eğitimin sistematik şekilde uygulandığı dönemlerde, avrupadan çıkarak tüm dünyaya yayılan ve günümüze kadar gelen okullardaki yaz tatilinin uygulanmasına sebep olan dönem. günümüzde gerekli olmasa da gelenekselleşmiş ve bir ritüel halini almıştır; zira yüksek öğrenimdeki çoğu unvan da kiliseden mirastır ve gelenekten gelmektedir.
en fazla, ben deyim bir buçuk iki yil, size deyin üç yillik iliskilerde olabilecek sorunsaldir. yoksa iliski devirmis 15 yilini, birlikte film izlemeyeceksiniz de ne yapacaksiniz? yok burada bahsedilen, sevgili degil de koli ise, birakin film izlemeyi de film çevirin derim size...
zirve günü uzaktan izleyeceğim, kesilecek bir koli gözlendiğinde içlerine sızacağım zirve. ya da o tarihlerde büyük olasılıkla rusya ya da ukrayna ya da arap ülkelerinden birinde olup ve katılmanın hayal olacağı zirve.
konformist olmanın başarılı bir gazeteciyi, edebiyatçıyı ne hale getirebileceğinin ayaklı kanıtıdır. biliyorum artık mağden'i öyle çokta takan ve ciddiye alan yok. yine de birkaç gündür gündemde. perihan mağden tayyip kalbimi kırdı demiş! şaşıranlar, üzülenler olmuş açıklamaları için... bense hala perihan mağden'le ilgili belli umutları olanlara şaşırıyorum! kendisinden ve annesinden başka herkesin önemsiz, biriktirdiği nefretin sanat, kabullenemediği konformizminin esprili karakter olarak vücut bulduğu bir perihan mağden görüyorum senelerdir. insanlar ölürken, gözaltılar tavan yapmışken, eleştiri yapanların işlerine son verilirken söyleyeceği en alengirli laf tayyip erdoğan kalbimi kırdı... işte onca zaman bu yüzden yetmez ama evet grubundan tiksindim. insan ancak sevdiği dost olduğu kişiye kırılır. siyaseten eleştirmeye çalıştığın birine bir insan nasıl böyle bir cümle kurar? ben neden böyle kibar laflar seçtiğini biliyorum da, hala kandırmaya çalıştığı halk zannettiği kadar enayi değil, kusura bakmasın. perihancığım, tarlabaşı'ndan ucuza kapadığnı kagir evleri proje bittiğinde kazık fiyatlara satarsın hayatım, merak etme! öptüm, kib, bye...