anemone

Durum: 54 - 0 - 0 - 0 - 28.01.2016 00:53

Puan: 1020 - Sözlük Kezbanı

9 yıl önce kayıt oldu. 6.Nesil Yazar.

Kedi sever, kitap kurdu...
  • /
  • 3

yıl olmuş 2012 halen karşı cinsle evlenen eşcinseller var

başlığın yıl olmuş 2016 diye tekrar gözden geçirilmesi gerekir. bunu ikiye ayırmak gerekir 1.'si aile zoruyla evlenenlerdir. hala türk toplumunun eşcinsel çocuklarını tedavi(?) etmek için kullandığı yegane yöntemdir. çünkü bu aileler zanneder ki(özellikle kadınlarda) bunlar karşı cinsle sevişmedi ya ondan oldu, eşcinselliğin kökünü buraya dayandırırlar. zoraki bir şekilde kişi evlendirilir, çoluğa çocuğa karışıp ıslah olması beklenir. ve aile bunu yapmaya hakkı olduğunu düşünür. çünkü türk toplumunda ailelerin çocukları genelde birey olarak görülmez ailenin malı gibi görülür, aile çocukları üzerinde istediği gibi tasarrufta bulunma ehliyetine sahiptirler. bir bireye yapılabilecek en büyük saldırı ve haksızlıktır. karşı tarafın da hayatını karartmaktan başka bir işe yaramadığı uğraştır. sonuçta aileler başarısız olur, kişi yine eşcinsel ilişkilerini yaşamaya devam eder, kendisinde o gücü bulduğunda da boşanır ve sırlara karışır.
söylemekte fayda vardır ki erkeklerde sık görülür ama kadınlarda daha sık görülür. çoğu kadın aile baskısıyla evlenip gidiyor, erkekler bu konuda daha şanslı. ama tabiki aile şiddeti ve öldürülme tehditi alma bakımından erkeklerin daha şansız olduğunu söylemek gerekir.
2.'si ise kendi isteğiyle evlenendir; bu nadir görülür iradesi üzerinde yine tehdit, korkutma, aldatma etkenlerine rastlanır, eşcinsel birey kendisi için en hayırlısının bu olduğuna inandırılır.
2 grup da hem eşcinsele, hem eşine, hem de ailelere büyük zarar verir, bu evliliklerde mutluluk, aşk olmaz; huzursuzluk, bol gözyaşı ve kendini kaybolmuş hissetme görülür.

toplumda gaylerin kadınsı lezbiyenlerin erkeksi olarak algılanması

bir erkeğin ya da kadının kendi cinsiyetinin bilincinde olarak kendi cinslerinden hoşlanabileceğine akıl sır erdiremeyen kimselerin, yani toplumun %95'inin savunduğu düşünce olur kendisi. özellikle de eşcinsel erkek kardeşlerimizin başına çok sık gelen durumdur. eşcinsel olduğunu öğrenen arkadaşları, bireyi resmen göz hapsine alır. ayakkabısındaki pembe bir dikişten kadınsılaştığını, dudağındaki nemlendirici kremden ruj sürdüğünü düşünürler; kafalarında eşcinsel erkek arkadaşlarını da kadın statüsüne sokmaya çalışırlar. lezbiyenler açısından ise genelde heteroseksüel erkekler çok taş hatunlar derler, bol bol lezbiyen pornosu izledikleri için. kızlar ise lezbiyenleri kısa saçlı, erkeksi tavır içindeki kızlar olarak tanımlarlar. buna bizzat ben de şahit olmuşumdur. kuzenime lezbiyen olduğumu söylediğimde, e anemone tamam da lezbiyenler çirkin olurlar dedi, ben de nasıl dediğimde erkek gibi olurlar kafana göre birini bulamazsın dedi. kendisi lezbiyenler hakkında master yaptığı için yorumuna büyük önem verilmesi gereken şahsiyet sanki. ayrıca kimin çirkin kimin güzel olduğuna kim karar verebilir? herkese çekici gelen kişi farklıdır. kimi uzun saç sever, kimi kısa saç, kimi sakallı sever, kimi göbekli. muhakkak herkese güzel gelen birisi vardır. bu gruplaştırma, insanları tek tip olarak adlandırma neden kaynaklanır?
kısacası, bunların hepsi insanları kafalarında belirli cinsiyetlere yerleştirme çabasından kaynaklanır, boş bir uğraştır, kişi ancak yorulur ve kafası karışır.

