benim de söyleyeceklerim var

Durum: 254 - 0 - 0 - 0 - 23.02.2024 01:16

Puan: 5064 - Sözlük Kezbanı

4 yıl önce kayıt oldu. 10.Nesil Yazar.

0
  • /
  • 13

ben aptal mıyım

kalkmış sikin dini imanı olmaz

sinirlendiğim birine orospu çocuğu dediğimde ya eril dil kullanma diye eleştiren boğaziçili arkadaşlarımı ara ara tutup sözlüğün böyle karanlık başlıklarına getirmek, yazılanları okutmak, ne zor dönemlerden geçtiğimizi gösterdikten sonra yaktığım sigarayı acı acı söndürüp şimdi takip et beni aşko diye 2024'e geri getirmek istiyorum bazen.

alttaki yazara soracaklarım var

bana bu aralar en çok sorulmasını istediğim soru: ne izledin en son veya hayvan gibi tavsiye edebileceğin dizi nedir?
(ön bilgi: normalde çok dizi insanı değilim. bir elin parmağını geçmez beğendiğim, devamlılık gösterip izlediğim diziler. gerçekçi gelmeyen, laf olsun bölüm dolsun diye şişirilen, sanatsal bir derdi, alt bir metni olmayan içerikleri asla izleyemiyor, dikkatimi veremiyorum)
cevap: beef dizisi. atlanta dizisinden bu yana izlediğim en iyi ve keyifli dizilerden biri. mutlaka tavsiye ederim. beef'i beğenirseniz atlanta'ya da bakın derim hatta.

alttaki yazar: olmasından en çok koktuğun üç şeyi, en çok olmasını istediğin üç şeyi yazar mısın?

olgun erkeklerden hoşlanan genç erkek

yıllardır şu sözlükteyim kimler geldi kimler gitti otur say deseniz asla sayamam, hüzünlenirim, gülerim, ufuklara dalarım... ama ''nasıl bir başlık açsam da hoşlandığım şeyleri belli etsem'' çabası bu dijital ortamın sessiz koridorlarından hiç eksilmedi. ben de buraya entry girince olgun seven genç mi oldum genç seven olgunlara çemkirip aslında genç seven bir genç miyim yoksa genç seven diğer olgunları kaçırıp gençleri elde edecek yegane olgun muyum asla bilemeyeceksiniz. bu da sizin lanetiniz.

*

jakuzi

konserleri duyduğum kadarıyla baya kötüymüş. ya sen ne kadar az gelişmiş bir canlısın oradan buradan duyduğun şeyi de gelip yazma buraya dediğinizi duyar gibiyim ama sanrım bu dediklerinizi duymazlıktan gelip tek kulaklığımı takıp diğer kulağımı size dönmek suretiyle 'anlat anlat dinliyorum' diyeceğim.
şaka. tabi ki altını dolduracağım şu saatte başka ne işim olabilir ki... bana bunu diyen arkadaşa büyük bir hevesle 'ahaaa gidek mi lan jakuziye' demiştim.. o da yine sizden iyi olmasın müzik kulağı vardır. bana jakuziyi sevdiğini, konsere o an bende hasıl olan heyecanla gittiğini ama hayal kırıklığına uğradığını söyledi. yoksa ben de severrim jakuziyi. hani az önce bir kulağımda müzikle dedikleriniz kulak ardı edeceğim dedim ya işte o kulaklıkta da jakuzi koca bir saçmalık diye bağırıyor olacak. düşünün yani...

*

dolap

bir dönem ikinci el kaset almak için dadandığım uygulama. bazı ipuçları:
- aldığınız ürünleri hızla kontrol edin. çalışıp çalışmadıklarına bakın. çalışmayan her ürün geri verilebilirdir. süreyi geçirirseniz ki 3 ya da beş gündü ürünü bir başkasına yamamak için dolapta satmanızı öneriyor. ürün sahibi evet hata bende dese de dolap uygulaması beni ilgilendirmez tavırlarına giriyor.
- bir dönem kargo ücretleri ve kesinti çok uygun olduğu için birine kargo göndermek için kullanmışlığım var. ürünü koyup satın aldırıp arkadaşıma normal kargo ücretinin altına göndermiştim. ama artık hem kargosu pahalı hem de baya kesinti yapıyor.
- elektronikler için 'denemedim çalışıp çalışmadığını bilmiyorum' diyen keriz avcılarına aldanmayacağınızı umuyorum. yani ürünün çalışıp çalışmadığına bakmadın ama fotosunu koyup özelliklerini yazıp fiyat belirlemeye üşenmedin? ok.
- kimi kerizler de iade yoktur falan yazıyor ilanlara. asla itibar etmeyin yollayın gitsin ürün kötüyse.

