ramazan ayında esen samimiyetsiz geçici müslümanlık rüzgarları

"ramazanla geldi getirdi bayram geldi götürdü" türünden 1 aylık alize ve meltem esintili dini vecibe esintileridir.

tv kanallarına fazladan konan yayınlar, canlı bağlantılar, sıkıcı sohbetler, ramazan süsü verilmiş reklamlar derken samimi olmayan bu etkiler uzar gider. mesela daha bir gün evvelinde 70'ler erotik yeşilçam kuşağından seks filmi yayınlayan bir kanal, hemen kabuk değiştirerek; bir anda "huzur vakti" türünden yayın yapmaya başlar. sanki herkes kendine ramazan ayarı vermek için ağız birliği yapmış gibidir. cnm samimiyetsizlikten ölseniz keşke.

(bkz: ramazan ayını sömüren yavşak gıda reklamları)
din denilen şeyin kendisi bir samimiyetsizlik ve sahtelikler esintisi olduğundan aslına rücu etme olarak telakki edebileceğimiz durum. (yazar kemalist değildir, ateist de değildir).
tüketim toplumunu hehedef alan üreticilerin anneler günü sevgililer günü gibi diğer metaları kullandığı gibi ramazanı da kullanmalrının sonucudur.
cuma günü esen geçiçi samimiyetsiz müslümanlık rüzgarları ile kapışır. adam perşembeden başlar hazırlığa. cumanın bitmesiyle müslümanlık da bir hafta süreyle rafa kaldırılır.
akşamları çekirdek, meyve vb atıştırmalıklar eşliğinde nihat hatipoğlunu izleyip reklam arasında sevişmeli, öpüşmeli diziye bakmak.
bu yıl 26 mayıs akşamı başlayıp 24 haziran günü son bulacak olan zaman dilimi.
yelkenler fora dedirten rüzgardır. tersten eser, cehennem ateşini körükler.
müslümanları müslüman olmaya bi tık yaklaştırıp ardından eskisinden daha da uzaklaştıran rüzgarlar.