martı

richard bach ın jonathan livingstone adını verdiği karakter ve onun hikayesini anlatan kitabı.

hayata geliş amacının sadece karnını doyurmaktan ibaret olmadığını düşünen ve bu yüzden toplumdan dışlanan, kovulan ve aşağılanan bir kuşun öyküsü. hayata geliş amacının evlenip, yuva kurup, çocuk yapmaktan ibaret olmadığını düşündüğü için toplum tarafından aynı muameleyi gören eşcinsel bireyler için küçük bir ilham kaynağı.
istanbul ile ilgili yapılmış olan bir tanıtım videosunda dünya insanlarını istanbul da gezdiren, istanbul boğazının ve denizlerimizin sembolü kuşumuzdur..

http://kisalt.be/8c2h7u
yüzbinlerce martı gördüm ama sadece bir tanesinin adını hatırlıyorum o da jonathan livingstone.
martıların martısı ; cesur jonathan ; deli jonathan ; özgür jonathan ;
özgür kuş.
istanbul, vapur, deniz, simit ve çay yanında çok iyi gider. tamamen yanlış anlaşıldım yemek değil kastım, seyretme özgürlüğü.
çok yanar döner bir hayvan bu martı. cıyak cıyak ötüyor tüneyip de bir evin çatısına ya da bir vapurun üzerinde veya deniz kenarında. acıktı mı gözü hiçbir şey görmüyor. kendi meşrebinden diğer sınıfdaşlarıyla kavgaya tutuşuyor, iki parça simit kapmak için yarışıyor. sonra bir bakıyorsun onca debdebeyi o çıkarmamış sanki, onca gürültü ondan çıkmamış sanki, onca hengameyi yaratan o değilmiş gibi; kuruluyor denizi en güzel gören biryere ve dalıyor öylesine. sanırsın ki dünyayı kurtaracak az sonra, sanırsın ki dünyanın bütün yükleri onun omzunda da bir çıkar yol aramaya çalışıyor. öyle vakur, öyle asil ve öyle düşünceli ki... yanına kurulup bir 70'lik rakı açasın geliyor. "gel, martı kardeş" diyorsun "iki lafın belini kıralım. nedir bu halin? ne oldu? karadeniz'de gemilerin mi battı?" e cevap vermiyor. öyle bakmaya devam ediyor asil asil, vakur vakur.
bir richard bach kitabı. motivasyon eksikliğine birebirdir.
istanbul'un simgelerindendir. *
istanbulun,lokal olarak boğazın dahada lokal olarak sarıyerin simgesi kuş.
tavuk döneri yemememe sebep olan kuş.
özellikle istanbul'da vapurlardan atılan simitlerle doyarlar.
çok görkemli bir kuş. bodrum'da bir kaç kere yakından görme fırsatım oldu. azametli, güçlü, iri... sağ omuzum arkasına dört martı dövmesi yaptırmıştım, ne kadar haklı olduğumu bir kere daha anladım. özgür, güçlü ve bembeyaz saf!
boğazın en güzel süslerindendir bu kuşlar. vapurda simitlerimize ortak olurlar, bir de büyükada'da benim elimdeki bisküvi paketine saldırmışlardı. yakın münasebet iyi değil.

* *
bunların sesleri beni en çok rahatlatan seslerdendir. martı sesleri aklıma gelince, böyle bomboş bir deniz aklıma geliyor ve de o denizin ilerlerine uzanan iskelede kendimi dinlediğim aklıma geliyor. garip.
çehov'un en sevdiğim tiyatro oyunudur. her bir tirat altın değerinde.
tüketildiğinde, mide rahatsızlığı yaşatan tavuk döneri betimlediğim hayvan adı...