ismet özel

siyasi görüşlerine katılmasam da şiirlerine taptığım şair. başlığı bile ayrı bir şiir olan şu şiirine ne denebilir ki?

kısa pantolon, paslı çakı, dizde kabuk bağlamış yara
kısa çakı, paslı pantolon, gözde yarası kalmış kabuk

nazlan
sitem et
kırıl bana
beni geç vakit
tek başıma suya yolla
bağçede yüzünü öteye çevir
güle hayret ediyormuş gibi yap
gülümseyerek konuş da başkalarıyla
somurt, avluda sadece ikimiz kalınca
kızıp en evecen adımlarınla üst kata çık
en sevdiğim çiçeğin saksısı kaysın elinden
derinleşsin ben içerledikçe ruhumdaki sakarlık

yamru bastım iş değildi hâke çakılmak bayırdan
dağ sıradağdı hangi haşin belden yol veresi
gece hep süzüldü yukardan lâkayt kehkeşân
altımda hep beni yutmaya çağladı nehir
yetişir hecelemen sök beni bir kere
en zoruma gideni yap hengâme getir
çel beni tökezlet tuttur çitlere
ahla istida edecek ahvâl değil
kim bana kıymazsan bilebilir
dünya dedikleri samut küp
acılar tınladıkça bende
hep seni seslendirir.
sadece " şair" olarak hatırlamak isteyeceğim kişidir.
"hep sevişecek gibi baktık birbirimize
bir kez öpüşebilseydik dünyaları solduracaktık"
"genç olmak yetmiyordu fayrap sevişmek için"
"çalakalem sevebilmek elimden gelmiyor
...
karaysam şimdi
öfkenin payı vardır karanlığımda."