ayı sözlük itiraf

  • /
  • 181
yarın mezuniyet balomuz var sözlük. hepimiz şıkır şıkır, iki dirhem bir çekirdek modda olacağız. herkes gösteriş yarışına, en mutlu benim havasına girecek ve bu vaziyette eğleneceğiz. büyük ihtimal ben de sırf günü kurtarmak, dikkat çekmemek adına en sevimli, en eğlenceli maskemi takıp onlara eşlik edeceğim. o an bir şekilde idare edeceğim ama ya sonra? mezun olduktan sonra ne olacak? bu yorucu ve acımasız hayatla nasıl baş edeceğim tek başıma? eğleniyormuş gibi gözüken ama içinde derin korkular taşıyan bir vücut daha fazla ne kadar -mış gibi yapabilir? daha kaç kere bir başına sorumluluklarıyla mücadele edip gününü kurtarabilir? sanırım mezun olma ve hayata atılma fikri beni çok korkutuyor. belki de yalnız olduğumu hissettiğimden dolayı şu an bu kadar pesimistimdir bilemiyorum. umarım güzel bir hayat beni bekliyordur...
yaz aşkı diye bir gerçeğin olduğuna daha yeni kendimi inandırdım. güzel güneşli, çiçekli ve böcekli günleri mevsimlik partner adı altında biriyle geçirmeyi seven birçok kişi var. duygusal olarak hiç hoş değil, mantıken yakın hissettiğin biriyle bu günleri geçirmek zevkli. ve bu aralar tesadüf aşk üzerine haberler alıyorum. yakın arkadaşımın, gay çift arkadaşlarının tesadüf üzerine tanışıp evlenmesi gibi... tesadüflere kesinlikle inanıyorum. belki bu bir işarettir diye de metafizik düşüncelere bürünebiliyorum. sonrasında etrafımda mutlu çiftlerin olduğunu görüyorum, mutsuz çiftler veya sorun üstüne sorun yaşayan çiftleri de. acaba bu bir dengemi diye sofistike düşüncelere dalıyorum. tüm bu çift örnekleri yalnızlar için birer gözlem aslında. sonuç olarak yalnız insan çift olduğunda bu kategorilerinden birine girip kendi doğrularından vazgeçmeyecek, bu örnekler de sadece sergideki tablo gibi kalacak. kısacası 8:15 vapurunu bekliyorum.
gey feysbukum kapatıldığından beri kendimi öksüz kalmış gibi hissediyorum. mesaj kutuma gelen seks tekliflerini elimin tersiyle itmeyi özledim.
can sıkıntısından, haberim yokmuş gibi fotoğraf çekineyim dedim. ama cips yerken haberim yokmuş gibi olsun dedim. denemeler ardından, bi baktım cips kasesi yok!!! allah benim belamı verecek*, nereye gitti o verilen kilolar, noldu o insülin direnci. lanet!!
itiraf ediyorum, bizim şehirde çarka çıkan transeksüellere özeniyorum. transeksüelliğe özenmiyorum, ama ne bileyim böyle seni almak için duracak erkekleri tanımak, kıro da olsa onlarla sohbet etmek, seni beğendiğini sana bakışları ile belli etmeleri falan hoşuma gider gibi geliyor. ne bileyim, o insanların psikolojilerini merak ediyorum. o takıldıkları ortam nasıl? bazen her şeyi unutup, insanın aptallaşması da iyi oluyor. para karşılığı yapmam bu işi, ama karşılığında bir bira falan ısmarlayacaklarsa düşünebilirim sözlük. bir de bunu arkadaşlara övüne övüne anlatmak istiyorum.
çevremdeki homofobik muhabbetlerden artık gerçekten sıkıldım. bir şeyleri anlatmaya çalışmaktan da yoruldum. yeter.
şu güzel popolu çocuk geldi bugün. ofislerimiz ayrılmıştı, o karşıda, bayağıdır göremiyodum. bi heyecanlandım. naber kardeşim dedi, geçti sonra.
şu koca şehirde insanlarla tanışmanın bir yolu yok sözlük. çıkma kavramı burda mı yok ben mi bilmiyorum acaba? çok şey mi istiyorum oturalım, konuşalım, eheheleşip utanalım falan. liseliliğimi yaşayamadım lan her muhabbet 'yer var mı'ya bağlanıyor. fast forward atıp beş ay sonraya gitmek istiyorum bıktım bu şehirden.
chp'nin reklamındaki sözlükçü çocuk çok tatlı, olamaz böyle bir tatlılıııııııııııııııııııııııııııık.
final haftasını çok seksi notlarla kapadım sözlük. büte kalan arkadaşlarıma kıps çekiyorum çok havalı. inek diye arkamdan konuştular bilmiyordular ki her şeyi günü gününe teslim ediyordum. ah şu grafucker tasarımcılar...
korkuyorum sözlük porter'ın çirkefliğinden korkuyorum.. ayın 12'sindeki bursa gezisine kendisi ve çok değerli kocası da eşlik edecek fakat bu yazarcan estetik tutmayan organlarından şikayetçi bu sıra dolayısıyla regly olamamış kadınlar kadar gergin ve saldırgan. tüm iyi niyetlerle beraber olalım dedik ama bilmiyorum yemenisini takıp türbeleri gezerken bize saldıracak mı?
insan 18 yaşına girince her şeyin değişeceğini zannediyor. ama nerde her şey aynı şekilde sıkıcı ve iğrenç.*
yalanlarına rağmen hala seviyorum . belki de ona fena halde bağlanmış olmamdan dolayı .. amma bugün itibari ile yeni sayfa açtım , açmak zorundaydım . çok güzel başlamıştık ağustos ayından itibaren çok sevmiştik birbirimizi ölene kadar böyle gider sanıyordum . kendimden de tiksindim ona inandığım için . hakkımı helal etmiyorum ve unutmak için herşeyi yapıcam .


