cartman2

Durum: 189 - 0 - 0 - 0 - 10.11.2022 01:00

Puan: 2354 - Sözlük Kezbanı

9 yıl önce kayıt oldu. 5.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 10

sokakta sevişmek

çılgın anlarda yaşanan sevişme türü. en tatlısı.

elektrikli battaniye

elektrikli battaniye

çocukken altına kaçıranların --elektrik çarpar diye-- nimetlerinden faydalanamadığı, 90'ların soğuk, tipili kış gecelerinin bir anısı. sonra modası geçti zaten. eski battaniye bozulmuş olur, katlanmaktan rezistans telleri kopmuş olur dolaplar karıştırıldığında.

ayı sözlük itiraf

seni seviyorum.
bu belli artık. zor bu.

sokakta sarılmaya 91 lira para cezası

sarılmayı bile yadırgayan, teni tene deymemiş, insan yüzü görmemiş, hiç sevişmemiş bazı böceklerin kıskançlığı, fesatlığı. sarılmak gibi masum eylemi pis gözlerle izleyenlerin söz söylemeye hakkı varmış gibi bir yaşam koşulu.

su

suyu alıp vermek
gerek; nefes gibi,
içip içip işeyerek
serin sulardan ge-
cenin, güz önceleri
son bunaltılarında,
sıcaklarında serin
sularından yudum-
lar almak lazım bel-
ki.
--- karasularında bo-
ğulmak aysız gece-
nin, soğuğunda; güneş
ışığına boğulduğu gü-
nün birikmiş ısısı için-
de ılınmış kapkara bir
denizin, uzakta ince
dalgalarının kıpraştırdığı
bir yakamoz örtüsüne
--parıltılar içinde--
yürümekti, adımları serinli-
ğe alışıp kıyılarında.

sait faik abasıyanık

eşcinselliğini gizlemiş cumhuriyet dönemi yazarlarından/şairlerinden biri sanırım.
edit: ayrıca yeni sevgilim.

platon

bir renk adı. açık mor gibi, menekşe rengi, lila tadında bir şey eflatun.

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

cemiyette pişiyorum - mutfak


dişler birbirine kenetlenip kısık sesle eşlik etmesi eğlenceli

ayı sözlük'ten sevgili yapacak yazarlara tavsiyeler

gerçekte ne istediğinizi gerçekten söyleyin, anlatın, yazın. cinsiyet, cinsel yönelim, cinsel kimlik gibi farklı kavramları birbiriyle karıştırıp şiftleyerek anlatmanın bu gibi (sevişmekle ilgili) meselelerde suları bulandırmaktan başka bir işe yaramayacağı; göt deliğinde yaşam felsefesi aramamak gerektiği benim görüşlerimdir.

serin bir nevresim çarşafının altında sarılıp uyuyun, bir de onu tavsiye edeyim diyecektim fakat buraya (öncelikle) sevgili yapayım diye değil de kendim gibi insanlarla bir şeyler paylaşmak için geldiğimden, sevgili yapmak isteyenlere bir şeyler tavsiye etmeyi ancak kurduğum düşlere bağlayabilirim.

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

zeka dekoltesi

bu yolla soyunan var. derisine, etine varasıya soyunan, güz gelmeden önceki son sıcak gecelerde bunalıp coşarak

jin kazama

ediyle döverim. ahaha. h ile başlıyan turuncu saçlı piç karakterle de tokatlarım.

hey jude

revolution 9 ile i want you she's so heavy'den sonra, beatles'ın en uzun 3. şarkısıdır.
edit: ayrıca paul bu şarkıyı john'un oğluna (ebeveynleri ayrılırken) üzülmesin diye yazdığını söylese bile, john bu şarkıyı üzerine alındığını röportajlarında belirtiyor.

uludağ sözlük

eskiden beri yazdığım bir sözlük.
şimdilerde ise nostalji olsun diye ara sıra uğrayıp belki bir-iki şey yazdığım bir sözlük oldu.

göçmüş kediler bahçesi

okuduğum en iyi kitaplardan biri. bu öykü kitabını nasıl keşfettiğimi anlatsam çok komik olur.

kara

gecenin rengidir. ayrıca karga rengi.

