ilkokulda statü farkı yaratan nesneler

hepimiz mutlaka bu nesnelerden en az birine sahip olmuşuzdur. popülerite sağlamak için kullanılan okul gereçlerini bu sınıfa dahil edebiliriz. benim aklıma gelenler ;

arı maya desenli kokulu silgi,
monami 24'lü ya da 36'lı pastel boya*
ve en önemlisi otomatik kalem kutusu *
oya'nın uzun bacakları yerine ilgilenilen ali'nin büyük pipisi.
nesne değil ama o da statümü yükeltmedi değil hani. kelle peyniri evet bizim oranın meşhurdur ve o zamanlar iyi bir kelle peyniri pahalıydı, süslü kokona örtmenim her beslenme saatinde sadece benim beslenme çantamdan otlanırdı, bu da bütün ilgiyi üzerime çekerdi. halbuki örtmen aç karnını doyurmak için ben enayisini seçmişti o kadar.
efendim ben bir devlet okulunda okudum, lakin yurt dışından gelmeyen hiçbir şey sizi ilgi odağı yapamazdı. öyle alman malından falan da bahsetmiyoruz, bildiğin ingiliz ya da fransız malları.

genellikle ünlülerle çekilmiş fotoğraflar statünüzü patlatırdı. allahın tarsusunda ünlü ne gezer demeyin, her hafta konser, tiyatro olurdu...

benim de o zaman tarkan, burak kut ve yonca evcimik ile çekilmiş resimlerim vardı.
çizgiromanlarımdı bir zamanlar. ilginç kalemler ise her zaman gözdeydi... kokulusu, üçgeni, büyük olanı...
almanya dan gelen değişik oyuncaklar. isviçre den gelen çikolatalar.

(bkz: çükün şişmesi)
tabiki çok renkli suboya pastelboya takımları ve bir dönemin modası olan ışıklı spor ayakkabıları.
sulu cetvel. evet. cetvelin içinde su ve içinde hareket eden efendime söyliyim böyle yıldızlar, böcekler falan vardı. *
+ götü başı ayrı oynayan kalemler *
+ kokulu mektup kağıtları *
+ çantadaki cep, bölme sayısı. *
+ elyazısının güzelliği * *
+ ıslak mendil *
+ ataç *
cam suluk.can suluklar hem daha gösterişli hem daha pahalıydı.plastik suluklar kullanan bilir leş gibi de kokardı oysaki cam suluklarda öyle bir dert olmazdı.cam suluklar malum çabuk kırılabildiği için çoğu aile tercih etmezdi ve kesinlikle bir statü belirtisiydi ilkokulda.
tabi ki de şu lanet olasıca boyalar. http://www.hepsiburada.com/m/monami-past... zenginler ölsün, yaşasın fakirler. *
araba şekilli iki katlı kalem kutusu, kız kardeşim bile almıştı bundan. beslenmede değişik bir şey getirmek, hamur işinde poğaca değilde pastaneden alınmış bir elmalı turta getirmişseniz mesela. nesne sayılmaz ama eğer güzel resim çiziyorsanız, enstrüman biliyorsanız veya güzel şiir kompozisyon yazıyorsanız bu sizi bir adım öne çıkarırdı.
efendim, bizim zamanımızda 0.5 uçlu kalemler yeni çıkmış idi. renk renk, cins cins kalemlerden alınır, adeta koleksiyon yapılır idi. filhakika, uçları bitenlere uç verilmez idi! akabinde 0.7 uçlular çıkmış ve bunlardan ilk alanların sözde statüsü daha da bir fazlalaşmış idi. bu post-efsane masal da burada bitmiş idi.

boş işler...
bilgisayar. o zamanlar yeni çıkmıştı. kocaman kocaman bilgisayarların evin en güzel köşesine yerleştirildiği ve üzerine dantel bırakıldığı günlerden bahsediyorum. bizimki salondaydı. işimiz bitince dantelini örterdik. işte ilkokulda arkadaşlar falan ya bizim eve gelirlerdi ya da m'nin evine giderdik. oyun oynardık.
muz götürmek, tekerlekli çanta, kokulu silgi, renkli kalem
  • /
  • 2