böcüğüsüüü, yiğwreeenç :'("
"en sevmediğim hayvan. hıh."
"tiksiniyorum hamam böceklerinden. ne o öyle? ıyk!"
"öldürüyosun. öldü sanıyosun. sonra bakıyosun yok. ölmüyolar yaaa :/"

ahan da bunların tekmili hamam böceğine karşı geliştirilen argümanlardan birkaçı.
bendeniz ise bu haynanatlara karşı saygıyla karışık bir sempati duyuyorum. essahtan!

bu hamam böcüğüsü dediğimiz, bilimadamlarının, bilimkadınlarının; velhasılı kelam biliminsanlarının blattodea adıyla andıkları yaratıklar muazzam şeyler. "ayyy, tiksinçsiaaaan" feryatları duyar gibi oldum. duymayayım bir daha.

dişilerinin bir kere döllenmesi yeter.ömrü boyunca biriktirdiği yumurtaları zaman zaman yumurtlar.böyle bir kaltak böcüktür. *

böceklerin en sevimlisidir,zira öğrencilik zamanlarımda evimin sıfır olmasına rağmen zamanla hamam böceği üretim ortamına sahip olmasını sağlamıştım.geceleri bilgisayar başında iken küllüğün içinde gezer benimle beraber radiohead dinlerdi,sonra hemen ışığı yakar onu mutfağa kadar kovalardım,yemek yaparken,yemesi için hep bir şeyler verirdim.özledim lan çiko *

havaların ısınmasıyla apartman girişlerinde ve kapı eşiklerinde bizi karşılayan iğrenç yaratıklar. maşallahları var ışığı görünce elvan abeylegesse gibi oluyorlar.

(bkz: la cucaracha)

dünyanın en hızlı böcekleri diye duymuştum.
tutabilene aşkolsun, nasıl koşuyorlar. *

herkesin iğrenç bulduğu bu mahlukat insanlardan daha temizmiş ve ölüm nedenleri de insanlardan kaptıkları bakterilermiş. vay anasını!

dünya durduktan sonra çalışmaya veya yaşamaya başlayacak iki şeyden biri. diğeri iddiaya göre opus eleven isimli kinetik tetiklemeli saat. ben o zamana ölmüş olurum.

sakın ezerek öldürmeyin sakın!
yakalayın falan başka şeyler yapın. ya da murathan mungan kitabıyla penceden atın nebiliyim.*
hamam böcekleri bir kez çiftleştiklerinde ömür boyu yumurtalayabilirler tüm yumurtaları etrafa saçarsınız, onu öldürmek yerine neslini garanti altına almış olursunuz.

gözlerine sabun kaçip kaçmadigini merak ettigim hayvanat. birde terleyip terlemediklerini merak ediyorum.

annemin kafka'nın dönüşüm kitabını okuduktan sonra "ya birinin evladıysa böceğe dönüşmüşse" diyerek öldürmeye kıyamadığı hayvanat. öğrenciyken benim evde de peyda olmuşlardı da bir arkadaşım böcek ilacıyla fıs fıs sıkarak bunlardan birini kovalarken hamam böceği bir anda dönüp arkadaşımı kovalamaya başlamıştı. hatun kaçıp yatağın üstüne çıkmıştı. gözlerimle görmesem inanmazdım ama bildiğin köpeğin insanı kovalaması gibi arkadaşımı kovalamıştı parmak kadar böcük.

meteora direnmekle kalmamış, evrim geçirerek artık atom bombası ve radyasyona da dayanabilen bu böceğin facebook durum iletisi de şöyledir :

basli basina igrenc bir yaratik. boyle igrenc ve gereksiz bir yaratik bir sure sonra kanatlanip ucuyor. bu aptal bocege bile kanat veren tanri insanlara cok acimasizsin bebegim ya

hamam köselerinde yasamaktan bikmis, eve tasinmis, evlenmis barklanmis, kendine yeni bir hayat kurmus olanlarina karafatma denilir.

kafası kopan hamamböceğinin dokuz gün boyunca yaşayabildiğine dair bir bilgi aldım. gardolabından yazıyorum şuan...

gece sessizliğinde evin içinde yürüdüğü zaman ayak sesleri duyulabilen böcekgil.

hamam böceğinin konsept olarak hamamda yaşadığını düşünen ender kişilerden biriyim...o yüzden kese yaparken oramı buramı çok kontrol etmişliğim olmuştur...