metrobüsteki yakışıklı erkek

genel olarak sadece metrobüste rastlanan, sanki metrobüsten inip gidince bir daha böylesini göremeyecekmişiz gibi sanrılara sokan bey.

nispeten kalabalık metrobüs içinde rastlayıp, yanına yaklaşarak gözle soyarak yiyip bitirme seansları yapılmak istense de; bir kaç durak sonra metrobüsten inip gideceği gerçeği karşısında bu tatlı sıfat; malesef geçip gidicidir. evet usulca inip gider ve her şey noktalanır.
sürekli cep telefonunu kurcalayan tiplerdir.
kafasını o telefondan bi kaldırıp bakmaz.
allah affetsin, sek'in günlük süt için hazırlattığı reklamda tramvayda görünen abi gibiyse, beylikdüzü-söğütlüçeşme arası mekik dokurum..

dün itibarı ile gördüğüm erkektir. hatta hayatımda gördüğüm en yakışıklı erkekti diyebilirim. soğuk ve yağışlı havanın etkisiyle azcık ıslanmış; saçlarından hafif sola ivmeli sakallarına doğru yağmur suları süzülmeye başlamıştı. içimden dedim ki "yani böyle bir erkek nasıl yaratılmış olabilir?" o çene, o gözler, o sakallar, sırf ellerini görmek için yanına kadar yaklaştım. her şeyi göze alarak geçtim karşısında izledim, sonuçta bir daha göremeyeceğim bu adamı hacı abi. sapıkça olacak ama gizlice resmini çekmeyi de düşünmedim değil yani arada bakardım o güzel gözlere. güzel olan şey; güzel olmanın hakkı vermeyi bilince cidden tadına doyulmuyor, hatta o tat direkt insanın içine içine tapulanıyor.

bu yakışıklıyı izledikçe -2 ay önce bir ilişkiden çıkmış biri olarak- şu çıkarımları yaptım.

1. bir ilişkinden çıktım ve kimseye bağlanacağımı düşünmüyorum, ama böyle bir sevgilim olsa kesinlikle aklımdaki tüm şüpheleri ve tüm geçmişimi siler.
2. mesela şu an bana inelim dese sorgusuz istediği her yere giderim.
3. bir yerlere kaçmayı teklif etse işi bile çöpe atıp onla istediği yere giderim.
4. sadece izlemek hakkım olsa onu günlerce izleyebilirim.
5. bonus: allahım bana da bunlardan yolla.

(bkz: umut fakirin ekmeğidir)
belli ki 3 yılda 1 defa fiçürlavırsın karşısına çıkan erkektir.