bilinçaltına işleyen şarkılar

björk - hunter
beatles - tomorrow never knows
love - the red telephone

twitterda sürekli lady gaga beyonce vs konuşan gay

mainstream'dir. stereotipik geydir.
(bkz: gay stereotipi)

edit: o değil de ana akımdan öğrenecek bişeyler bulmuşum galiba geçen gün. buraya geri dönünce farkına vardım

okumlama yapmak

kim uydurduysa, komik deyiş (yok böyle bir şey).
okuma yapmak olsa tamam.
bokumlama da olabilir.
  • /
  • 10

alttaki yazara soracaklarım var

dışarı çık hiç gidemediğin yeni mekanlar keşfet. fotoğraf da çek anılar biriksin.

götümde çıban çıktı sanırım nasıl geçer bu meret? adsfadfs.

an

galiba eski türkçede vahşi hayvanları belirtmek için kullanılan bir yapım ekiydi. örneğin yılan, kaplan, aslan, sıçan.

Toplam entry sayısı: 189

rimming

çok keyifli bir deneyim. bu yöntemi uyguladığımda alttan çeşmem açılmıştı, yerde birikmişti. yatağa uzanırken, eğilip, serbestçe duran ürperip titrememeye alışmış deliğine önce parmaklarımı batırdım. mmmh. sonra yalamağa başladım.
benden önce odanın tuvaletine girdiği için olsa gerek (belki de işin tekniğini o yaşa geldiği için bildiğinden) tadı nefisti. iyice emip sömürdüm.
partnerim de çok zevk almıştı bu ön sevişmeden.

(bkz:göt yemek)

genç eşcinsellere tavsiyeler

kitap okuyun. ingilizce film, dizi, çizgi film falan izleyin. ingilizce alt yazılı anime izleyin. bol bol hazır noodle yeyin. sık sık rol model değiştirin.

lisedeyseniz daha cesur davranmaya çalışın. önce aileniz sonra toplumun tamamı sizin köpeğinizdir. evden kaçın demiyorum tabii. ileride, siz yaşlandıkça daha az gerekli bulacağınız korku ve kaygıların gözünüzde büyümesine izin vermeyin. gey olduğunuzu, eşcinsel olduğunuzu, homoseksüel olduğunuzu çeşitli yönleriyle belli edin.
siz belli etmeseniz de zaten belli olan bir şeyi "onur/gurur" kılıflarıyla saklayıp babanızı mutlu edemezsiniz. siz neye inanırsanız inanın, bir hayatınız var. masallarla avunmayın, bu dünya sizin istediğiniz şekilde işlemez, yürümez de.
çok düşünmeyin, şair olmayın, okuduğunuz okula "ileride şu işte çalışmam lazım" diyerek gidin. alkol, sigara gibi uyuşturucularla tembelliğe kapılmayın. başkalarının sizden daha değersiz olduğunu onlara kabul ettirmeye çalışmayın. arkadaşlarınıza çok güvenmeyin. bırakın onlar havlasın. meyve suyu için.
ırkçılık, cinsiyetçilik yapmayın. sübyancı olmayın. nefrete karşı duyarsızlaşın, gülümsemekten, mutlu olmaktan utanmayın.

ayı sözlük günlük

off neler oldu oğlum var ya. neyse anlatmıyım. şaka şaka anlatayım biraz. gene mal gibi aşık oldum galiba. ne gönül varmış bende hayret bir şey, gidip gidip aşık oluyorum, üzülüyorum falan. öncekini unutma açısından (e artık) iyi oldu. birini sevmeye ihtiyacım vardı, önce onu gözüme kestirdim. gülümsemesinden tanıdım onu. benim olmalıydı, bu kanıya zaman içinde vardım gerçi. ama olmadı benim falan. sadece hoşlanır gibi oldu, ona yürümemi bekledi, ilk gün yürümeyince hemen bıraktı falan filan. ama daha neler olur bilemem, umarım olur ya, çok yalnızım.

ben ağırdan alıyorum yine tabii ki. o kadar alışmışlar ki hemen her şeyin olmasına, bir dakikada tüm dünyaları değişiyor. aha ilk lafımı da soktum burdan sana, okursun. hahaha, ama seviyorum seni, bilesin.

