şeker portakalı'nı iki kez okudum.

gözüm açılacak diye çok korkuyorum. inandığım şeylerin aslında saçma ve kendi kendime uydurduğum inandığım şeyler olduğunu düşünmeye başlarsam hiçbir şey eskisi gibi olmayacak diye korkuyorum. ki şu an bunu yazabilmem için düşünmüş olmam lazım , gözüm açılmasın lütfen.

üç yıl oturduğum evin adresini bilmiyorum. hatırlamaya çalıştım. sokak ismiyle blok ismi aklıma gelmedi.

ilk defa bir sözlüğe kayıt oldum. kesin bir salaklık yapıp atılırım diye düşünmekteyim.

ev içinde ve plan yapmadığım zaman dışarı çıkma hususunda ziyadesiyle tembel bir insanım. hatta biriyle sevişmek istediğimde kısa bir mesafede de olsa ona gitmeye çok üşeniyorum, bazen biri çıksın istediğimde bulunca mesafelere yenik düşüyorum. hep o gelsin istiyorum. o da gelsin, diğeri de, hepsi gelsin hatta, neyse. ama adam geldiğinde tembellikten eser kalmıyor. ne güzel bir şey armut piş yatağıma düş felsefesi.

tramwayda herifin tekinin tip tip bakması ardından peşine düşüp takip ettikten sonra dükkanında 10 dak.lık çay ikramı kazanan ben adamın tel.ini istmeyi unuttum sözlük. eski performansımdan eser yok * *

yaratıcılığım, yazmak istediklerim sözlüğü açınca tamamen yok oluyor. sıkılganlığım hayatıma etki etmeye başladı. kelimler ile anlatmaya çalışmaktan yoruldum. gözlerine bakabileceğim, utanmadan ellerini tutabileceğim, gözlerini gözlerimden kaçırmayacak bir insan olmalı herhangi bir yerde.

buraya farklı farklı pek çok şey yazılıyor, benim yazılanlardan tek anladığımsa "çok yalnızım."

bugün ağlayarak uyandım.

yağlıboya resimlerimi sizden daha çok seviyorum. bütün sinirimi tuallerimden çıkarsam da ortaya çıkan görüntü çok da kötü değil. kendimi hala yeteneksiz görsem de arkadaşlarımın tepkileri sayesinde büyüyen resim yapma arzum hala devam etmektedir. sinirimi sadece tualden değil fırçalarımdan da çıkarmaktayım elbette. geçen tam resim yaparken arkadaşın biri beni aradı, elimdeki 22 numara fırçayı hayalimde götüne sokup sokup çıkardım. saygılar.

yaşadığımız her neyse bunu yaşarken değil de yaşadıktan sonra öğrenmiş oluyoruz.
(bkz: aşk)
(bkz: sevgili)

bugün hayatımda ilk kez scat sex izledim. smokebl la denicez kısmetse.

dudak kalemi sürdüm, kendimi seren serengil gibi hissediyorum sözlük. *

at gibi bir hatun, rus asıllı. çalıştığım yerde prova mankeni. bana yazılıyordu. yaklaşık bir aydır türlü oyunlar oynayıp beni baştan çıkarmaya çalıştı. sevgili olma hayali ile başlayıp seks arkadaşlığına kadar indi. elinden zor kurtuldum.
son sözüm neydi biliyor musunuz?

olsa dükkan seni

severken ne denli salak olduğumu, gözlerimin önündeki gerçeği görmediğimi, duyduklarımı duymazdan gelip gerçekliğini sorgulamadığımı bugün iyice anladım ve aldatılmak neymiş öğrenmiş bulundum. adam 2 yıldır resmen ayakta si...* beni.
*

ve ben hayatım boyunca ilk defa bugün beddua ettim.biliyorum;tek kelime ile acizlik...ancak yapıp yapabileceğim şeydi ve verebileceğim tek tepkiydi...
biliyorum önümüzdeki bir zaman boyunca saçma salak ergen triplerine gireceğim,en alakasız şarkıları dinleyeceğim,herkese herşeye küseceğim ve de salya sümük ağlayacağım...peki değecek mi tüm bunlara? hayır değmeyecek ama olacak şey bu...şuan sağlam duruyorum,sanırım hala şokundayım olayın

yaklaşık 1 yıl öncesine kadar uyuşturucu bağımlısıydım.* ölümden dönünce kendime geldim. *

hetero taklidi yapmak çok iğrenç

ne param var ne kalemim. yarın matematik sınavım var çalışamıyorum ve yapamıyorum da.

lezbiyenim ama biseksüel kadınlardan korkuyorum. sanırım en büyük nedeni ayrıldıktan sonra onun bir erkekle olduğunu öğrenmekten korkmam. bütün kadınlarla olsun bir şey yok ama bir erkekle birlikte olunca içim acıyor lan. acaba başkalarında da var mı bu durum diye merak ediyorum.