kilo almak

genel olarak istenmeyen bir şey olsa da ayı ve chubby kültüründe bireylerin isteyerek yaptığı eylem. ingilizce'de bu yola başkoymuş kişilere gainer denir. ve tanıştığım en ilginç gainer sanırım aşağıdaki linkteki arkadaştır. kendisi zayıf kilolu genç mature birçok kişiden hoşlanıyormuş. yani sırf chubby sevdiği için ben de chubby olayım dememiş. asıl isteği ilişki içerisindeki büyük adam olmakmış. bu sebeple de kontrollü bir şekilde kilo almaya başlamış. ilk başta inanılmaz zayıf bir çocukken sonrasında chubby bir 'adam'a dönüşmüş. şimdilerde yine zayıflamış ve morali bozulmuş. yine de yaptığı şeyi takdir etmemek güç.

aşamalar :
kendi tumblrı : http://gitbigger.com/
her ne kadar kilo vermek istemesemde bu kilolar doğduğumdan beri bana yapıştı.
tahliller tetkikler sapasağlam olduğumu gösteriyor doktorlar hayret ediyor ve şu sonucu çıkarıyorlar; senin bünyen bu.
13-14 yaşımdan beri özledim tartıya çıktığımda 2 haneli sonucu görmeyi.
en sonunda kendimi rendeleticem.
kilo almak istemiyorum yaw.
iki yıl öncesine kadar kabullenemediğim ama şimdilerde ise memnun olduğum bir durum su içsem yarıyor
görüntü olarak bir çoğumuzun hoşuna gitse de, ileride çekilmez hal alıyor.
sık ve çok yemek, mümkünse hiç spor yapmamak, düzenli bir tembellik ve uyuklama sürecini hayata geçirmek, bugünün işini yarına bırakmak ve armut piş ağzıma düş felsefesini benimsemek yeterlidir. daha da yetmiyorsa yatakta kahvaltıyı bruncha çevirin ve üzerine göbeğinizi devirip yatın.
bütün ömrü boyunca yiyip yiyip kilo almayan, herkesin gıptayla baktığı o insanlar bile 28 yaş civarı metabolizmanın yavaşlamasıyla kilo almaya başlıyor. ben kilo almıyorum nasılsa diye her istediğini yemeye alışmış bünyeyi terbiye etmek de zor oluyor haliyle. ekmeği, şekeri, alkolü azaltın, fast food ve kebapçılara nadiren uğrayın, bol sebze meyve tüketin hemen toparlarsınız.
koli almak ile ters orantılı olan faaliyet. ne kadar çok koli, o kadar az kilo.

(bkz: koli almak)
zayıflamaya çalışın. gerçekten çok işe yarıyor. kendimi saldığımda kilo verdiğim, zayıflamaya çalıştığımda kilo aldığımı bilirim.
beceremediğim şey. yıllardır hep aynı kilodayım ve denediğim yöntemlerden hiç biri işe yaramadı. içinde elli çeşit şeyin olduğu karışımlardan gece yenen makarnalara kadar bilumum başarısız denemenin ardından pes ediyorum artık.

bir de insanların fazla kilolu olanlara pat diye bu durumu söylemekten çekinirken size iki de bir rahat rahat çelimsizliğinizi hatırlatması da çok sinir bozucu oluyor. ondan sonra vay efendim ayrımcılık kötü bir şey dersiniz bir de...
zayıf biriyim. özellikle çok zayıfsın, hasta falanmısın yemekmi vermiyolar sana gibi insanda kötü etkiler bırakan cümleleri duymamak için arzuladığım tek şey kilo almak. lan ben sana kilolu diyomuyum puşt. az daha ye yağların katman katman olur diyomuyum, şişko patates diye dalga geçiyomuyum lan. bak yine sinirlendim. 2 yumurta kırıpta yiyim.
kilomun boyumun son iki hanesini geçmesi ile bir ara vermeye karar verdiğim eylem.

12 kilo verdikten sonra sporla yavaş yavaş tekrar yapmaya çalıştığım şey.
25 senede 102 kilo almayı başarmış biri olarak (boy 160 cm bu arada) uzmanı olduğumu söyleyebileceğim olaydır.
(bkz: 4 kilo doğan bebekler)
(bkz: evet 106 kiloyum)
bi bana patlamamış piyangodur, kafayı kırma sebebimdir.

insandan insana kilo transferi diye bi şey olsa bence herkes çok mutlu olurdu.
(bkz: ütopya)
eger disari cikamayacak kadar soguk iklime sahip bir sehirde yasiyorsaniz kis sezonunun vazgecilmezidir. eylulde gordugunuz insanlar bir sonraki yilin nisan ayinda ortaya camis gibi cikar ve 'bu sene de cok kilo almadim yeaa iyi gecti' modunda yorumlar ile yemeye devam eder.