iki ucu boklu değnek

zor durumda kalındığında karşılaşılan zorlu çözüm yollarının her ikisininde net çözüme cevap vermemesi durumu.

kabul edilemeyen (bkz: eşcinsellik) ve kendini kabul edemeyen (bkz: eşcinsel)in içinden çıkamadığı sorunların çözüm arayışında içinden çıkamadığı durumun getirisi. .
a ve p olayının üstünlük arz etmediğini anlatmada kullanılabilir
değneğin ortası da, uçları gibi bulaştığı hedeye bulaşmışsa, unutulması gereken değnektir.
vakti zamanında bi şeyler karalamıştım. başlığı görünce paylaşmak istedim.

sınırlarının içindekilere sımsıkı sarılıp yaşamalı mı yoksa dışına mı çıkıp yıkmalı mı sınırları?peki eldekilerle yetinerek ne kadar mutlu olabilir? sınırların dışına çıktı diyelim, bilmediği bu dünyada ne kadar mutlu olur?becerebilir mi mutlu olmayı insan?
insan ne kadarını kendi çiziyor sınırların? yoksa sınırlarını kendi çizdiğini mi sanıyor? kul nesimi’nin de dediği gibi çıkıp gökyüzüne seyredince alemi anlıyor bir nokta kadar küçük olduğunu ve sınırlarının içerisinde sıkıştığını, sıkıştırıldığını. ne kadar gökyüzüne çıksa da göremediği, sınırlarının içerisinde sıkıştıran bir şey var. inip bakınca anlıyor ki o da kendisi. o halde sınırların içine sıkışıp kalmanın anlamı ne? düşmeli mi hayallerinin peşine, sarılmalı mı sımsıkı düşlerine? direnmeli mi sınırlara sıkıştıranlara? göğüs germeli mi o sınırlara sıkıştıran kendine? debelenmeli mi mutlu olacağını bilemeden?

işte böyle hayat, iki ucu boklu değnekle çelik çomak oynamak...
şu ara yaşadığın içsel hissiyatım. değneğin iki ucu bir yana değneğin tamamının boka bulandığı bir haleti ruhiye ile sınanmaktayım. kendim ettim kendim buldum'lu şeyler geliyor aklıma ve başıma gelmesine ben sebep olduğum için de bir süre daha çekeceğim.