yan komşumuzle heralde yatak odalarımız bitişik.her gece mucu mucularını dinliyorum.benim de sevgilim olunca ben de dinleticem o adilere.hiç düşünmüyorlar acaba komsumun canı çeker mi diye.

(bkz: adamın amına koyan şarkılar) için muazzam bir örnektir.

yeni tatlar denemeye çok meraklı biri olarak tabi ki domuz etini de denedim. "pork" dediğimiz cinsini hiç sevmedim, çok tatsız tuzsuz geldi. bacon yine ona göre daha yenilebilir. amerika'da kaldığım ilk zamanlar domuz etiyle yapılan bir köfte denedim ki aman allahım o nasıl bir lezzet. her gün yiyoruz deli gibi. bu böyle bir hafta sürdü. o bir haftanın sonunda hayatımda bir daha görmeyeceğimden emin olduğum hayvani boyutta sivilceler çıktı vücudumda.(ki ergenlikte bile sivilce derdi olmamış insanım) o kadar yağlıydı ki köfteler, ondan olduğunu anladım neyse ki. köfteyi bırakınca sivilce falan da kalmadı tabi. sonuç olarak domuz eti sayfası benim için orada kapandı. hem lezzetsiz hem sağlıksız olduğunu test ettim onayladım.

bazılarında gurur meselesi haline gelmiştir, hatta bu yüzden kendini tanımlarken aktif olarak tanıtır, yatakta bir anda çılgın pasif olup çıkıverir...

üst kapağının yarısı kırılan şam fıstığı tipi mutsuzluk

hangi siyasi partiyi destekliyor bilmiyorum ama şu kişilerle yarışabilecek bir espri düzeyine sahip kişinin beyanatı (bkz: akplilerin espri anlayışı)

muhammed ali'nin cenazesi için amerika'ya giden rte, cenazede konuşma yapacağı haber edilmiş olsa da programın çok önceden hazırlandığı belirtilerek cenazedeki konuşmasının programdan çıkarıldığı bildirilmişti. sonrasında kabe örtüsünden bir parça götürdüğü ancak bu örtünün de "biz sonra koyarız" cevabını alması, devamında da beraberinde götürdüğü diyanet işleri başkanı mehmet görmez’in kuran okuma isteğinin de geri çevrilmesiyle sanırım "hayaller hayatlar" mottosuna uygun bir durum ortaya çıktı.

http://www.diken.com.tr/erdogan-muhammed...