*

sözlük yazarlarının şu an olmak istedikleri yer

acılarımın da mutluluğumum da kaynağını bir şekilde içimden aldığıma ikna olmuş biri olarak gitmelerin beni benden kurtaramayacağına dolayısıyla çok da bir şey değiştirmeyeceğinden eminim.

buna rağmen ben de bazen seferi olmak istiyor muyum, evet. özellikle mübarek ramazan aylarında oruç tutulmuyor diye yıllarca araştırdım, ardından çözüm olarak keşfettiğim blablacar uygulamasıyla saçma sapan yerlerde okuyan ya da yaşayan eski arkadaşlarımı ziyaret etme etkinliklerin birinde başıma gelenlerden sonra dinden çıktım ve rahat bir nefes aldım diyebilirim. ama hala içimde bir yerde seferi olmak isteyen küçük bir benim de söyleyeceklerim var var. bilin istedim.

belçika'da ingilizce konuşulmuyor

gerçekten ne kadar güzel dertler varmış. beylikdüzü metrobüsüne binmeden hemen önce türkçe bilmeyen (işin garibi ingilizce de bilmeyen) arap kökenli insanlara yardımcı olmaya çalıştıktan beş dakika sonra maruz kaldığım en tatlı hiciv oldu bu başlık. saygı duyarım (ben de kimsem artık...)

*

mutlu olmak istiyorum

“mutluluk peşinden koşulmaması gerken bir şeydir. insan özünde acıdan kaçınmalıdır” minvalinde bir söz hatırlıyorum schopenhauer abimizden.

mutluluğun peşinde koşmak herkesin bir dönem varlığına inandırıldığı bir illüzyondan ibarettir. çünkü mutluluk sürdürülebilir değildir. hatta mutluluğun en büyük düşmanı “devamlı mutlu olma isteğidir” bile diyebiliriz. hem geçicidir hem de asla yetmeyecektir.

neşeli bir mizaç geliştirin, neşelenmek için kendinizden izin istemeyin, bir sebep bile aramayın. ufak şeylerde küçük mutluluklarla yetinmeniz tavsiye edilir. mesela peynir. güzel peynir sadece pazardan alınır. gidin kendinize güzel bir beyaz peynir alın. tarttırmadan önce ucundan tadına da bakın. al sana mutluluk.

biseksüel müslüman

şüphesiz biz onları erkek ve kadın olarak yarattık, de ki biz o biseksüelleri ise ikisinin de tadına bakanlardan eyledik

sen hiç ateş böceği gördün mü

en son yeni verisyonunu izleyince tekrar izlemeliyim demiştim. buralarda da epey yazıp ettiler güzel diye. sonra izlemedim. yine izlerim diyorum bugün ama emin de değilim. bellki de yarın öbür güne bırakılmış güzel bir şeylerin kalması mutlu ediyordur beni.
belki de tırt bir insanımdır

(bkz:tırt bir insan mısın)
*

muharrem ince

bir önceki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde chp teşkilatlarından görmediği desteğin faturasını ona sonuna kadar inanan insanlardan çıkaracak gibi duruyor. daha sağduyulu davranmasını beklerdim. üstelik tavrı da biraz erdoğan gibi.

eski flörtümmüşcesine kendisine şu dizeleri yazmak istiyorum

''bak muharrem kalbinin temizliğine inanıyorum, yani bir şeyler olabilirdi gerçeten. ben de çok istedim, denedik. o günkü heyecanımı hala hatırlıyorsundur, günlerce gözüme uyku girmedi. ama olmadı işte. bu konuda seni çok suçluyor da değilim emin ol. ama sanırım... sanırım artık senin gibi birini istemediğimi daha iyi anlıyorum. bu noktada bana çeşitli zorluklar çıkaracağını duydum. lütfen kendinden ve benim dışımda gelişen şartlara duyduğun nefretin acısını benden çıkarma. sevgiyle kal... ''
(eski çıktığın) benim de söyleyeceklerim var

ayrıca: *

taşak ağrısı

testis torsiyonu, testis iltihabı gibi bir dize sağlık sorununun belirtilerinden olabilen bir durumdur. skrotal renkli doppler ultasonografisi çekilir genelde.