ilk pasif olma hikayesini anlatan youtuber

videosunu ilk kez burada görüp izlediğim youtuber. videoda anlattıklarını dinlerken kendi kendime "cesur çocukmuş" dedim. video biterken baktım, kanalının ismi de cesur'muş zaten.
sırf, herkese açıkça anlatılması zor olduğu düşünülen bir şeyi paldır küldür anlatabildiği, bunu yapmayı seçtiği için saygı duydum. izleyen insanları gerebiliyor olması bile insan kültürünün, ataerkil anlayış düzeninin bir ayıbı. bu sebeple kendisinin yaşam tarzını açıkça anlatırken, çevreden aldığı edinimler ile kendi iç dünyasında oluşturduğu çelişkili halleri doğal akışı bozmamaya çalışarak göstermesi beni çok rahatsız etmedi.
kendim dinsizim diye, başkalarının —benim gereksiz bulduğum bir anda— din hakkında konuşmaya başlamasını yadırgayabileceğimi düşünecek değilim.

yalnız izleyecek olan gençlere verdiği mesajın yalınlığı, onları salak yerine koymaya çalışmaması falan hoşuma gitti. tabii izlenmek için çektiği bir video olması, videonun bir misyon taşımayacağı anlamına gelmez.
cinsel ilişkide edilgenlik utanılacak, aşağılanacak bir şey olarak görülüyorsa, böyle videoların daha da fazlalaşması gerektiğini düşünüyorum.

ayı sözlük itiraf

çok uyuz bir insanım. belli oluyordur da hem. bir yandan da kendimi sevimli buluyorum. itiraf ediyorum, çocukken ayak tırnaklarımı yedim. defterden boş sayfa koparıp uçak falan yaptım. arkadaşlarım bana çok şeyler öğretti. ben de onların yanında durmayı gerçekten düşünmenin hatırlamaktan da öte bir şey olacağına inanamadım önce. internet benim arkadaşım değil. sözlerimi bir kağıda çizip banyoda yaktığımda karbonlu gazların tütsülü kokusunu içime çekip rüzgarın esişini hayal eden bakışlarla izlediğim bir manzara yoktu önümde. tümüyle geçmişten örülü bir gelecek hayal edemiyorum.
hayal ediyorum ki süzgeçlerden geçen dağınık çizgiler yıldızlara varana kadar açılır, uzanır. peynir ezmesi fırlatmış gibi görünen tombul erikler oturan aygıtlara binerler. televizyon kumandası heykelinin yanındaki süpürge tohumu kabak tatlısı olmaya özenir. temiz ayaklar ahşap masalara tutunur. kavruk gözün kepekli kıvrımı tepe ışığında süzülürken, mantı sosu acı ezmenin yanında iyi giderdi. yaman papyonunu takan sebil tembel resimler çizse de, akü mandalı tutan yumurta kabuğu gibi sesi geç duyulurdu. köpek bu dalda tanrı suyu istemiş. cetvelini kırıp çiçek toplayan temiz ayaklar ahşap masalara tutunur sigara içerken. saçının teri boynundan içeri göğüslerine ıslanıp yapışan anlarda, tırnakları uzamış, göbek deliği, göbek deliği. tuzlu suya teneke kutu süzülerek indi, haziran güneşi batık kayaları geçmişe fırlatırken düşündüğümde ayak parmakların. yağlı boya yere döküldüğü günkü gibi kupkuru meme uçlarında sivri sulardan bacak aralarına parmaklarımın arkası hafifçe değerek eriyen çamurda tüylü dudaklar pense dişlerim kamaşarak biriktirdim yumuşak ellerini yere akıtırken burun deliklerini emdim. mantı sosu acı ezmenin yanında iyi giderdi

ayı sözlük itiraf

söylemesi biraz gülünç bir şey, çok sıkıcı biriyim sanırım. bugün su içtim. şimdiye kadar bir kez seviştim. bu duruma çok bir anlam yükleyecek değilim, bir kez seviştikten sonra zaten denemiş olmanın verdiği rahatlıkla, bir kez daha aynı şeyi yaşamak için istek duymadım. sevişmek, öyle üzerinde uzun uzun düşünülür diyebileceğim şeylerden olmadı. o heyecanı, deneyimin kendi duygusunu birkaç kez anlatıp bir kenara attıktan sonra tekrar yaşamak düşüncesini aklıma getirmedim değil. öyle anlarda belki bir video izlerken mastürbasyon yapıyorum.

