yumuşak g

hakkı yenen harftir. kelimelerin başına bile getirilmez sırf "yumuşak" olduğu için. ilkokulda alınan harf çıkartmalarında bile en az bu harfe yer verilir; bonibon kapaklarında asla bu harf olmaz(dı). bu duruma toplumun yumuşaklıkla yaftaladığı biz ibnelerin en fazla tepki göstermesi gereklidir.yumuşak g ile kader birliği yapmak en birinci vazifemiz olmalıdır.**
"ğ" şekliyle ifade edilen sürekli ötekileştirilen gariban harftir. yine de kullanmaktan çekinilmemesine rağmen bu kadar eziklenmesi ciddi bir meseledir. ğ nin özgürlüğü için mücadelemiz sürecektir.
yalnız başına okunduğunda ghh gibi bir gırtlak sesi çıktığı için sanırım böyle bir isimlendirilmeye gitmiş. yumuşak ge yalnızca kırım tatar ve tatar türkçesinde sözcüğün başına gelir.
alfabemizin üvey evladıdır; tam anlamıyla harf bile olduğu söylenemez; ya '' kağıt''da olduğu gibi iki ünlü arasındaki köprü olur ya da '' yağ'' da olduğu gibi önündeki ünlünün uzun okunmasını sağlar. asi olduğu kadar mağrur ve ayrıktır.
kendine ait bir ismi bile yoktur; g harfinin yumuşak olan versiyonu olarak tanımlanmıştır.

aynı durumdan şikayetçi olan başka isim yoksunları pazartesi ve cumartesi'dir; biri pazar'ın ertesi iken diğeri ise cuma'nın sonrası olur.
kendine has bir telaffuzu vardır , yalnız telaffuzu balgam çıkarır gibi bir ses verdiğinden zamanla kibarlaştırmışlar. bulmacalarda saçma tarafını görmek mümkündür; 8 harfli 1 harf diye sorarlar. telaffuzu rahatsız edici bulunsaydı ş için de virgüllü s derlerdi.

(bkz: kibar feyzo)
son 10 yıldır, kişisel ve mesleki çalışmalarımda, inadına daha sık kullanmaya çalıştığım harftir.
örneğin, bir makale metninde bir konuyla ilgili seçenekler listelenirken ç ve ğ harflerine mutlaka yer veririm...
yani a şıkkı, b şıkkı ve c varsa, kesinlikle ç şıkkı da olur... d, e, f ve g varsa kesinlikle ğ de olur...
inada inat işte...