ayrıca bu ne bilimsizliktir arkadaşlar! *
yok hemen işetin yok darbe gelince topuklarınızın üzerinde sekin seks meks falan...

psikolog

hiç yapılmadığı için gurur duyulan şeyler

tiktok kullanmamak. bakalım daha ne kadar gidecek.

covid-19 pozitif olmamak

migros

moneyclup kart almazsanız ürünlere ek ücret ödeten maret zinciri.

sütün normal fiyatı 17,75 heryerde az çok aynı, 19,75 yapmışlar fiyatı ama money kartın varsa 17.75. tam bir rezalet.

“iyi ama sevgili yazar fiyatlandırması farklı olabilir, fiyatı yükselmiş olamaz mı?” dediğinizi duyar gibiyim. takip eden günlerde aynı ürün indirimsiz düz fiyatı 17.75’e reyondaydı aynı markette.

kişisel bilgilerini bize ver satıp yolumuzu bulalım vermezsen de ürün fiyatından bağımsız üstüne bize para vereceksim ki yolumuzu bulalım diyorlar. e be alçak insanlar üründen kazanmıyor musunuz, gözün doysun be.

köyde eşcinsel olup çobana aşık olmak

başıma gelen olaydır. ne zaman gitsem köyde eşcinsel oluyorum, çobanla samanlığı seyran eyliyorum…

dönünce şehirde straight oluyorum “benim oyumla çobanın oyu bir mi?” diyorum.

eşcinsellik ve yalnızlık

öncelikle herkesin yalnızlığıktan payına düşeni alabilmesi adına yalnızlığı tekelleştirilmesine karşıyım.

bunun yanında yalnızlığın yeryüzünde en adil dağıtılan duygulardan biri olduğunu düşünüyorum. “zenginler fakirlerden daha yalnız değil mi sevgili yazar?” dediğinizi duyar gibiyim… hayır efenim, zenginler yalnızlıklarının farkına erken varıp yaygarasını daha fazla yaparlar, fakirler uzun bir süre bunu farkedecek kadar kendiyle baş başa kalmıyor sadece.

(bkz: yalnız ve ayı)

kalabalıklar içinde yalnız olmak üzerine:

eski okul anıları

patsoyu icat eden kişi olmam. o gün kantinin sikko ve gereksiz pahalı tostunu almak yerine tost ekmeği ve sadece patates kızartması almıştım. üstüne hunharca ketçap ve mayonez dökmüştüm. kantinci de şaşırdı başta. normalde patates ekstra alınıyordu, tost ekmeği de satmıyorlardı normalde. o yüzden olsa gerek oldukça uyguna gelmişti. patates 1.5 tl ekmek 50 kuruş falandı sanırım.
fiyat performans oranı çok iyiydi. sonra bunu gören çömez 9. sınıfların da yaptığını görünce hafif bi gururlandım. ardından vahşi kapitalist düzenin köpeği olan külyutmaz kantincinin gözleri açıldı ve bu sikko kombin bir yiyecek olarak satmaya başladı sonra ardını alamadık.

ben kim miyim? adımın bir önemi yok. ben patsoyu bulan o çocuğum… (kalabalığa karışır)

basur hastalığından muzdarip aşırı azgın pasif

neyse ki dönen çirkin oyunlarla ve kirli hesaplarla işi olmayandır.

  • /
  • 13
  • /
  • 2
Henüz hiç başlık açmamış.
  • /
  • 2

31 çeken homofobik erkek

garip bir gerçekliktir. hem penise dokunup keyif alır hem de başkasında görünce sinirlenir...
gerçek heteroseksüel erkek, 31 çekmekten keyif almayandır diye düşünüyorum. sonuçta bugün kendi sikine dokunup keyif alan yarın başkasının sikini ellerken boşalır.

alın bu argumanla ne yapıyorsanız yapın. heterolara karşı kullanırsınız.

actual proof

ay özelden yazıyor dükkanda çekyat var akşam gel anahtar sadece bende korkma diyor. dükkanı akşamları fuhuş yuvasına çevirmiş anlayacağınız ama bence hiç hijyenik değil.