ben de kadınlardan hoşlanıyorum ben de lezbiyenim diyen erkek

erkekler tarafından yapılan en bayat espridir, hatta espri demek hakaret olur diğer mizahşör insanların ortaya çıkardığı şaheserlere. benim sözlüktekilerden ricam şudur ki: anonim bir espri haline gelen bu espriyi yapan şahsa gülmeyiniz. fıkrasına gülünmeyen adam gibi kendisini açıklamaya çalışıp morarmasını izleyiniz. nasıl olsa bir süre kendi kendine gülüp susacak ve sessizce ortamı terk edecektir.

homofobik olup lezbiyen pornosu izlemek

fobisini arttırmak için elinden geleni ardına koymayan insandır. bunlardan çok sayıda bulunur, eşcinsellerin hayatını seksten ibaret gördükleri için eşcinsellikle ilgili makaleler, eşcinsellerin yaşamlarını araştırıp fobilerini kırma, eşcinsellerin değil kendilerinin yaklaşımlarının hastalık olduğunu anlama ve bunu aşma, biraz bilinçlenme yolunda ilerleyecekleri halde; eşcinsellikle ilgili araştırmasını pornolarla sınırlı tutan kimselerdir. sığ beyinlilerdir, anlaşılması güç insanlardır. ayrıca sormak istediklerim var bu şahıslara: kardeşim biz senin cinsel hayatında neler yaptığını araştırıyor muyuz? senin ilişkine sadece seksten ibaret gözüyle mi bakıyoruz? o zaman sendeki bu uğraşın nedeni ne?

asla yapmam denilen şeylerin zaman içerisinde yapıldığını fark etmek

evrenin morartma şeklidir, bu örneklerin devamı gelecek şuan aklıma geldiği kadarıyla;
aşık olmam ben!(oldu)
sınav günü uyuyakalıp sınav kaçırmak da ne allah aşkına?(6 gün önce uyuyakalır...)
ben tek yaşayacağım ev arkadaşıyla yapamam.(bal gibi de yapıyor.)
saçlarımı kısa kestirmem, ben uzun saç seviyorum.(6 ay önce kestirdi, omuzlarında artık saçları)
her renge boyarım da bakıra boyamam saçımı çok iddialı.(şuan o bir havuç kafa)

yanlış kıbleyi erdoğan fark etti

bu üstün buluşundan dolayı patent verilmesi gereken zat-ı şahane erdoğan'ın halk tarafından minimum 1 ay maksimum 5 yıl kadar süreyle baş tacı edileceği planlanıyor. hatta lakabı ortadoğu lideri'nin pusula erdoğan ya da ülkemizin kutup yıldızı olarak değiştirilmesi bekleniyor.

5 yaşındaki çocuklara gelinlikli başörtülü dini eğitim

toplumda ayaklanmaya neden olması, buna neden olan ve bunun yolunu açan kişilerin toplumdan izole edilmesi gerekirken; maalesef alkış toplayan, çoğu kişi tarafından desteklenen eylem olur kendisi. toplum olarak kadınları seks makinesi olarak o gördüğümüz için ne kadar erken başlarlarsa o kadar iyi olur felsefesine sahibiz; bu haberler ne yazık ki artık şaşırtmıyor ve çoğu kişi tarafından da arkası ne zaman gelecek merak ediliyor.

incil

4 kutsal kitaptan biridir. diğer kutsal kitaplara göre daha akıcı ve çevirmene göre değişse de anlaşılması en kolay olan kutsal kitaptır. bol bol hikayeye yer verilir, bilgi edinmek ve keyifli vakit geçirmek amaçlı okunabilir. ancak ciddi anlamda kalın bir kitaptır, okumaya sabrı ve vakti olanlara önerilir.

toplumsal travma

tek bir bireyi ya da bir kısım bireyi değil toplumu derinden etkileyen travma türüdür. genelde soykırım, savaş suçları gibi suçlar işlendiğinde ya da geniş çapta gerçekleştiyse deprem, sel gibi doğal afetlerin ardından toplumun büyük bir kesiminde ağır yaralar oluşur, tek bir bireyin yaşadığı travmadan daha ağır sonuçlara sebep olur. bu travmaların iyileşmesi için alınan önlemler ve çareler de toplumdaki tüm bireyleri ilgilendireceği için iyileştirilmesinde başvurulacak yöntemin çok dikkatli bir şekilde seçilmesi gerekir.

