kuğular şarkı söylemez

dün tiyatrocu bir arkadaşımın detaylarıyla anlattığı oyun. o anlattıkça ben tüylerim diken diken olarak dinledim. aids hastası bir genç, bu genç çocukluğunda tecavüze uğruyor. bu çocuğa aşık bir gay komşusu. bu çocuğun kız arkadaşı (sevgilisi) emekli polis baba, terk edilmiş anne. diğer tarafta annesini kaybetmiş bir genç ailedeki baba şiddetine karşı evin annesi görevini üstlenen bir eşcinsel genç. tekrar oynarsa mutlaka izlemek istiyorum. ferdi merter fosforoğlu oyunu. yazmış yönetmiş.
gene bi acıdan gayden aidsten ekmek yiyim senaryosu, ben yan karakterlerde ekliyim biraz
-mahallede sünniler tarafından evi yakılmış bir alevi
-mini etek giydi diye mahalle baskısı gören genç bir kız
-karstan gelmiş dedesinin tecavüzüne uğramış kanser hastası bir travesti
-evlatlarına bakmak için fuhuş yapan bir kadın onu çalıştıran parasını alan alkolik bir pezevenk
böylelikle hiç kendini yormadan diyalogtu miyalogtu duygu sömürüsünden cukkayı götürürsün, e hadi bizi de görürsün artık
birleşmiş milletlerin destek verdiği oyun. 2005 yılında ilk oynanacağı zaman önce izinler çıkmamış sonrasında tepki almış. malum ülkemizde aidsli yok, eşcinsel yok, çocuk istismarı yok ve bu yüzden de bunu halka göstermenin ne gereği var değil mi? yok sayılmaya alışmışsınız. *
ailenin ve kendisinden başka birşey düşünmeyen bireylerden oluşan bir toplumun,iki insan üzerindeki etkileri ve kendilerinden farklı olanı, alışılmışın dışında olanı anlamaya çalışmak, yardım etmek yerine dışlamaları, başka bir deyişle kendi değer yargıları ile yargılayıp, damgalayıp, cezalandırmalarını ve günümüzün vebası olan aids'i gerçekçi bir anlatım biçimi ile işleyen, psikolojik derinliği olan evrensel boyutlu bir oyun "kuğular şarkı söylemez."