kadın cinayetleri

faili mechul bir çok kadın cinayeti haberi var. bir büyük kısmı da eş tarafından öldürülen kadınlar. bu cinayetler ile ilgili bir çok kez istiklal de protesto yürüyüşlerine denk gelmişsinizdir muhtemelen. sonuç aynı, gün geçmiyor ki yeni bir kadın cinayeti haberi çıkmasın.
kadınlık haklarını erkeğe (babaya/kocaya) devreden, devretmek zorunda bırakılan tüm kadınlara karşı işlenendir.
ülkede kadın ile erkeğin eşit olmadığını hatta eşitliğin eskiye nazaran çok daha kötü boyutlara ulaştığını gösteriyor.
%71 i kocalar yada eski kocalar tarafindan islenen cinayetlerdir.
istanbul feminist kolektifin 2010 yılı beyanında dünya ekonomik forumu nun cinsiyet eşitliği raporunda, türkiye 134 ülke arasında bu yıl 126. sırada yer aldı.kadın cinayetleri son yedi yılda % 1400 artığına değiniyordu yazı. aynı ekip "erkeklerin sevgisi her gün 3 kadın öldürüyor" diye bir slogan yaratmıştı.ne yazık ki o slogan hala geçerliliğini koruyor.
o kadar çoğaldı ki bu kıyım dizilere falan da konu oldu.
erkeğin hakimiyetini göstermek adına gerçekleştirdiği bitmek bilmeyen tecavüz, taciz, aile içi şiddet gibi etkilere verilen tepkidir. erkek ölür, erkekliğe leke sürülmez, erkeklik sürer gider, kadın cezayı çeker.
ne zaman ki burada "erkek cinayetleri" diye bir başlık açılır o zaman ülkemizde çok ciddi bir şeyler değişmiştir, kadın ihtilali falan olmuştur diye düşünmeme sebep olan başlık.
ülkesindeki kadınları ikinci sınıf vatandaşı sayan bu ülkede kadın olarak yaşamak güç. devlet erkanı bu kanayan yaraya bari tuz biber ekmesin onun bedenine dokunma yetisini kim verdi? 3 çocuk yaptırmanın mantığı nedir?* yeter dedirten saçmalıklar silsilesi yığılarak devam etmekte, çok değil bikaç ay önce verilen tehdit ihbarına 'en fazla ölürsün' diye verilen cevap aklımıza kazınmışken hafta sonu öldürülen dört kadının hesabını kim verecek. sığınma talebinde bulunan kadınların dramıda ayrı bir dert yetkililerin: 'kim bilir kocana ne yaptın' sorusu zaten kadını çoktan öldürmüştür.. bi an önce bu kanayan yaraya derman bulunmalı... *
2012 yılında türkiye'de 210 kadın katledilmiştir.
her sabah kanal d nin sabah haberlerinde en az 2-3 tanesine rastladığım kan donduran olaylar. ya önceden bu kadar fazla değildi sayıları ya da haberlere konu olmuyordu bu kadar. bu kadar haber yapılması mı cesaretlendiriyor bu sözde erkekleri bilemiyorum. ama son dönemde cidden toplumun en büyük sorunlarından biri haline gelmiştir ve bir an önce bir çözüme ulaşmak şarttır.
şefkat-der bu konuyu gündeme getirmek için muhteşem bir eylem girişimine girmiştir. kadınlara 1 mayıs tarihi itibariyle 41 gün süreyle ilişkiye girmeyin, temizlik ütü yapmayın çağrısında bulunmuştur. eylem ne kadar etkili olur bilemiyorum ama eğer ses getirecekse denemeye değer diye düşünüyorum.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/230496...
mayıs ayının başındayız henüz...
ve bu yıl öldürülen kadın sayısı şimdiden 100'e yaklaşmış oldu...

http://www.anitsayac.com/?year=2015
yapılan araştırmalarda türkiye de en çok karadeniz bölgesinde olduğu görülmüş
akp'nin yanlış bulduğu tanımlama. kendilerine göre bir kadının öldürülmesi herhangi bir insanın öldürülmesi anlamına geliyormuş. yani buna kadın cinayeti demek yanlı bir tavırmış. e tabii ki onların döneminde kadının sokağa çıkması, kocasını evde hazır kıta beklememesi, eteğinin boyu birer suç ilan edildiğinden zaten medeni olmayan erkeklerin cinayetleri, tecavüzleri, türlü şiddet denemeleri daha da arttı. yok saydığınız kadını itaat etmediği, size vermediği, sizin olmadığı için öldürmeniz iki kere suçtur. aynı mantıkla eşcinsel cinayetleri, trans cinayetleri de işleniyor ve işlenecek. belki henüz aleviler gibi üstlerine çarpı koymuyoruz ama yeni akit benzeri kafalarla zaten cahil, aptal, mal, ayrımcı, şiddet yanlısı olan insanları daha da işliyoruz.
kadın cinayetlerini durduracağız platformu 22 kasım'da tüm duyarlı insanları tünele çağırıyor.

erkek egemen dünyanın yarattığı sonuçlardan biri, herkesin hatası var, sosyal hayatta kullandığımız dil bile kadınlar üzerinde baskı kurucu, ezici, aşağılayıcı, en temel noktalardan biri de bu galiba, biz kullandığımız dille kadınları öldürüyoruz, dilimizde sakız haline getiriyoruz vücutlarını ve ruhlarını, değersiz kılıyoruz, insan olmaktan bu kadar uzağız çünkü, insan olmayı erkek olmak sanıyoruz, içimize işlemiş bir hastalık gibi, çıkarması zor ama tedavisi de var; bilinçli olmak, kullandığımız dili değiştirelim önce, bir noktadan başlamak gerekiyorsa kendimizden başlayalım
25 kasım günü ankara'da yürüyüş var.
  • /
  • 2