kucağa oturmak

kalabalık ortamlarda hoş karşılanmasa da mahsumane tebessümlerle yapılabilecek, bire birde gayet keyifli hal alan kucağa oturma faaliyetidir.

daha da keyiflisi için;

(bkz: kucağa oturtmak)
çocukların en çok dert ettiği konu. çocuk "ben büyüdüm artık kucakta gitmem" derken, anne baba "oğlum kucakta gideceksin bak millet ayakta gidiyor" şeklinde cevap verir. aklıma hayrettin in metrobüs reklamını eleştirdiği videosu geldi.
aklıma 12 yaşındayken yaşadığım olaylar geldi. bir olay nedeniyle eşcinselliğimden tiksinmiştim, kendimi kabul edemiyordum. sürekli "ben gay değilim" deyip duruyordum. alakasız olaylarda bile dile getiriyordum bunu. daha sonra sınıfta arzuladığım bir çocuk vardı. bu çocuk herhalde benim gay olduğumu anlamış mı ne yapmış, sürekli kucağına falan almaya çalışıyordu beni, siki ile götüme falan sürtüyordu. ben bu sırada çok nefret etmiş gibi yapıyordum, gerçekten de rahatsız oluyorum zannediyordum o zamanlar, ama içimde bir rahatlık oluşuyordu. içim "keşke biraz daha ellese bir yerlerimi, beni soyup, evine götürüp beni hoplatsa" diye düşünüyordu. haha şimdi o aklıma geldi ve bu çok komik.
benim en sevdiğim eylem.
(bkz: kucağa oturmak)
çok tatlı değil mi
sevdiğini kucağa oturtmak kadar, sevgilinin kucağına oturmak da güzeldir.
kucak yaşını geçen erişkin çocukların önlenemeyen kötü alışkanlığı. belki de bunlar hep yaş ve taşın daha zararlı olacağını düşünerek başta karar kılınmasının bir sonucudur, kimbilir. e ağlamayan popoya meme verilmez.