ayı sözlük

koca bir medfen burası, yazdıklarımız da hüve’l-bâkīli mermerler. bir gün bakıp ya işeyecekler ya da papatya ekecekler. "artık senin mekânın servilik altında bir yermiş" dedirtelim.

benim de söyleyeceklerim var

başlıklara girdigi entrylerinde umut sarıkaya kırpıkları kullanması çok hoş.

anthony quinn

geçenlerde yine klasik olarak her ramazan olduğu gibi çağrı filmini veriyorlardı. arkadaş hz hamza rolündeki anthony quinn'i görünce 'müslüman olmuş' dedi. hayır evet hayır evet sonunda pes ettim tamam müslüman olmuş dedim.
ben oyuncunun zorba ve la strada filmlerindeki oyunculuklarını daha çok seviyorum.

benim de söyleyeceklerim var

geri döndü. şimdi ağzınıza yüzünüze karikatür fırlatıcak. bunu siz istediniz. haydi yiğidim geri durma gün bugündür.

taşak ağrısı

türkiye değişim partisi

mustafa sarıgül tarafından kurulan türkiye değişim hareketi'nin devamı diye nitelendireceğimiz parti.

parti adından çok sarıgül'ün instagram'a koyduğu storyler ile söz ettirmekte. sarıgül ve genç bir arkadaşın karşılıklı komik diyaloglarından başka bir aksiyon şu ana kadar yok. millet ittifakına göz kırptığını da eklemeliyim. büyük ihtimalle de desteğini açıklayacak.

kağıt helva

3 harfli marketler gurmenizden bir kıyak daha. olur da kağıt helvaya aşererseniz a101'de xroll kağıt helva var. kremalı diye de belirtmişler. orijinali nasıldı bilmiyorum lakin markası koska olurdu eskiden. e malum koshelva da denirdi bu tatlıya. yok eyt bana vurmadı. merak etmiştin sen biliyorum. eksik günlerim var. bitince emekli oluyorum ama.

ayı sözlük

hatrı sayılır online yazar görünüyor orada. acaba off olmayı mı unuttular. kim bilir? eskiden gak deseniz eskiyi basan bir ekip vardı. onlar da yok, özledim cidden. arkadaşlar arada hayat belirtisi gösterin. sex yine yaparsanız, ben yapmayın demiyorum. fakat sözlüğü de canlı tutalım yahu.

Toplam entry sayısı: 254

en iyi seks hangi meslekten kişiyle yapılır

dev hizmet!


iyi seks için gerekli 12 altın kural göz önünde bulundurularak aşağıdaki itibarı en yüksek 20 meslek incelendi.

meslekler:
20- astsubay
19- inşaat mühendisi
18- belediye başkanı
17- üniversitede araştırma görevlisi
16- avukat
15- elektrik mühendisi
14- genel müdür (kamu)
13- makine mühendisi
12- psikolog
11- eczacı
10- mimar
9- büyükelçi
8- yüzbaşı
7- vali
6- general
5- diş hekimi
4- öğretmen
3- hakim
2- üniversite profesörü
1- tıp doktoru

kriterler ve değerlendirme:

- konuşun:
tıp doktoru, hakim, general, yüzbaşı ve astsubay eksi birle başlıyor. zira bu insanlarla ne konuşsanız iş dönüp dolanıp tatsız mevzulara gelecektir. üniversite profesörü, vali, büyükelçi, psikolog, genel müdür, avukat, araştırma görevlisi, belediye başkanı ise konuşma kabiliyetlerinden dolayı bu kriterden + puan alıyor.

- ideal ortam: bunu “yer var mı?” olarak düşünüp hepsi az çok bu ortamı sağlar diyerek geçiyorum.

- dokunun:
mesleki el deformiteleri olacağı için bu konu inşaat mühendisi ve askeri mesleklere birer eksi kazandırıyor. doktorsa bu parametrede yüzü gülen taraf.

- ön sevişme önemlidir: vakit konusunda sıkıntılı olan tıp doktorluğu eksilendi. eczacı ve avukat gibi çalışma saatlerinde kafasına göre takılan meslekler artı puan alıyor.

- kendinizle barışın:
kendiyle barışık olması zor mesleklerden hakim, avukat, genel müdür, araştırma görevlisi, belediye başkanı payına düşen eksiyi alıyor. sizi zırt pırt eleştirip kendinizle barışık olmanıza engel olacak general, yüzbaşı, astsubay eksi alıyor. yüzü gülen taraf psikolog oluyor.