sarmısaklı yoğurtlu makarna

en ideal hali haşlanan makarnaların eritilmiş tereyağında bir kez çevrilmesi, yanında kola, üstünde pulbiber+sumak sosu ile servis edilen halidir. anlatırken bile ağzım sulandı. bu arada unutmamak lazım ki sarımsaksız yenmemelidir. hayatta yaşanabilecek en büyük felaketlerden birisi de ders arası eve gelindiğinde dışarı çıkmayacak olan ev arkadaşının hazırladığı yoğurtlu makarnayı sarımsaksız yemektir, çok büyük acı verir. bunun önüne geçmek için iki kişinin de evden çıkmayacağı gün yoğurtlu makarna yapılmalıdır, sarımsak yenemeyen günlerin acısını çıkarmak adına en az 3 diş sarımsak ezilerek yoğurda ilave edilmelidir.

türklerin ingilizce ile imtihanı

yaklaşık 11 yıldır ingilizce ile haşır neşir olmama rağmen hala beni imtihan eden dildir. kendi çabamla önce şarkılarla sonra dizilerle başlayan serüvenim artık altyazısız dizi izleyip %85'ini anlayacak duruma gelsem de yine de takıldığım noktalar yok değil. her şeyi geçtim sözlük, diyelim ki her şeyi sorunsuz telafuz ettim, anladım, yazdım ama bu sayıları ingilizce okuyamıyorum arkadaş kal geliyor böyle. o sayıları türkçe kalanını ingilizce okuyasım geliyor. bunu yenersem imtihanı başarıyla vereceğim dildir.

ayı sözlük izmir kahvaltı zirvesi

umutla beklediğim zirvedir, sözlüğe katılır katılmaz izmir zirvesi haberi ilaç gibi geldi. umarım sorunsuz şekilde gerçekleşir.

akıl almaz şarkı sözleri

serdar ortaç'ın tüm şarkılarının sözleri. her ne kadar aklımız almasa da sakız gibi yapışıyor ağzımıza adam işini biliyor.
ben ne sana taparım
ne seni ararım
ne trip atarım
sen ne beni oyala
ne omuz ovala
işime bakarım

iki kadının öpüşmesi

lezbiyenler için büyüleyici, heteroseksüel erkekler için keyif verici, eşcinsel erkekler için nötr, heteroseksüel kadınlar için mide bulandırıcı hisler uyandıran eylemdir. maalesef heteroseksüel kadınların lezbiyen ilişkilere sıcak baktığı söylemi yanlış bir söylemdir. iki kadının öpüşmesinden haz duyan, bir kadınla öpüşmeyi arzulayan kadının içinde homoseksüel bir eğilim vardır, ancak yüzdesi tartışılır. bana gelirse %100 lezbiyen bir birey olarak tabiki beni büyüleyen bir eylemdir ama herkes ile değil, beğendiğim, çekici bir kadınla olmak şartı ile. kendi eşcinselliği keşfetmemi sağlayan sarah michelle gellar ile selma blair'in cruel intentions filmindeki öpüşmeyi tek geçerim. o filmde etkilendiğim kadar başka hiçbir filmde etkilenemedim.

blue is the warmest color

konu, oyuncular, akıcılığı ve ekrana kilitleyiciliği itibariyle çok güzel bir film olsa da, seks sahnelerinin gereğinden fazla uzun, açık ve içine benim de dahil olduğum lezbiyen grup tarafından kullanılmayan ve sadece pornolarda yer alan seks pozisyonları yer aldığından seks sahneleri açısından gerçekçi gelmeyen filmdir.
filmde her ne kadar adele emma'yı aldattığı için ayrılmışlar gibi görünse de aslında tekrar beraber olamamalarının nedeni aralarındaki farklılıklardır. bizim de çok sık içine düştüğümüz hata olan tarafların ikisinin de eşcinsel olması ilişkiye başlamaları ve sürdürmeleri için yeterli görülse de, bu film bize eşcinsellerin arasındaki kültür ve ekonomik farklılığın ilişkiyi nasıl bir uçuruma sürüklediğini göstermektedir. kısacası filmde anlatılmak istenen iki tarafın eşcinsel olması ilişki yaşamaları için yeterli değildir, tarafların arasında makul bir fark olması gerekir ki bu hem heteroseksüel hem de homoseksüel ilişkiler için geçerlidir. her ne kadar önemli değil desek de bu farklılıklar ilişkileri bir süre sonra sona yaklaştıran nedenlerin en büyüğü olmaktadır. filmin sonunda da adele, amma'nın dünyasına ait olmadığını anlamaktadır.

tavuk çorbası

en güzel hali pirinçli ve sarımsaklı halidir. üzerine de bol limon sık misss...

huyunu siktiğim

benim genelde inatçı, küçük dağları ben yarattım triplerine giren kimselere söylediğim ve söylediğim anda etrafımdakiler de dahil olmak üzere hepimizin öfkesini soğuran, rahatlatan sihirli küfür.