yazı yazmayı, okumayı seviyorum. gerçek şeyleri, gerçek olduğunu düşündüğüm şeyleri, kendi görüşlerimi, düşüncelerimi falan yazmanın yanı sıra, gerçek olmaktan uzak, hikaye gibi ya da kurmaca diyebileceğim şeyleri de yazıyorum.

genç eşcinsellere tavsiyeler

kitap okuyun. ingilizce film, dizi, çizgi film falan izleyin. ingilizce alt yazılı anime izleyin. bol bol hazır noodle yeyin. sık sık rol model değiştirin.

lisedeyseniz daha cesur davranmaya çalışın. önce aileniz sonra toplumun tamamı sizin köpeğinizdir. evden kaçın demiyorum tabii. ileride, siz yaşlandıkça daha az gerekli bulacağınız korku ve kaygıların gözünüzde büyümesine izin vermeyin. gey olduğunuzu, eşcinsel olduğunuzu, homoseksüel olduğunuzu çeşitli yönleriyle belli edin.
siz belli etmeseniz de zaten belli olan bir şeyi "onur/gurur" kılıflarıyla saklayıp babanızı mutlu edemezsiniz. siz neye inanırsanız inanın, bir hayatınız var. masallarla avunmayın, bu dünya sizin istediğiniz şekilde işlemez, yürümez de.
çok düşünmeyin, şair olmayın, okuduğunuz okula "ileride şu işte çalışmam lazım" diyerek gidin. alkol, sigara gibi uyuşturucularla tembelliğe kapılmayın. başkalarının sizden daha değersiz olduğunu onlara kabul ettirmeye çalışmayın. arkadaşlarınıza çok güvenmeyin. bırakın onlar havlasın. meyve suyu için.
ırkçılık, cinsiyetçilik yapmayın. sübyancı olmayın. nefrete karşı duyarsızlaşın, gülümsemekten, mutlu olmaktan utanmayın.

ayı sözlük yazarlarının burçları

tek gecelik ilişki

tek sevişmelik ilişkidir. gece yaşanır olmayanı tek günlük ilişki olarak da anılabilir.
tek kullanımlık mendil gibi, "tek seferlik ilişki" denebilir mi böyle ilişkiler için?
tek seferlik ilişki dersek, ilişki dediğimiz şeyin hangi boyutta yaşandığının, ilişme meselesinin katmanlarının bir değeri kalmıyor sanki.

dokunmanın iç içe geçmek halini aldığı an niye en son nokta olsun ki, değil mi? bu sebeple mi zamana yayılan şeylerin tek sefer sayılmadığı kanısına varmaya çalışıyorum

benim de böyle bir ilişkim olmuştu. üstelik gece falan da değildi.
gece yaşanan ilişkilerimi düşündükçe ağlayacak gibi oluyorum, çünkü onlarda tek seferlik ilişkinin değil, sevişmenin anlamını sorgulamıştık. dokunmak sevişmek demekti. konuşmak, konuşmaya çalışmak, dinlemek, gülümsemek, neşelenmek, hatırlamak, anlatmak... geceleri sahilde bir kişiyle —bana "gel" demeyi öğreten adamla— otururdum o kumlarda. tek gece de değildi, sikişmek de değildi; yalnız dokunmak, okşamak, sıkmak, ittirmek. ahaha. sarılmayı ne ara atladım.
benim eskilerim hep böyle hikâye oldu. anımsıyorum da içli içli gülümsüyorum kimi zaman. içkim bile yok şimdi üstelik.

fantezi tadında orgazm forumu içerikli başlıklar

uludağ sözlük

eskiden beri yazdığım bir sözlük.
şimdilerde ise nostalji olsun diye ara sıra uğrayıp belki bir-iki şey yazdığım bir sözlük oldu.

ayı sözlük itiraf

tavuk büzüğü ile ayı ayağı arasındaki fark üzerine düşünüyorum. şişman olmadığım aklıma geliyor. saç boyası reklamı izlerken daha ırkçıyım.
dün otobüste yanıma oturdu. nefsimi tuttum. sonra dayadı.
oh ne güzeldi. gözlerim kapalıydı. sürtündükçe yumuşadı.