- güvenin:
içimizde zerre güven uyandırmayan genel müdür, avukat, vali ve belediye başkanı olurken ekstra güven oyu alan tıp doktoru, öğretmen, büyükelçi oluyor.

- partnerinize saygılı olun:
burayı atlayalım çok bireysel bir parametre.

- rahatlayın:
psikolog, öğretmen, araştırma görevlisi, mimar dışında tüm mesleklere eksi veriyorum. hiç birinin yanında rahat hissedilmez. mühendisler ve büyükelçi ise nötr

- utanmayın:
bu konuda tıpta utanma yok diyerek doktor, eczacı ve psikologa artı puan verip geçiyorum

- konsantre olun:
konsantrasyon konusunda eğitimli olan askeri temelli meslekler, mimar, mühendis, doktor ve eczacıya artı oy veriyorum.

- sağlıklı beslenin:
hepsinin karnı doyuyordur bence. ekstra kötü beslenen de yoktur. ayrıca sıkıldım amk.

evet arkadaşlar kazanan psikolog oldu.

şahsi fikrim: avukat ve büyükelçiden beklentim yüksekti. niye böyle oldu bilmiyorum.

sözlük yazarlarının şu an düşündükleri

yeğenimi haşladım biraz.

sen o kadar uğraş et kursa kaydet paşam haftada bir gün yedi saatlik kursa çok uzun, sıkılırım, girmek istemiyorum diyor. bir vasıf kazanması için ne yaparız ne ederiz diye düşünüyorum ama bu çabamdan ötürü de beni kötü bilsin istemiyorum.

en sevmediğim "onun iyiliği için ona karşı" ebeveyn hatasının içine girmek rahatsız etti beni.

sonra tabi pişman oldum. aldım karşıma
'ben seni düşünüyorum' adı altında sana istemediğin bir şey yaptırmaya hakkım yok ama madem istemiyorsun neden uğraştırıyorsun beni?

hem hiçbir şey kolay olmuyor armut piş ağzıma düş yok öyle bir dünya. daha hiç gidip görmeden sıkılırım diye bırakır mı insan?

gitmeyeceğim diyorsan gitme tabi. kendine bir şeyler katmayı ancak sen istersen mümkün olur, bunu istediğin zaman ben sana destek olurum sadece, bundan ötesi zorbalık yapamam

dedim konu tatlıya bağlandı.
dayı olmak güzel.

eşcinsellik ve yalnızlık

öncelikle herkesin yalnızlığıktan payına düşeni alabilmesi adına yalnızlığı tekelleştirilmesine karşıyım.

bunun yanında yalnızlığın yeryüzünde en adil dağıtılan duygulardan biri olduğunu düşünüyorum. “zenginler fakirlerden daha yalnız değil mi sevgili yazar?” dediğinizi duyar gibiyim… hayır efenim, zenginler yalnızlıklarının farkına erken varıp yaygarasını daha fazla yaparlar, fakirler uzun bir süre bunu farkedecek kadar kendiyle baş başa kalmıyor sadece.

(bkz: yalnız ve ayı)

kalabalıklar içinde yalnız olmak üzerine:

kilolu olmanın kötü tarafları

en kötüsü de yemek yerken şahika koçarslanlı'ya dönüşüyorum.

-yemek yerken oyalama beni beee.
*

yazarların yapmak istediği çılgınca şeyler

bir kış ayında işi gücü bırakıp erzurum gibi çok soğuk bir şehirde ev kiralayıp internet, netflix bağlayıp, bi dolu alışveriş yapıp bir ay hiç evden çıkmamak.

hdp

türkiye’deki ana akım medya üzerinden siyasi fikir edinen insanlar tarafından kolaylıkla hedef haline gelebilen siyasi parti.

bu kimi neyle suçladığının bilmeyen, eleştirilerinin altını dolduramayan, bu denli haksızlık ve zulmü görmezden gelenler bir de siyasi okuryazar olduğunu düşünür…


yurttaşlar desteklemese bile çıkıp “bu hdp’ye yapılan nedir kardeşim, ne yapıyorsunuz siz?! benim hdp’li kerdeşlerimin siki kutu kola gibidir!” diyemediği sürece bu ülkenin burnu boktan çıkmaz.

takip edilesi youtube kanalları

my analog journal - seçilmiş farklı kültürlere ait çoğunlukla eski parçaların * plak kaydı dinletileri sunuyor. çayınızı kahvenizi alıp bir yandan bir şeylere göz artarken dinleyebilirsiniz.
https://www.youtube.com/c/MyAnalogJourna...


anatolian rock revival project -başarılı görsellerle elden geçirilen anadolu rock parçaları tüm dünyayla buluşturuyorlar.
https://www.youtube.com/c/AnatolianRockR...


