kadıköy'deki karadenizliler

sayılarının gün geçtikçe artıyor olması beni endişelendiriyor. özellikte rıhtım tarafında takılıyorlar. her köşede horon tepiyorlar. ırkçılıksa ırkçılık. hoşlanmıyorum kemençe sesinden. senin müziğini dinlemek zorunda mıyım kardeşim her gün? gidin çamlıca'da tepin horon. kadıköy'den defolun! *
42309478320948 yılda bir gerçekleştirdiğim istanbul çıkartmalarımda sıkça karşılaştığım tipler, sürekli oyun oynayıp eğlendiklerini görmek güzel, ama biraz gösteriş sanki..
zaman ve mekandan bağımsız bir şekilde hiçliğin içine düşüp sonsuza kadar horon tepmekle lanetlenen hemşerilerim.
eğlence adı altında milleti rahatsız eden tiplerdir.vapura binmeye çalışan,işine gitmeye çalışan,acelesi olan insanlar önce bunları daha sonra da bunları izleyip horon tepen aptal gürühu geçmesi gerekir.inanılmaz itici kemançe sesleri ile iğrenç türkçelerini duymak zorundamıyımız.al eline kemençeni geç köşeye çal sanatını orda icra et kimseyi rahatsız etmeden.ama yok dayanaksız özgüvenleri gereği onlara her yer karadenizdir.devir nasıl olsa onların devri sürün bakalım keyfinizi.ha bide genelde bunların bir kaç metre ötesinde erbane ile halay çeken kürt güruhu var.onlarda aynı bokun değişik versiyonu.ben senin türkünü dinleyip halayına mağruz kalmak zorundamıyım arkadaşım.inşallah bunlar birbirini yok eder ve insanlara büyük iyilik yapar.
etnik kökenlerine rağmen sadece şarkı söyleyip dans eden insanların birbirlerini yok etmelerini temenni eden sanat düşmanı ırkçı lgbti bireyleri görmemizi sağlayan topluluk. sokak müzisyenlerine saldıran zabıtalardan hiçbir farkları yok.

kaşlarınızı çatıp öfkeli öfkeli vapura yürüyeceğinize kendinizi eğlenen insanların arasına bir yere koymalısınız. yapamıyorsanız, kişisel zevkleriniz ile pek uyuşmuyorsa da kulaklıklarınızı takıp beş dakika yolunuzu uzatabilirsiniz zira kimsenin sizin kişisel haklarınızı ihlal ettiği ya da topluma zarar verdiği yok. insanların birbirini öldürmesini dileyecek kadar acelesi olanlar yerine etrafta daha çok görmek istiyorum böyle toplulukları, sanata dair herhangi bir şey yapsınlar yeter.

ama yok, beton binalar arasında alelacele koşturan plaza insanları olarak bu tavrı sergilemeye devam edersek ne sokak müzisyeni kalır, ne vapurda akordeon çalan, ne metroya yürürken keman sesi duyarız. sonra vals yapan grupları filtreleyip instagrama koyarız, sokak müzisyenleri geri dönsün diye kampanya imzalayıp twitter'da paylaşırız. lgbti olduğumuz için sanat bizden sorulur ya, ondan.