hoşgörü

iyi niyetli bir kavram gibi dursa da tehlikelidir. hoşgörü, gösterecek olan kişiye bütün hakları/ipleri verir, bir yandan da hoşgörü gösterilecek kişiyi suçlu, aman bekleyen pozisyonuna sokar. sürekli ezilen, dışlanan, azınlık olan kesimi hoşgörecek pozisyonda olduğunu düşünmek iyi bir insan olmaktan ziyade şişkin bir egoyu işaret eder. kimse kimsenin engin hoşgörüsü altında ezilmeyi bekleyecek kadar vicdani bir terazide tartılmayı haketmez. hoşgörü toplumsal, siyasi değil kişisel bir kavram olarak ele alındığı ölçüde bencillikten arınır, gerçek anlamını bulur.

(bkz: cinsel tercihlerine saygı duyuyorum)
müsamaha, tolerans. bireyselliğin yaşanabilmesine duyulması gereken saygının bir iltifat olması da gariptir.
çoğu zaman saygıyla karıştırılır. herkese saygı duymak zorundasınızdır. katlanamadıklarınıza bir de hoşgörülü olursunuz ki saldırganlığınızı engelleyebilesiniz. saygı duymadan hoşgörü göstermek kibirliliktir. acımaktır. kimsenin salt bir hoşgörüye ihtiyacı yoktur.
iğrenç kelimelerden bitanesi.alttan alta pis bir egonun yansımasıdır.sen aslın da hoş ve güzel bir şey değilsin ama ben o kadar erdemliyim ki bu pisliğini hoş görüyorum demektir.
olması gerekn bir tutmaktır.bu kelime üstünlüğün vurgulanmasıdır.bunu kullanan kişi yada kurumlar kendilerini üstün hoşgördüklerini de daha aşağı farzederler.velhasılı kullanmayım kullandırtmaayın.kimseyi hoş görmeyin herkesi bir ve eşit görün.
kesinlikle ve tartışmasız biçimde, faşizan ve hükümran bir ifade.