şimdi yarrağı yedik

söyleyince insanı çok rahatlatan küfürdür. daha kibar insanları şimdi ayvayı yedik ya da hapı yuttuk gibi ibareler de kullanabilirler ama tabiki bu küfrün yerini tutmaz, aynı rahatlatmayı sağlamaz ve şüphesiz aynı hazzı vermez.

lezbiyen pornosu izleyemeyen lezbiyen

lezbiyen porno erkekleri tahrik etmek amaçlı tasarlanan ve bu yüzden bol bol tokatlamaların, sahte inlemelerin, dildoların, tam işin ortasında içeri giren erkek kişinin katılması gibi kurguların bolca yer aldığı lezbiyenleri öfkeden çıldırtmak için oluşturulmuş tiyatro gösterisidir. bunlar yüzünden erkekler lezbiyenlerin erkeklerle birlikte olabileceğini sanarlar. ve aksini iddia eden lezbiyene ama pornolarda araya erkek alıyorlar derler. gören de gerçek hayattan bir kesit sanacak o pornoyu.
her neyse bu nedenle olacak ki lezbiyen pornoları lezbiyenleri iter. gerçekçi gelmez çünkü, ki gelmemesi de doğaldır.

erkeklerin büyük lezbiyenlerin küçük meme sevmesi

içinde benim de olduğum gruptur. yaşayan bilir büyük memenin cefası çoktur. taşıması ayrı zor, sarkmasının önüne geçilemez, yazın bol bol terler, sütyenden taşar. o yüzden ben de küçük meme seviyorum. her şeyin fazlası zarar, az olsun öz olsun. ha kaç tane meme gördün küçük derseniz hiç, kaderin cilvesi sanırım habire büyük memeli kadınlara denk geliyorum. bi dişime göre küçük memeli lezbiyen bulamadım gitti.
  • /
  • 3
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 54

lezbiyen ilişkilerin yok sayılması

lezbiyen ilişkilere, gerçek gözüyle bakılmaması durumudur. aslında çok da şaşırılacak bir durum yoktur ortada; zira türkiye'de kadın olmak dahi yeterince zorken bir de hemcinsinizden hoşlanan kadın olmanız hayatınızı ve insanların ilişkinize bakış açısını iyice zorlaştıran bir durum olarak kendisini göstermektedir. türkiye'nin ataerkil yapısı ilişkilerin penisin karşılığı olarak algılanmasına yol açmaktadır. lezbiyenlerin ilişkisinde ortada penis olmadığı için, ilişkileri de yoktur topluma göre. lezbiyenlik halı yalamaya benzetilir, erkek yokluğuna dayandırılır, bir erkekle yatsın düzelir mantığıyla bakılır. beyninin yerini bel altından uzaklaştırmaya çalışmayan, penisiyle düşünen kimselerin sözleridir bunlar. oysa ki bir kadın lezbiyense penise ve dolayısıyla erkeklere arzu duymaz. insanlar erkeklere ilgi duymayan bir varlığın cinsel hayatını bir erkekle düzene sokmayı nasıl planlıyorlar hayret ediyorum. ve aslında erkeklerin eşcinselliği aslında toplumda daha olabilir gözüyle bakıldığı için daha çok eleştirilir, daha çok kınanır ve gayler bu yüzden daha çok saldırıya uğrarlar. çünkü ortada bir penis vardır ve bu insanların yaşadıkları ilişkiye daha çok müdahale etme, karalama, saldırma ve hor görme haklarını kendilerinde daha çok bulurlar. burada kesinlikle gayler daha rahattır demiyorum, erkek eşcinseller daha zor bir hayat geçirmekte lezbiyenlere göre sadece ben lezbiyenlerin ilişkileri kadar yok sayılmadıklarını ifade etmeye çalışıyorum.
keşke insanlar kafalarını birazcık kaldırsalar da bel altlarından ilişkilerimizin sadece cinsellikten ibaret olmadığının farkına varsalar. biz de sizin geçtiğiniz evrelerden geçiyoruz. biz de aşık oluyoruz, bizim de hayatımız onun etrafında dönüyor, biz de hayatımızı onunla geçirmek istiyoruz ve biz de karşımızdakini arzuluyoruz. lezbiyenlerin ilişkisinin sadece seksten ibaret olduğunu düşünüp, kendinizde cinsel hayatımızı araştıracak hakkı bulmasanız eminim dünya çok daha güzel bir yer haline gelir.

