didem madak'ın kardeşi ışıl'a yazdığı güzelim şiiri.
çalsın:
yine gittin o karanlık odaya karanlık uykularına. sen hep gülerdin oysa, gülüverirdin bir bakardım eğilmiş su içiyor gamzelerinden kuşlar. bir bakardım gözlerinde güneşli ve sıcak iki hurma. bir bakardım hayata dikleniyor diktiğin horoz ibikleri saksılarda. biriciğim, kardeşim ne oldu sana?
karşıyaka vapurunda alıştı dilim en çok acıya acı çaylar içer ve bakardım karanlık sulara bir balığın uykusunu düşlerdim karanlık sularda kaybettiği rüyaları, sigaramdan kopup giden iki kıvılcım merak ederdim ne konuşurlar aralarında? sen beni hep merak ederdin, sen beni hep yemeğe beklerdin, seni sıcacık evimizde bulduğumda iki kıvılcım buluşmuş gibi olurdu balığın karanlık uykusuyla. bir kesmeşeker koymuş gibi olurdun sanki dilimin ucuna.
berekettir diye hani geçen hıdrellezde karınca kumu toplayıp getirmiştin kimse bereketi öyle getirmedi bana küçük, küçücük bir torbada az gerçi cüzdanımda hâlâ kâğıtlar, ama bozuklar harmandalı oynuyor, zil oluyor parmağımın ucunda, küçük insanlar şimdi cüzdanıma her bakışımda neşeli bir ateşin üstünden atlıyor. kardeşim, biriciğim, kimse yoksulluğu benim için böyle sevimli kılmadı şimdiye kadar.
kötü rüyalar görürdüm durmadan bağırırdı bir yaşlı kadın: "mavi alevlerin ortasına, bu kırmızı elbise giymiş kadın yakışır." sanırım birileri beni yakacak diye tuttururdum sabahları. ateş iyidir derdin sen, başarıdır, çok şeyler başaracaksın. kardeşim, biriciğim sen olmasan, ablanın kâbuslarını kim hayra yorardı?
yine gülsen, gülüversen ben böyle saymazdım çarşafımdaki kırmızı gülleri o zaman. sayıyorum, sayıyorum hiç bitmiyor güller, sensiz hiç bitmiyor zaman. çıksan o karanlık uykudan, kilerde fazla güneşimiz kalmış mı bir baksan. bütün serotonin geri alım inhibitörleri birleşseler geri alamazlar çünkü, hayra yorulmuş bir rüya kadar sevinen hayatı geri alamazlar bir avuç karınca kumunun huzurunu.
kardeşim, biriciğim bazı yaralar yararlıdır buna inan, bazı yaraların ortasında küçücük bir el, sanki geçmişine çiçek uzatır, bazı yaralardan sızan kanla, tüm geleceğin yıkanır. bazı yaralar... sayıyorum, sayıyorum hiç bitmiyor güller sensiz hiç bitmiyor zaman. belki saymayı mutsuzlar bulmuştur. mutsuzlar hep sayar. bizler mihsabıyız hayatın, tam on gün oldu, gamzelerinden su içmiyor kuşlar. kardeşim, biriciğim hadi çık o karanlık odadan.