140journos - pek çok siyasi, tarihi, ekonomik ve sosyal olay ve durumu geniş bir spektrumdan, sağlam bir zaman çizgisinde yorumlara açık bir şekilde gösteren başarılı bir kanal
https://www.youtube.com/user/140journos


cep hikayeleri - hayatın içinden kayda değer hikayeleri aktarıyorlar.
https://www.youtube.com/c/CepHikayeleri

belçika'da ingilizce konuşulmuyor

gerçekten ne kadar güzel dertler varmış. beylikdüzü metrobüsüne binmeden hemen önce türkçe bilmeyen (işin garibi ingilizce de bilmeyen) arap kökenli insanlara yardımcı olmaya çalıştıktan beş dakika sonra maruz kaldığım en tatlı hiciv oldu bu başlık. saygı duyarım (ben de kimsem artık...)

*

ermeni soykırımı

“iyi olmuş, az bile öldürmüşüz” diyen canavarla “abi savaş şartları, ülke karışıkmış keşke olmasaymış ama olmuş işte” diyen iki çok farklı insanı aynı fikirde bir araya getirebilen yegane konu.

şey var bide “soykırım değil abi bu sayıdaki ölüm olsa olsa katliamdır”
- sayende nur topu gibi bir katliamımız oldu teşekkürler amk, ele ele tutuşup koşalım mı?

he bide şey var “kanka susun yoksa toprak verecez”
- aile içi tecavüzler için “susun yoksa ailemizden birini ceza evine, birini de sığınma evine gider” diyen insanla aynı kefedesin.

çocukken tacize uğramamış olmak

memleketinde efendice takılan gayin istanbul'a gelince amı götü dağıtması

bu jargonda alttan alttan çomar çekme ya da ahlakçılık yapma hissediyorum. hayır, bundan kime ne.

kendi amsterdam’a falan gitse dayı gibi girmedik yer bırakmaz muhtemelen. ki buna karşı değilim. götü başı dağıtmayan da dağıtmasın o da sorun değil. ahkam keser söylemleri yersiz buluyorum sadece.

süt kardeşler

kitap okumayan biriyle sevgili olmak

sevgililik mevzusunda bu tür bir yaklaşım yanlış olmaz ama sığ bir tavır olur.
adama ''bu aralar bakıyorum da bir aydır aynı kitaptasın bizi mi yiyosun lan. anlat bakalım ne anlatıyor o kitapta?'' mı diyeceksin?
''bu yaptığına inanamıyorum selahattin. kürk mantolu madonna'ya madonna'nın kitabı demişsin. pılını pırtını topla gidiyorsun bu evden. bitti anlıyor musun bitti!'' mi diyeceksin?

kitap okumak bu noktada sembolik bir şeydir.

muhafazakar siyasetçinin 24 erkekle gay partide basılması

homofobik girişimlerinden dolayı biri adama çok spesifik bir beddua edilmiş ve kılı kılına tutmuş sanki. *

başlığa türkiye'de mi olmuş sanıp koşarak geldim.

darısı bizim tüm homofobiklerin başına. * *

ermeni soykırımı

“iyi olmuş, az bile öldürmüşüz” diyen canavarla “abi savaş şartları, ülke karışıkmış keşke olmasaymış ama olmuş işte” diyen iki çok farklı insanı aynı fikirde bir araya getirebilen yegane konu.

şey var bide “soykırım değil abi bu sayıdaki ölüm olsa olsa katliamdır”
- sayende nur topu gibi bir katliamımız oldu teşekkürler amk, ele ele tutuşup koşalım mı?

he bide şey var “kanka susun yoksa toprak verecez”
- aile içi tecavüzler için “susun yoksa ailemizden birini ceza evine, birini de sığınma evine gider” diyen insanla aynı kefedesin.