grindr

şimdi düşününce yasaklanması aslında iyi olmuştu. bu uygulamayı keşfeden ülke insanları fotoğrafsız profille, fotoğrafını oraya koymaktan korkmayan gençlere falan sürekli rahatsız edici, taciz içeren, hakaret içeren mesajlar atıyordu.
hornet bu durumun önüne geçti sanırım. ne istediğinizi profilinize açık seçik yazsanız bile, yok rol yok arayış yok bilmem ne diye aslında aynı şeyi anlatan yeni sözcükler uydurup birbirlerine sorarak karşılarındaki kişiden istediklerini alabileceklerini sanan biraz aptal insanlara "senle ilgilenmiyorum" deyince küfürler hemen başlıyordu. insanları istediğim kıstaslarla bloklama özgürlüğüm neyse ki var. fakat iyi çalışan bir raporlama sistemi de lazım. ban yemeleri için falan, moderatörlere gönderip inceletmek için.

en çok istediğim şey de bu gibi uygulamalarda resim yüklemeden etrafa bakan kişilere görünmemeyi sağlayacak bir opsiyon, bir seçenek. bunların yarısından çoğu hetero sapıklar olup aralarında türlü pislikler bulunabilir.
en çok istediğim ikinci şey de kendi yüz resmini profiline koyduğu belli olan kişilerin, mesela yüz resmi yerine sigara paketi resmi, ya da ne bileyim karikatür falan koyan kişileri bir gruba flag'leyebilmesi. o işi yapay zekayla falan halletmek daha zor olur.
hadi yüz resmi olmasın da göbek resmi, ayak resmi olsun diyecekler de var, onlara da ayrı gruplama çıksın. isteyen istediğini, ilgilenen ilgilendiğini bulsun. diye düşünüyorum.

ayı sözlük'te ayı olmayan yazarların dışlanması

ben dışlamadım, dışlayanı da görmedim henüz.
(bkz:chaser)
(bkz:cub)
(bkz:butch)
(bkz:lezbiyen)
bir de trans bireyler var. onlar kendilerine ayı diyemez mi? burası hayvanat bahçesi kafesiyse...

ille de "kendi adına konuş" diye düşünenlere düşüncemi söylemem lazımmış gibi anlatayım bir de. burası "ayı/bear" temalı olabilir. yalnız gerçekten "ayı" olanlar girsin dersek, aynı mantıkla buranın porno sitesi olduğunu da düşünebiliriz. e ayı sevenler de girsin madem, dediğin zaman da kendin gibi olmayan*, ama aynı senin gibi toplumda dışlanan cinsel yönelimdeki/oluştaki/durumdaki insanları dışlamış sayılırsın. o sebeple kadını, erkeği ayırmadan her tür ibne olarak birbirimize destek çıkmak gerektiği düşüncesinin yeni bulunmuş bir şey olduğunu sanmıyorum.
ayı ağırlıklı bir sözlük olduğu gerçeğinin yadsınamayacağı gibi konuşmalar yapacak olsam burayı lezbiyenler basar zaten. ki varlar da, görmezden gelmiyorum.
peki bu başlığı niye açtık biz diyecek kişilerle düşüncelerimi paylaşmak için yazı yazarken ağırlık olarak zayıf*, gey, kıllı bir erkek olduğumu da hatırlatmam gerekirmiş. öyle dedin.

benden söz açmışken, ha benim de dışladıklarım olur. ama onları tüm sözlüğe kural diye getirecek halim yok. herkesle sevişecek halim de yok. biseksüelleri sevmiyorum. evli erkekleri sevmiyorum. heteroları sevmiyorum.
yaş olarak genç geyleri hele hiç sevmiyorum.

kedi kokusu

kitap kokusu, kahve kokusu, ter kokusu, çiş kokusu, odunlu parfüm kokusu, ekşi koku, sigara kokusu, meşrubat kokusu, ayak kokusu, ağız kokusu, balık kokusu, yağmur kokusu, çamur kokusu, deniz taşı kokusu, yanık saç kokusu, soba bacası kokusu, çürük meyve kokusu, helyum kokusu, osuruk kokusu, çatapat kokusu, ten kokusu, mürekkep kokusu, badana kokusu, yeni yıkanmış yastık kılıfı kokusu,