hayat güzelmiş gibi hissettiren, renkleri daha da canlandıran, ayağınızı yerden kesen, kanatlarınızın olduğuna inandıran-ki sırtında izi var-, peşine düşüren şarkılar yapan sanatçı. müzik bu kadar şey hissettirmemeli. üzerine evren inşa edilmiş gibi, inşa edilmiş evreni anlatır gibi. atlas albümünde ruhlar var. hangi ruh halinde olursam olayım bana iyi geliyor.
satürnde kulağıma fısıldıyor ve her şey yeşeriyor sanki: "the universe was made just to be seen by my eyes"
tüm bu kırıklarla ne yapacağımı düşünürken fısıldıyor touch'ta: "before something breaks that cannot be fixed"
birini sevebilir miyim, biri beni sevebilir mi derken hearing'de ekliyor, verdiğimi alacağımı bildiğinden herhalde: "love is an echo"
ev bellediğim kabuğumu sökmekten korktuğum anlarda, kabuktan ziyade bir duvar taşıdığımı ve bazen evlerin yıkılması gerektiğini hatırlatıyor heart'ta, yıkılsın ki özgür olabilelim: "let our walls cave in"
boş boş tavana bakarken, elimde hiçbir şey yok gibi hissederken, nefesim ağırlaşırken aslında o nefesi ciğerimde dolaştıran bir şükür olduğunu hatırlatıyor: "god, it's easy to forget, there's magic in all of this"