metrobüs camındaki terli kafa lekesi

dikkatle bakılırsa hepsinin eşsiz ve manidar olduğu görülebilecek sanat eserleridir.

aynı zamanda sözlük yazarlarının ne kadar siktiriboktan dertleri olduğunu gösterip beni mutlu etmiş başlıktır.

umarım hayatınız hep metrobüs camındaki ter lekesini dert edecek kadar güzel olur...

zira bizimkisi olamadı...
keşke sadece metrobüs camlarında olsaydı. (nerde bir toplu taşıma aracı, orada terli kafa lekesi ) .
kara kara düşünen bir insanı ele alalım ; yol uzun ne yapsın garibim tabiki terli(yağlıda olabilir) kafasını o güzelim cama koyarak kendisinden sonra binecekler için güzel desenler oluşturmak istiyecektir ...
tahminimce milyonlarca insanın katkıda bulunduğu bir genetik havuzdur. balık istifi yolcu taşıma mentalitesinin* ayak izleri!
yolculuğun uzun, sıkıcı, sıcak ve kalabalık bir atmosferde geçtiğinin göstergesi.
camsil ve fiber optik bezle kazıyana kadar silme isteği uyandıran iğrenç lekelerdir. ''allah bilir bir haftadır su yüzü görmemiştir o kafa. peçete falan bişey koyun yaa. yazıktır günahtır. senden sonra binecek olan yolcuyu biraz düşünsen olmaz mı? babanın otobüsü sanki. '' şeklinde çemkirilmesi muhtemeldir.
ter değil o yağ yağ...saçını günlerce yıkamayan insandan damıtılmış halis muhlis yağ.
oturulan yerdekileri bir nebze anlayabildiğim ama ayakta gidilen bölgedekileri anlayamadığım tiksinç lekelerdir.
fazla yaklaşmayınız, bit te bulaşmış olabilir. ayrıca recep ivedikteki otobüs camından kocaman öpücük sahnesini akla getirmiştir. ihtimalini düşünmek bile kötü.
kalabalıklığı ve acele etmem gerekmediği için kullanmadığım toplu taşıma aracındaki camda yorgunluktan ölmek üzere olan insanın kafasını koyup uyuması ile oluşan izdir. bir de camlarda kuş boku lekeleri vardır. (bkz: gereksiz bilgi )