bir insan ömrünü neye vermeli

trt de çıkan muhteşem belgesel... elleri öpülesi büyüklerimiz bir ömür ne yaptıklarını ve ne öğrendiklerini anlatıyo aracisiz ... birde türküsü varki ben anlatmayım onu
haftasonları bara diskoya vermeli bence istanbulun denizini kokusunu arka sokaklarını kirini pasını camisini avlusunu şadırvanını görmemeli. habire itliğe uğursuzluğa tembelliğe bohemliğe vermeli ki çürüsün içten içe gitsin orospuluk etsin hamamları dolaşsın göte versin ömrünü damı dötü dağıtsın açıkçası. sonra da elleri ayakları zivi zivi titreyip de gözden düştü mü de karnabahara dönmüş kıçına vurup vurup uzaklaşsın bu dünyadan.
kendi kendini tanımaya.

(bkz: sokrates)
hasret gültekinin muhteşem yorumladığı eser

bir insan ömrünü neye vermeli
harcanıp gidiyor ömür dediğin
yolda kalanda bir yürüyende bir
harcanıp gidiyor ömür dediğin
yüreğin ürperir kapı çalınsa
esmeyen yelinden hile sezerler
künyeler kazılır demir sandıkta
savrulup gidiyor ömür dediğin
dışı eli yakar
içi de senii
sona eklenmeli sözün öncesi
ayrılık gülüdür kör derelerin
bölünüp gidiyor nehir dediğin
bir insan ömrünü neye vermeli
para mı onur mu taş dikenli yol
ağacın köküne inmek mi yoksa
çırpınıp duruyor yaprak dediğin
bir insan ömrünü öncelikle kendi ne, gururu na, şerefi ne ve namusuna vermeli.
sıralama şöyledir.
1 kendisine
2 ailesine
3 karşılıklı değer alışverişi yaptığımız insanlara
4 arkadaşlarına
5 sözlüğe
hiç bir şeye vermemeli bence. yaşamalı, eğlenmeli, böyle bir tanı yanlış. tamamen eğlenmeye vermemeli, gezmeye, eğitime. zaman ile birlikte mayalanmalı bence.