henüz eve döneli iki gün oldu, iki gündür salondaki kanepede yatıyorum. bu gece dayanamayıp anne artık odana gider misin yalnız kalmak istiyorum dedim. gözlerime bakıp daha çok yalnız kalacaksın dedi. bu güne kadar hiçbir şey bu kadar canımı yakmamıştı.
şu hayatta affetmeyeceğim tek bir kişi var.
ondan aşırı hoşlanıyorum. uzun zamandır kimse ilgimi çekmemişti bu kadar. babama benzetiyorum huyunu suyunu. belki de bu yüzden özeldir bilemiyorum. ama uzaktan seviyorum onu. çünkü hayallerimle gerçeklerim örtüşmüyor biliyorum. asla kötü bir şey düşünemiyorum. niyeyse bana çok iyi geldi.
dün tam da bunla alakalı başlığı görünce bir kez daha-gün yüzüne çıktı-diyeyim: çok yakın dediğim, neredeyse her şeyimi bilen bir arkadaşımla ne zaman ilişkiler, daha doğrusu ortalıkta neden doğru dürüst bir adam olmadığı hakkında konuşunca, daha doğrusu da ben yakınınca kendisi:

"abi bana bir gün bunlardan bıkıp, normale döneceksin" vari bir şey hemen hemen aynı kelimelerle, yine geçen (ben hep bizim takım diye bahsettiğimden) kendisi "bunları yaşıyorsun/dın, bizim takıma geçeceksin gibime geliyor" minvalinde bir şey söyledi.

normalde bunu değil arkadaşım, herhangi birinden bile duysam çok yoğun tepki verebilecekken; son 2 yıldır her ne kadar kavga sevsem de olabildiğince tatsızlıktan uzak olmaya çalışmak, parlamamak ardına kulak arkası ettim diyelim. yoksa hayatım boyunca çabuk parlayan, dinmeyen bir insan oldum ama ne bileyim sevdiğim bir insanla o tarz kavgaya girersem sonu kötü olur(kendimi biliyorum çünkü), hani onarılamayacak kadar hem de. ikinci kez bunu söylediğinde o kadar umursamamaya çalışıyordum ki bilgisayar ekranına bakarak çok alelade bir şekilde "of zaten sen de beni hep bi döndürme merakındasın" diyerek üzerini kapadım. neyse, yine de benim ne yazık ki her zaman acımasızca doğruları söylememden ötürü epey tartıştık, dindi vs ama olan olmuş oluyor, en azından benim nezlimde. o insana aynı gözle bakamıyorum artık. sanırım güvendiğim dağlara kar yağdı sevgili sözlük ve ben sonbahar insanıyım.

şimdi bu herkesin 76265762 sefer yaşadığı/duyduğu bir şey olabilir, amaaan diyip geçebilirsiniz haliylen. benim hala anlamadığım ve hiçbir zaman da anlayamayacağım diğer insanların ısrarla bunu bir geçiş dönemi, "heves" vs olarak düşünmesi, öyle bir algıları olması. aslında kimse anlamıyor, sadece anlamış gibi yapıyor ya sanırım en çok da o koyuyor insana.
plaza kaşarı olmak istiyorum.
plaza kaşarı olmakta emin adımlarla ilerliyorum. geriden gelenlere selam.
  • /
  • 181