ülkemizdeki eşcinsellerin gün geçtikçe artması

annemin kurduğu cümledir kendisi. kıyamet alametiymiş. tabiki araya girip güzelce açıkladım. eşcinsel sayısının artmadığını, sadece yıllar geçtikçe insanların kendisini daha rahat ifade edebileceği için açılmalarının arttığını anlattım. o an kadın bir aydınlanma yaşadı ve hak verdi. ayrıca eşcinsellerin hasta olduğunu da düşünüyordu kendisi onu da atlattık. tahminimce annemi bir beş yıl daha bilgilendirdikten sonra eşcinsel olduğumu söyleyebilecek duruma getireceğim.

ilk cinsel deneyim

çoğu eşcinselin internetten tanıştığı rastgele kişilerle yaşadığı deneyimlerdir. benimki de aynen böyle olmuştu. sonuç sıfır zevk, sıfır bağ, yoğun pişmanlık, orayı derhal terk etme isteği. yani bendeki sonuç böyleydi, ilk deneyimimin benim için hiçbir anlam ifade etmeyen birisiyle olması çok kötüydü. kızı tanımıyordum bile ve çok çirkindi. aklıma geldikçe gülerim. bu anımdan sonra insanların nasıl tanımadığı, hoşlanmadığı kişilerle tek kişilik ilişkiler yaşayıp mutlu olduğunu sorgular oldum. tabiki benim fazla duygu odaklı bir insan olmamın da etkisi olsa gerek. yurt gibi ortamlarda da hoşlandığım kızlarla sevişme düzeyine varmayan yakınlaşmalar yaşamıştım. bu tarz yakınlaşmalar da çok oluyor, özellikle de erkeklerle yakınlaşmaktan korkan, hormonlarını kontrol edemeyen öpüşmeyi merak eden hanım kızlarımız sayesinde. tabiki bunu şimdi anlıyorum o zaman onları da kendim gibi eşcinsel sanıyordum. sadece meraklı kızlar olduklarının farkında değildim. hiç unutmam birisi durmadan allahım yardım et diyordu hiç tahrik edici değildi. kızın babası imamdı gerçi çok güzel devam et demesini bekleyemezdim değil mi?
tabi söylemeye gerek var mı bilmiyorum yurttaki o kızların şimdi boy boy erkek arkadaşları var ben ise yalnızım.

toplumda gaylerin kadınsı lezbiyenlerin erkeksi olarak algılanması

bir erkeğin ya da kadının kendi cinsiyetinin bilincinde olarak kendi cinslerinden hoşlanabileceğine akıl sır erdiremeyen kimselerin, yani toplumun %95'inin savunduğu düşünce olur kendisi. özellikle de eşcinsel erkek kardeşlerimizin başına çok sık gelen durumdur. eşcinsel olduğunu öğrenen arkadaşları, bireyi resmen göz hapsine alır. ayakkabısındaki pembe bir dikişten kadınsılaştığını, dudağındaki nemlendirici kremden ruj sürdüğünü düşünürler; kafalarında eşcinsel erkek arkadaşlarını da kadın statüsüne sokmaya çalışırlar. lezbiyenler açısından ise genelde heteroseksüel erkekler çok taş hatunlar derler, bol bol lezbiyen pornosu izledikleri için. kızlar ise lezbiyenleri kısa saçlı, erkeksi tavır içindeki kızlar olarak tanımlarlar. buna bizzat ben de şahit olmuşumdur. kuzenime lezbiyen olduğumu söylediğimde, e anemone tamam da lezbiyenler çirkin olurlar dedi, ben de nasıl dediğimde erkek gibi olurlar kafana göre birini bulamazsın dedi. kendisi lezbiyenler hakkında master yaptığı için yorumuna büyük önem verilmesi gereken şahsiyet sanki. ayrıca kimin çirkin kimin güzel olduğuna kim karar verebilir? herkese çekici gelen kişi farklıdır. kimi uzun saç sever, kimi kısa saç, kimi sakallı sever, kimi göbekli. muhakkak herkese güzel gelen birisi vardır. bu gruplaştırma, insanları tek tip olarak adlandırma neden kaynaklanır?
kısacası, bunların hepsi insanları kafalarında belirli cinsiyetlere yerleştirme çabasından kaynaklanır, boş bir uğraştır, kişi ancak yorulur ve kafası karışır.

anemone

instagram'da gokkusagininkadinlari_ kullanıcı adıyla oluşturmaya başladığı romanını azar azar yayınlayan hem sözlükte hem de gerçek hayatta yazar olan kişi.
Henüz takip ettiği biri yok.