doğa yürüyüşüne, rafting yapmaya, yüzmeye gitmedikleri ve diğer sporları hiç yapmadıkları düşünülür. deli gibide yaparlar. ayıların hepsi şişman ve hantal olmak zorunda değildir mesela. ben 90-60-90 olan ayılardanım. pardon. bu bayanlar içindi. *(bkz: topakbear)
no body şarkısını radyoda ilk duyduğum da kendisine rahmet diledim ... sonra şarkı bitiminde öğrendim adını. 27 sinde uyuşturucudan ölen bir kadın vardı o sanmıştim..( araban şahin olunca yabancı müzikle bu kadar alakan oluyo )
gerçek adı: george cockcroft olan, pegasus yayınlarının kitaplarını yayınladığı, psikolojik-erotik-felsefi konularda yazan, şu an türkçe'ye çevrilmiş 4 kitabı bulunan (zar adam, zar adam'ın peşinde, piç fantazi ve est) ve çok yakında bir kitabı daha çevrilecek olan, yaşı da bayağı geçkin olan; çok sevdiğim yazar.
insanların fikirleri değişebilir. olabilir. sonuçta bilimselliğin var olmasının temelidir belirsizlik. gerçekte hem apaçık hem de aynı derecede göreceli değil midir, ey dostlar!
fakat alıntıladığım, ve o başlığa neden olan bölüm şöyle:
"profesör hawking, belki sizin iddialarınızla ters düşecek sorum ama evrenin yaratılışı, doğum ve ölüm. yaşam denen bu süreç, bizim elimizde olmadan başlıyor yine bizim elimizde olmadan sonlanıyor. hatta az evvel, ilk soruma yanıt olarak siz de yaşamın anlaşılamaz olduğunu söylediniz. sizin iddianıza göre kainatın yaratılış sürecinde ' yoktan var eden bir yaratıcı kavramına ihtiyaç yok. öyleyse hala yaşam dediğimiz bu süreç, çalışmalarınız her şeyin teorisini inşa etmeye muvaffak olmaya yaklaşsa da, hala canlılık- ya da vücuda gelme kavramı tam ve net olarak açıklanamıyor. şunu merak ediyorum, bilimin açıklayamadığı bunca görünen boşluk varken, hala ' tanrı yok ya da ' evrenin yaratılışında tanrı gereksizdir mi? ' diyorsunuz? umarım, sorum sizce net ve sizi kızdırmamıştır.
evrenin oluşumu bilimin gerçekliğine dayanır. ama bu, bilim kurallarını koyan( onları da yaratan) bir tanrı olmadığı anlamına gelmez ( burada uzun bir sessizlik oluyor, profesör hawkingin kızdığını düşünüyorum. ama o da ne, uzun sessizlikten sonra hem ben hem de cambridge üniversitesindeki uzay ve evren bilimi kürsüsündeki çalışma ekibi, yardımcıları odada şaşkınlıkla birbirimizin yüzüne bakıyoruz. uzun yıllardır bütün akademik çalışmalarını organize eden emektar yardımcısı ise inanılmaz bir ifadeyle bana bakıyor. ağzından şu cümle çıkıyor : ' profesör hawking ilk defa böyle bir açıklama yapıyor. inanılır gibi değil, bunu tüm dünya sizden duyacak.
şaşkınlık ve mutluluk içindeyim. bir gazeteci olarak, yaşayan en büyük bilim adamından bunu duyabilmek, tarihi bir an. o an eminim ki, bu sözler ve röportaj da çok tartışılacak!)"
daha önceden okuduysanız, veya üşenmeyip şimdi okuduysanız, bir soru soracağım (ve vurgulu olsun diye uzatacağım):
"eeeee?"
devamı getirilmemiş, açıklanmamış, tartışılmamış, üstelik "aslını" (yani ingilizcesini - özellikle parantez içerisindeki açıklamayı) merak ettiren bir cümle. o kadar.
hawking belki de tam anlamıyla ayşegül hanım'ın demek istediğini söylemiş olabilir. oturduğum yerden iddia etmeyeyim. kapıyı her zaman aralık tutmakta fayda var. benim takıldığım, hawking'in fikir değiştiribilitesi (!) değil. işin gazetecilik kısmı. sadece yukarıdaki cümleden "müjdeler olsun, o artık döndü" anlamını çıkarmak için... her neyse...
- cimri olması - özbakımında özensiz olması - aptal olması - algılarının gerçek anlamda kapalıymış gibi durması - kesinlikle faşist olmaları* - alkol almaması
ne ara verdim hatırlamıyorum ama bi ara vermişim bu ukde'yi e doldurmak da bize düşsün..
efendime söyleyeyim çekicilik konusunda asla sınırları zorlamaktan geri almayan erkekler vurdurma temalı yarışmada da elbette ön sırada yerlerini alacaktır..
uzun süredir depresyon nedeni ile oyun oynayamayan ben, bu oyun sayesinde uzun süreli bir oyun oynama fırsatı buldum. bir oyunda hoşuma giden sistem ne varsa, neredeyse hepsi burada. sega oyunlarını karıştırırken buldum.