tüm zamanların en sıkıcı ve ağır ilerleyen türk filmi...

favori karikatürlerden..

7 ocak 2013 istanbul kar yağışının devamı niteliğindedir. kartpostallık görüntüler oluşturmuştur. okulların tatil olduğu günde trafik belli noktalarda kilitlenmekte . herkes evde olduğundan mıdır bilinmezs internetide yavaşlatmıştır .

taze biberiye. bir dalını kaynar suda bekletip çay tadında her sabah içince, dalak, kalp, savunma sistemini sağlamlaştırıyormuş.

ben istediğimi yazayım çizeyim, başkası yazmasın durumu. hani bencillik falan da değil bu, onu da aşan bambaşka bir başlık, başka bir şey. iyi de sen elma hakkında konuşursun ama ben armut seviyorumdur. ayrıca kendine yapıldığında kıçını yırtıp ortalığı ayağa kaldırdığın bir durumu, birebir baskalarına da yapıyor olman anlaşılabilir değil.

sen dilediğini söyleme anlamında kafana buyruk ve dilediğince özgür davranıyorsan başkaları da özgür haliyle. yeri geldiginde en hümanist geçinen algı sahiplerinin faşizanca davranmasını da anlamıyor ve nefret ediyorum. nefret nefret! *

(bkz: bu ne yaman çelişki anne)

bademcik iltihabının tıp dilindeki adı. halk arasında ise daha çok "boğazlarım şişti" şeklinde dile getirilir ki bildiğiniz gibi yalnızca bir adet boğazımız var.

meydana gelmesi durumunda eğer çok ağır bir vaka değilse antiseptik gargara, pastil, eskisinden daha çok özen gösterilen ağız hijyeni ile müdahale edilir. annelerimizden öğrendiğimizin aksine sıcak içecekler iltahaplanmayı arttırır, soğuk içecekler ve dondurma ise ağrıyı alır.

bunlar çözüm getirmiyorsa antibiyotik (amoksisilin türevi gibi) tedavisi uygulanır ve eninde sonunda geçer. yılda altı kereden fazla başınıza geliyorsa sağlam bir kbb uzmanına gidip, "al bunları" demenin vakti gelmiştir.

is-tan-bul

ar-ama

koy-un

on-ay

dol-un-ay

in-ter-net

um-ay

kor-gen-er-al

yem-ek

az-er-bay-can

türk-is-tan

de-re*

kop-koyu

kap-kara

mavi boncuklarım feda olsun dediğim yazar, ben seni her halinle seviyorum. hiç bu kadar detaylar içinde boğulmuyorum bak, her halinle kucak açmış bir zagor'u neden paspas gibi yerden yere vuruyorsun. anladım sen patron bizler mevsimlik, pardon sezonluk işçi. yaz köşesi kış köşesi diye köşe kapmaca oynamayı sevmeyen bir zagor'u kafanda şekilden şekile sokma yauw, zagor gayet düz bir adam.

sen bana emel sayınlarla nostalji yaparken ben seni en derin sezen şarkılarına sığdırmış her defasında kulağını çınlatıyorum.

(bkz: dukan diyeti)

bugün 5. gündeyim sabah tartıldım 3.5 kilo vermişim. ama dünyanın en zor diyeti olabilir, ilk 2 gün oturduğum yerden kalkamadım sıfır enerji..

edit: bu diyeti yapacaksanız kabız olmayı da göze alın. tuvaletteki o dklar dünyanın en zor sınavıdır.

"everyday is like sunday" şarkısıyla benim gibi tuzu kurulara selam çakmıştır.